AKP bu yıl iktidardaki yirminci yılını deviriyor.

Fas’ta, amblemi gaz lambası olan Adalet ve Kalkınma Partisi 2011’de koalisyonla iktidara geldi. Lamba 2021 seçimlerinde söndü. İktidara geliş nedeni; yoksulluk; yıpranmasına neden olan konu yolsuzluk. Sonuç; Fas’ta AKP yolcu edildi…

Türkiye’de ise, amblemi ampul olan Adalet ve Kalkınma Partisi, 14 Ağustos 2001’de kuruldu, 2 Kasım 2002’de tek başına iktidar oldu. İddia o ki, ampul 2023 seçimlerinde sönecek. Geliş nedeni ile muhtemel gidiş nedeni arasında Fas ile bir benzerlik görünüyor.

Şurası bir gerçek ki, AKP, 2001 yılında birdenbire ortaya çıkıp iktidar olmadı.

Osmanlı’nın son dönemlerindeki örgütlenmeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra yeraltına indi. Zaten Kurtuluş Savaşına katılmayıp ticarete devam edenler, buna din tacirliğini de ekleyince gizli ve bazen açık olarak 2000’lere geldiler. Seçilmiş ve eğitilmiş kişiler değişik kurumlarda görev aldılar, uykuya ve pusuya yattılar. .

2001 yılında, biraz da koşulların getirdiği olasılıklar sonucu AKP iktidar oldu. Sonra senaryo gereği Jet Fadıl’ı getirip hapse atarak, Siirt seçimlerini de iptal ederek, iktidar koltuğuna malum kişiyi oturttular.

Amerika ve Avrupa’nın desteği ile AKP iktidarı halkın büyük desteğini aldı. Solcuların bir kısmı, entelektüellerin bir kısmı da aynı safta yer aldı, sonra da boylarının ölçüsünü aldılar.

Bugün için, kısaca yandaş medya, “5’li çete” ve “saray şürekası” olarak tanımlanan, ihale hortumlaması, liyakat gerektirmeyen atamalar ile eleştirilen AKP’nin seçmen yapısı da sorgulanıyor. Daha çok yoksul, daha çok oy ilkesi ile halkı ezen politikalarına karşı muhalefetin “sizi biz zengin edeceğiz” türünden propagandası etkili olmaya başlamış gözüküyor.

AKP’nin 20 yılda yaptığı, sadece yandaş medya üretmek ve ihale gelirleri ile gündeme gelmek olmasa gerek. Bir yandan gençlik örgütlemesi ile seçtikleri kişileri sistematik olarak devlet kurumlarına yerleştirdiklerini göz önüne almalıyız. Bu kişileri zaman içinde kilit noktaya getirdikleri de bir gerçek.

Gençlik örgütlerinin yanı sıra geleneksel sporlarla ilgili bakanlıklar aracılığı ile yapılan örgütlemeler ve parasal destekler de dikkate alınmalı.

Diyanet tarafından bakarsak, her ibadethaneye imam, müezzin ve din kursu hocası tayin ederek, bu üçlünün bir uyum içinde hareket ettiği göz ardı edilmemeli. Genç dimağlar için yıllara dönük bir “ideolojik” mesaj verildiği birçok medyada yer aldı. Bu konuda o kadar cüretkârlar ki, Ayasofya’nın yeniden düzenlenmesinden, oradaki imamla kamuoyuna verilen mesajları da unutmayalım. Son olarak 18 Mart Çanakkale köprüsü açılışı öncesinde; bin yıllık devletin kuruluş felsefesinde yazdığı ve uygulandığı gibi 'devletin dini İslam’dır' ilk maddesiyle yerli milli anayasa yapılmalıdır” çağrısını yaptılar.

Makarna ve kömüre muhtaç kişiler AKP’nin oy deposu. Elektrik yardımı, doğal gaz yardımı da buna eklendiğinde 2023 yılına kadar bir birikim oluşturacaktır.

Seçim döneminde size bu parayı biz veriyoruz, onlar gelince kesecekler dendiği zaman, yardımları alan 15 milyon kişinin, bundan etkileneceği açıktır.

Üstelik yürütülen propagandanın “yeraltı örgütlenmesi” tipi gibi, kulaktan kulağa yayılmasının önüne geçmek kolay değildir.

Ülkemizin çok geliştiğine, ekonomik olarak uçtuğuna inanan milyonlar var. Bir ironi olarak aktarayım; sokak röportajına yanıt veren bir kişi diyor ki, “çok zenginiz, bakın üzerimdeki bu marka ceketi çöpten aldım. Daha önceleri bu yoktu.”

İktidarın öyle veya böyle, yani ihtiyaçtan veya beslenmeden ötürü savunucusu ihmal edilemez.

Gidecekler demek yetmez, çok ayrıntılı çalışmalar ve çabalar gerekli. 2023’ kadar seçim yasası gibi daha neler, neler ortaya sürülecek! Göreceğiz.