Geride bıraktığımız haftaya iki kadın damga vurdu. İki şahane kadın…

Birisi gazeteci-televizyoncu-belgeselci…

Birisi, “Uçan Kız”, üç olimpiyatta ay-yıldızı temsil eden ve hala kırılamayan rekoru olan rekortmen milli atlet; Atletizm Federasyonu eski başkanı, İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi…

Tuluhan Tekelioğlu ve Semra Aksu’dan söz ediyorum. 

TULUHAN VE YENİ HAYAT

Tuluhan Tekelioğlu, “Yeni Hayat” isimli bir belgesel çekmişti son olarak. Konusu, organ bağışı… Antalya’da babasının geçirdiği kalp ameliyatı sırasında fark ettiği bir dünyayı çektiği belgeselle gündeme getirdi ustalıkla.

Ve yollara düştü yüksünmeden. 400 küsur organ bağışçısı bulmuştu. İzmir’e geldi ve bu sayıyı 1000’e çıkarma hedefi koydu gelirken. Bornova, Urla, Karşıyaka ve Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla halkla buluştu. Bendeniz de Karşıyaka’daki etkinlikte organlarımı bağışladım. O etkinlikte Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar da organlarını bağışladı. 1000. bağışı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yaparken de oradaydım. Sonrasında Tekelioğlu, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’la Konak Meydanı’nda lokma dökerken keyifliydi, mutluydu 1000 bağışçıya ulaştığı için. Hatta, Kocaoğlu bu sayıyı İzmir’de önümüzdeki aylarda ve seneye yayılacak etkinliklerle 5000’e kadar çıkarmaya çalışma müjdesi ve sözü verdi.

Bendeniz de sadece organ bağışı yapmakla yetinmeyip bir “gazeteci-yazar” olarak da Tekelioğlu’na destek vermeye çalıştım içten gelerek. İmza attığım Odatv de, izgazete de kampanyaya katılmış oldu sayfalarında yer açarak. Çünkü o bir “melek” gibi koşturuyordu ve kayıtsız kalamazdık. Hatta eski bakanlardan Yaşar Okuyan da bendeniz gibi spontane eklemlenenler arasındaydı kampanyaya… Bundan böyle de organ bağışının meleği Tuluhan Tekelioğlu’nun hep yanında olacağım.

“UÇAN KIZ” AKSU VE CHP SPOR KURULU EGE BÖLGE TOPLANTISI

Semra Aksu, Büyükşehir Meclis Üyesi ve aynı zamanda geçtiğimiz aylarda kurulan CHP Halkla İlişkiler ve Tanıtım’dan sorumlu  Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran’a bağlı olarak kurulan CHP Spor Kurulu Üyesi. Kurulun Ege Bölge Temsilcisi de. Canla başla çalışıyor. Ege Bölge Toplantısı öncesinde hazırlık için kendi kullandığı aracıyla İzmir’den başka yedi ili, birçok ilçeyi dolaştı, parti örgütlerini, yerel yönetimleri ziyaret etti.

Geçtiğimiz Perşembe İzmir’de sekiz ilden temsilcilerin katılımıyla CHP Spor Kurulu Ege Bölge Toplantısı yapıldı. Cankurtaran’ın da yapıldığı toplantı beşinci bölge toplantısıydı. 13 bölge toplantısı tamamlandığında bir de “1.Spor Şurası” toplanacak muhtemelen 2018 Mart’ında Ankara’da. Sonuçta da gelen öneri ve değerlendirmelerle CHP’nin spor politikaları oluşacak. Bu politikalar seçim bildirgesine girecek. CHP iktidara geldiğinde bir pusula, kılavuz olacak.

Cankurtaran ve Aksu, Perşembe gününe CHP İl Başkanı Asuman Ali Güven’le birlikte İl Başkanlığındaki basın toplantısıyla başladılar. Sonra da kendilerine eşlik eden il başkanı Güven ve milletvekillleri Bayır, Balbay ve Purçu ile birlikte ASKF’yi ziyaret ettiler.

Sekiz ilden gelen spor kulübü ve spor sivil toplum temsilcileri, sporcular; CHP il ve ilçe başkanları, belediye başkanları, bazı PM üyeleri ve milletvekillerinin katıldığı yaklaşık üç buçuk saat süren toplantı kayda alındı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı da toplantıdaydı, bir de konuşma yaptı. Toplantıya girerken Cankurtaran, Kocaoğlu, Güven ve Aksu ile Spor Kurulu mensuplarını geçen sezon kadın futbol süper liginin şampiyon takımı Konak Belediyespor futbolcuları ve antrenörleri karşıladı kupalarıyla birlikte. Sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu. Engelli spor alanına ilişkin çok şey öğrendik. Amatör kulüplerin sorunlarının nasıl katlanarak sürdüğünü anladık.

KONUŞMAMDA NELER SÖYLEDİM?

Bendeniz de partili kimliğimin yanında eski bir sporcu-yönetici ve zaman zaman da olsa spor da yazan kimliğimle katıldığım toplantıda söz alanlar arasındaydım. Eğitimin aşırı yarışma ve üniversiteye girişte huninin ağzının daralmasından dolayı nasıl sporu dışladığı, spor kulüpleri ve alanlarının, imkanlarının nasıl azaldığı; sonuçta spora devşirmelerin damga vurduğuna değindim (Bendeniz orta okul ve lisede okurken okulumda kız ve erkek olmak üzere en az beş branşta okul spor yurtlarındaki resmi liglere katılırdı; şimdi de çağdaş ülkelerdeki gibi böyle olmazsa halimiz yaman. Oysa şu anda beden eğitimi dersleri bile artık yalandan!). Son Göztepe-BJK maçındaki İzmir Emniyet Müdürünün basiretsizliğini, metodik yanlışlığı dile getirdim. Milletvekillerine ve yerel yöneticilere Emniyet ile diyalog kurarak maçlardaki kriminal atmosfere son verilmesi için çaba harcamaları gerektiğini işaret ettim.

Futbolun sadece futbol olmadığını, genel olarak da sporun sadece spor olmadığını anlattım. Belediye başkanlarına şu çağrıda bulundum; “Spora yapacağınız her yatırım daha az kötü alışkanlık demektir”.