2013 yılında, ‘Bütünşehir’ olarak bilinen yasa ile, belde belediyeleri kapatıldı, köyler mahalleye dönüştürüldü, ilçe belediyelerinin yetkilerinin büyük çoğunluğu Büyükşehir Belediyelerine verildi.

Demokrasi mücadelesi verenler, yetkilerin yerelleşmesini talep ederken, hem yetkiler hem de bütçeler merkeze çekildi.

İlçe belediyelerinin gelir kalemleri çok büyük oranda sınırlandırıldı.

Personel maaşlarını ödeyip, temel hizmetleri ucu ucuna ancak yetiştiriyorlar.

Hatta bazen maaş ödemekte dahi zorlanıyorlar.

Yatırım yapabilme imkânları hemen hemen hiç yok.

İzmir’de mesela…

İlçelerde yapılması düşünülen tüm büyük projeler İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden geçiyor.

Yani Tunç Soyer ‘olur’ vermese, ilçelerde çivi çakmak mümkün değil.

***

Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere, Büyükşehirlerin tamamına yakınını muhalefet partileri kazanınca, AKP’nin geçmişte yaptığı bu yasal değişiklik, şimdi kendi belediyelerinin elini kolunu bağlar duruma geldi.

Mesela Ankara’da AKP’li Sincan Belediyesi’nin Mansur Yavaş’ı ikna etmeden adam akıllı hiçbir büyük projeyi hayata geçirmesi mümkün değil. Yine mesela, İstanbul’da AKP’li Bağcılar Belediye Başkanı’nın, Ekrem İmamoğlu’na eli mahkûm…

Şimdi konuşulan konu şu: AKP, zorda kaldığı için yeniden eski sisteme dönebilir.

Yetkiyi ve bütçeyi ilçe belediyelerine dağıtabilir.

Zaten İzmir’de CHP’li Büyükşehir Belediyesi’nden alıp, CHP’li ilçe belediyelerine vereceği için; AKP açısından problem yok. Hatta bu sayede Aliağa ve Bergama Belediyeleri’nin de eli rahatlamış olacak. Öte yandan, Ankara, İstanbul, Adana, Antalya gibi büyükşehirlerde, yeniden ‘çarkı’ ve rantı döndürebileceği bir alan yaratmış olacak.

Bu ‘geri dönüş’ kısa vadede AKP’nin işine yarıyor olarak görünebilir. Ama uzun vadede ülkenin demokratikleşmesinin önünü açacaktır.

***

İzmir’in ilçe belediye başkanlarına ise ‘müjde’ haber olarak yorumlanabilir.

İşte o zaman, İzmir’de daha uyumlu, daha koordineli bir yönetim anlayışı geliştirmek gerekebilir.

NARLIDERE’DE DENİZ FESTİVALİ

talanının ifrata vardığı bu dönemde, yerel yönetimlerin çevre ve ekoloji konularında girişken olmaları, hem sivil toplumun hem de geniş kitlelerin harekete geçmesi bakımından ön açıcı oluyor. Konuya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de hassasiyetle yaklaşması, dikkatlerin buradan kaymaması için bir garantör işlevi görüyor. Son örnek, Narlıdere Belediyesi’nden… Mavi ile yeşilin buluştuğu, İzmir’in güzel ilçesi Narlıdere’de, ‘Deniz Festivali’ yapılıyor. Çevre, Kıyı Alan ve Sıfır Atık panelini dün yapan Narlıdere belediyesi, bugün ise vatandaşlarla beraber deniz ve kıyı temizliği yapacak.