Bir dönem hepimiz Şirince’yi konuştuk.

İnanışa göre, 21 Aralık 2012’de kıyamet kopacak ama M harfi şeklindeki Maden Dağı yıkılmayacak, dağın tam ortasından bir gemi çıkacak, Şirince'de bulunup bu gemiye binenler kıyametten kurtulacaktı.

Milattan önce yaşamış olan Mayalar böyle inanıyordu. Dünyadaki yaşam sona erecekti.

Dünyanın dört bir yanından insanlar o tarihte Şirince’ye gelip sığınsalar da neyse ki o gün kıyamet kopmadı. 

Kıyamet kopup yaşam sona ermese de, belki de o gün bugündür, milyonlarca insan kıyameti yaşadı, yaşıyor dünyada.

Suriye ve Irak başta olmak üzere, milyonlarca insanın yaşadığı topraklar kıyameti yaşadı. Silahlar susmadı, bombalar patladı, Nuh’un gemisini arayan bebek bedenleri vurdu kıyılara.

Suriye ve Irak’la sınırlı kalır mı? Bir anda ‘kıyamet’in içinde bulduk biz de kendimizi. Nerede, ne zaman bomba patlar, kaç canımız nasıl yanar anlayamaz olduk.

Mayalar nasıl bir kıyamet tasvir ediyorlardı bilemeyiz ama herhalde bugünleri görseler Maden Dağı’nda gemi ararlardı insanlığı kurtarmak için.

**

Bu ay dergimizin dosyasını Şirince sevdalısı bir dernek hazırladı: Şirince Türetim Derneği. Kendilerine teşekkür ederiz.

Ayın sonunda Şirince’de Zeytin Şenliği yapacaklar. Hem zeytin toplayacak hem de zeytin fidanı dikecekler, tam da isimlerine yakışır şekilde.

Belli ki bizi kurtaracak yeni bir Nuh’un gemisi gelmeyecek. Zeytin dalları kaplasın dünyayı diye, barışı biz ‘türeteceğiz’ başka çaremiz yok.

**

Şirince kış aylarında da güzelmiş, gidenler öyle diyor. Hâlâ yaşam bitmemişken, gidip görmek gerekir; Şirince, özellikle de henüz hiç gitmemiş olanları bekliyor.

**

Zeytin de şarap da barış da güzeldir.