Geçtiğimiz cumartesi coşkulu bir törenle 2021 yılının İz Bırakanlar Ödülleri’ni sahiplerine takdim ettik. İklim krizine karşı mücadele temasıyla belirlediğimiz ödüllerin kazananlarından birisi de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer oldu.

Açıkçası törende umut dolu mesajlar verildi… Hiç değilse; iklim kriziyle mücadeleye katkı amacıyla bir irade ortaya koyuldu, farkındalık yaratıldı…

Ancak bazı siyasetçiler, yaptığımız töreni çok beğenmiş ve kıskanmış olmalı ki hemen fütursuzca saldırıya geçtiler…

Herkes kendi meşrebince ve siyaseten Tunç Başkanı eleştirebilir beni ilgilendirmez ancak bizi ve değerli okurlarımızı kastederek “Şakşakçılar algı mı oluşturuyor” sözlerine çok güldüm ve aklıma 2 buçuk yıl önce hikâyesini beğenerek kaleme aldığım bir yazı geldi…

Ee durur muyum? ‘Şaaak’ koydum o yazıyı, bu yazının altına…

Saray’ı şakşaklayanların konforlu alanına girmeyip Tunç Başkanı ve yakın çalışma arkadaşı Heval Savaş Kaya’yı nasıl alkışladığımı bir kere daha hatırlatmak istedim. Çünkü şakşakçılık Saray soytarılarının işidir; bizse en fazla içtenlikle yapılan bir şeyi alkışlarız…

Gelin birlikte okuyalım…

***

Mizah ve bilim yazarı Reşit Aşçıoğlu, 1980’li yıllarda başta İzmir Körfezi’nin kirliliği olmak üzere her türlü çevre kirliliğine dikkat çekmek amacıyla bir roman karakteri düşleyerek ‘Gözlüklü Martı’yı yaratıyor. Bu karakter kısa sürede çizgi romana dönüşüyor.

'Martı, neden gözlüklü?' diye sorarsanız, sebebini yazar Aşçıoğlu bir gazeteye şöyle açıklıyor: “1979 Eylül’ünde vapurdayken üstü saman, plastik torbalar, çöp gibi yabancı maddelerle kaplı suya bir martının daldığını görünce acıdım ve martıya nasıl yardımcı olabilirim diye düşünürken bir gözlük takmayı uygun gördüm.”

Yani Aşçıoğlu, çok da ironik bir hamleyle pis sularda avını çok daha rahat görebilmesi için gözlüklü bir martıyı hayal ediyor.

‘Gözlüklü Martı’ karakteri ile vatandaşları ve yöneticileri çevre kirliliğine karşı duyarlı olmaya çağıran Aşçıoğlu, bir başka konuşmasında, “Çevre kirliliği, acısı yıllar sonra ortaya çıkan bir ölüm şeklidir. Artık ilkbaharın tadı ve kokusu kalmadı. Denizlerde balıklar da ölmeye başladı. Ozon tabakası inceliyor. Dünya artık önlemini almalı. Gaz bulutları güneşi perdelediğinden, ayna gibi deniz kirlendiğinden martı daha az görüyor. Bence eskiden denizin dibindeki taşlar sayılabilecek kadar temiz olduğu halde, şimdi bulanık sularda hiçbir şey göremeyen insanların da gözlük takmaya ihtiyacı var” diyerek, bizim bugün hâlâ konuştuğumuz birçok soruna o günlerden dikkat çekiyor.

ANIT AÇILIYOR

‘Gözlüklü Martı’ gazetelerde çizgi roman olarak yayınlanıyor, hatta aynı isimle aylık ‘bilimsel çevre sağlığı gazetesi’ çıkıyor. Gel zaman git zaman, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin efsane başkanı İsmail Sivri’den ise ‘Gözlüklü Martı’ için bir anıt fikri ortaya çıkıyor. Dönemin Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi bu fikri uygun buluyor, dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina da yer tahsis edince, 2003 yılının Ağustos ayında Üçkuyular’da, içinde anıtı bulunan ‘Gözlüklü Martı Parkı’ açılıyor.

Ancak parkın ve anıtın açılışından sonra 2 yıl içinde başlayan metro çalışmalarında Üçyol-Üçkuyular hattı üzerinde bulunan anıt, şaft kazısı sırasında yerinden kaldırılıyor ve bir şantiye alanında kaderine terk ediliyor. Bir anlamda, martıların en özgür olduğu kentte hapsediliyor. Daha sonrasında ise hat üzerinde tramvay çalışmaları başlıyor ve anıt bir daha eski yerine dönmüyor.

ANIT ŞİMDİ NEREDE?

İşte bu anıt, yıllar sonra gün yüzüne tekrar çıkartılıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZBETON A.Ş.’nin Genel Müdürü Heval Savaş Kaya, görevine atandığı ilk zamanlarda, bir şantiye gezisi sırasında anıtı atıl halde görünce hemen müdahale ediyor. Boyası ve bakımı yapılmış, tertemiz bir şekilde İZBETON'un girişine konulmasını sağlıyor. Aynı zamanda bir avukat olan Kaya, hapsedilen ‘Gözlüklü Martı’yı özgürlüğüne kavuşturuyor yani.

KÖRFEZ TEMİZLENDİĞİNDE…

Rant için ormanların, oy için insanların katledildiği Türkiye’de, içimizi ısıtan bu tarz haberleri almak bizleri de mutlu ediyor. Artık siyaset değişiyor, değişmek zorunda. İzmir de bundan nasibini alıyor, almak zorunda. Öyle ki, şehri yönetenler de buna göre mevzileniyor.

İzmirliler olarak bu konuda oldukça şanslıyız aslında, çünkü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yeşil altyapıya, doğaya, insana ve tabii ki İzmir Körfezi’ne verdiği değeri biliyoruz. Hatta İzmir ile sınırlı kalmayıp Salda’dan Kaz Dağları’na kadar her yerde çevrecilerin sesine ses olmak için çabaladığını biliyoruz. Bu sebeple belki de Tunç Başkan, Gözlüklü Martı’yı asıl hak ettiği yere, İzmir Körfezi’ni görebileceği bir yere koyar ve söz verdiği gibi İzmir Körfezi yüzülebilir noktaya geldiğinde artık ‘Gözlüklü Martı’ da gözlüklerini çıkartabilir…