Bir önceki sayımızda İzmir’in dağlarında açan ‘Hayır’ çiçekleriyle çıkmıştık. Kapağımızın çok beğenildiğini söylemeliyim. Buradan “‘evetçi devlet’ ile ‘hayırcı halk’ın referandumuna az kaldı” yazmıştım.

Referandum tam da öyle oldu. Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç’in İz Gazete’ye verdiği röportajda söylediği gibi ‘İzmir’in üzerine çullandılar’… Sadece İzmir’in mi? Tüm halkın ve hayır’ın üzerine… Evet’in devletin seçeneği olduğunu, son gün oyları sayarken de bir kez daha gösterdiler.

Tüm referandum nasıl adaletsiz koşullarda geçtiyse, oyların sayımı da öyle gerçekleşti. Mahallenin hilekâr şımarık çocukları gibi, gürültü ile oldu bittiye getirme çirkinliğiyle karşılaşabileceğimizi hepimiz tahmin ediyorduk ama her seferinde olduğu gibi, ‘bu kadar da olacağını sanmazdım’ dedirtmeyi de başardılar.

Ama bitmedi…

Anadolu’nun bilge inadı ve kararlılığı mirastır nesilden nesile. ‘Hayır daha bitmedi, mücadeleye devam’ sloganının sokakları inletmeye başlaması çok zaman almadı. Kafiyesinden ritmine, her seferinde bir önceki mücadelenin birikimiyle ortaya çıkıyor öfke.

Farkında mısınız? Günahlar birikiyor.

Hesap günü uzak mı yakın mı kestirmek zor.

Ama ‘geliyor bizimkiler’… O görünüyor!

***

Umudu büyütmek için bir araya gelen kadınları ve işçileri konuk aldık bu ay sayfalarımıza. Özenle okumanızı öneririz.

Bekir Yurdakul ile ‘Ölmeden iyi insanları’ konuştuk. Ramis Sağlam’ın ‘Smyrna’nın İzlerinden’ini tanıttık. İsmail Afacan, Attila İlhan’ı yazdı. Sunuyu şiiriyle bitireyim:

“şimdi ben buradayım sen izmir’de o bağdat’ta
ve daha başımızdan neler geçer kimbilir
kimbilir kardeşim hayatta”

***

Kalın sağlıcakla…