Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Utku Gümrükçü Çiğli’de tarih yazdı.

İroni yapmıyorum. Gerçekten öyle; Gümrükçü 10 yıldır olmayanı başardı.

Durun anlatayım…

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün, teamüllerde örneği olmamasına rağmen ve kararın alınacağı güne 2 ay olmasına rağmen, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekilliğine aday olduğunu basın yoluyla açıklaması üzerine 18 Şubat’taki yazımda şöyle demiştim:

Peki, kimilerine göre ‘delilik, şımarıklık’ kimilerine göre ise ‘Vardır tilkinin bir bildiği’ şeklinde ifade edilen bu adaylık açıklamasının ne anlamı olabilir?

Bu yazıda şimdilik tek cevap vereyim:

“Adayım çünkü; Çiğli’yi 3 yılda müthiş bir yere getirdim. Benden daha başarılı Belediye Başkanı yok. Ben artık Çiğli’ye sığmıyorum. Biraz da İzmir’de fırtınalar estireyim. Kazanamasam bile pozisyon kapayım. Ben zaten hep parti içi rekabetten büyüdüm. Şimdi kongre falan da yok. Parti içinde kutuplaşmayı bu kez buradan başarırsam, bir kez daha yelken açarım, rüzgâr toplarım ve belki de kendimi başka başka yerlere taşırım”

Peki, bunun Çiğli’ye, CHP’lilere, İzmirlilere ve iktidar değişikliğine odaklanmış, faturasını ödeyemeyen, market alışverişini yapamayan, çocuğunu okutamayan, evini geçindiremeyen, özgürce fikrini söyleyemeyen milyonlarca yurttaşa ne faydası var?

-Hiç!

-Kocaman bir HİÇ!

‘Aman canım sen de abartıyorsun. Bırak aday olsun. Zamları, yoksulluğu değil de biraz parti içi yarışı konuşalım. Bunun ne zararı var?’

-Çok.

-Geçmişte çokça kötü örneği olan kocaman bir ÇOK!

***

İLİŞKİLİ KÖŞE YAZISINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Gümrükçü, saman alevi gibi sönen çıkışı çok yankı uyandırmadığı, aksine parti içerisinde haklı olarak ters tepip, tepki topladığı için; o gün bugündür kendisinden beklenmeyecek oranda sessiz kaldı.

Tanıyanlar bilir, Gümrükçü kaybetmeyi sevmez. Kaybederken bile kazanması gerektiğine inanır. Kişisel hırsları, bazen mantığının önüne geçer.

Tartışmalar sonrasında çıktığı tek canlı yayınla durumu toparlamaya çalışsa da, belli ki 1 buçuk aydır konuyu gündeminden hiç düşürmemiş.

Şimdilerde çeşitli internet sitelerine Gümrükçü’nün adaylığı ile ilgili ‘öğrenildi’, ‘bilgisine ulaşıldı’, ‘yakın çevresine şöyle dediği konuşuluyor’ minvalinde haberler yaptırılıyor.

Yani döndük dolaştık yine aynı yere geldik: CHP, partili bir belediye başkanı eliyle ve ısrarla parti içi rekabete çekilmek isteniyor.

‘Kaybetmeyi sevmeyen’ Gümrükçü, bu kez kavganın çizgisini, adaylığı ile ilgili Tunç Soyer’den randevu alıp konuşma noktasına çekmiş durumda. İlla; Büyükşehir Belediye Başkanından randevu alacak. Ama Çiğli’deki hizmetler, yatırımlar, sorunlar, vatandaşın taleplerini konuşmak için değil; kendi gündemini dayatmak için…

Başkan Soyer, naif kişiliği ve demokrat yapısı ile bilinir.

Ancak kimse demokrasi ile ‘demokrasicilik oynamayı’ karıştırmamalıdır. Demokratlık, herkesin her istediğini yapması için alan açmak değildir.

Soyer, Gümrükçü’ye pazartesiden önce randevu verip, grup başkanvekilliği konusunu pazarlık malzemesi yapar mı? Sanmıyorum ama tabii ki bilemem.

Gözlemleyebildiğim kadarıyla Tunç başkanın gündeminde parti içi tartışmalar hiç yok. Soyer, özellikle de İzmir’in en büyük yatırımı olan Buca Metrosu töreninden sonra, belediye hizmetlerine müthiş yoğunlaşmış durumda.

SANDAL VE BATUR’UN NEZAKETİ

Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ve Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, geçtiğimiz günlerde televizyonumuzun yeni stüdyosunda Murat Attila ve Gizem Taban’ın konuğu oldular. Her ikisine de bu konu soruldu. Her ikisi de ‘parti adamı’ olduklarını ispat edecek kalite ve nezakette cevaplar verdiler. Hem nezaketli hem de net: “Parti teamüllerinde olmayan bir işin içinde olmayız. Partiyi tartışma içine çekmeyiz. Büyükşehir Belediye Başkanımız kiminle çalışmak isterse, İl Başkanımızla beraber karar verir, bizler de onaylarız.”

Hatta Batur ve Sandal, Gümrükçü’yü incitmemeye, rencide etmemeye de özen gösterdiler.

Yoksa; Instagram’dan hikâye paylaşarak algı yaratmayı, kulis haberlerinin etkisiyle gündem oluşturmayı onlar da bilir.

SON 10 YILIN İLK GREVİ

Bugün itibariyle 800’ün üzerinde Çiğli Belediyesi işçisi greve başladı. Çiğli’de yaklaşık 10 yıldır yapılan ilk resmi grev… Yani, ‘fırtına Başkan’ Çiğli’de tarih yazıyor! İşçiler, dün gece geç saatlere kadar ve bugün sabahın erken saatlerinden itibaren belediye önünde slogan ve alkışlarla haklarını arıyor. İşçilerin mücadelelerine zarar vermemek adına, detaylı bir yazıyı sonraki günlere bırakıyorum.

Çiğli yönetilemiyor, işçiler diğer CHP’li belediyelerin hiç birinde olmadığı kadar huzursuz; Çiğli Belediyesi’nde diğer belediyelerde hiç olmadığı kadar grevler ve eylemler oluyor. Çiğli yanıyor, başkan gözünü Büyükşehir’e dikmiş, parti içi birliktelikle iktidar olma mücadelesini unutmuş; parti içerisinde kutuplaşmalar yaratarak ‘Biz Kaç Kişiyiz’ diye sayıyor!