CHP’li belediye başkanları; 3 günlük kamp için Kayseri’deydi.

10 yıl Kayseri’de, ‘sendikal ve politik mücadele’nin içinde yaşadım.

Az çok tanırım bu şehri.

Meşhur ‘Yobazsak yobazık gardaşım, o bayrak inecek’ çıkışı Kayseri’dendir.

80 öncesinde hem ülkücülerin hem de devrimcilerin çok güçlü olduğu şehir, sonrasında siyasal İslamcıların kalesi haline geldi. Ancak esas olarak ticaretin kalesidir Kayseri.

‘2 kere 2 kaç eder?’ e, ‘Alırken mi satarken mi?’ cevabının verildiği iddia edilir orada; o derece haşır neşirdir parayla…

Çok uzatmadan söyleyeyim; her inanç ve siyasi görüşten, özellikle de orta ve alt sınıf vatandaşın cebini yakan ekonomik kriz, bu derece ağır şekilde kendisini hissettirmeseydi; ‘CeHaPeliler’ böylesine hoş karşılanmazdı Kayseri’de…

Tüm belediye başkanları, şehrin dört bir yanında vatandaşla sohbet etti, dertlerini dinledi. Popüler belediye başkanları ile fotoğraf çekinmek isteyen yurttaşlar, büyük kalabalıklar oluşturdu. Takip ettiğim ve Kayseri’de yaşayan arkadaşlarımdan dinlediğim kadarıyla, Kayseri’de 3 günlük CHP rüzgârı esti.

“İlk seçimde gidecekler” dediğimde, “Sen İzmir’den bakarak öyle sanıyorsun” çıkışında bulunan arkadaşlarıma sürekli hatırlatırım 10 yıl Kayseri’de yaşadığımı ve orada hâlâ çokça arkadaşım olduğunu… Sanırım; CHP’nin bu 3 günlük Kayseri çıkarması onların da fikrinde yumuşamaya sebep olmuştur.

3 günlük kampa, çok büyük anlamlar yüklediğimden değil…

İpek ve Baharat Yolları’nın kesişim noktası olan Kayseri, İç Anadolu’nun da ortalamasıdır. Teğet geçtiği iddia edilen 2008 krizinden sonra yapılan ilk seçimde, AKP; Kayseri’deki en az oyunu almıştır. 2001 krizinde, çok kitlesel esnaf eylemlerine, Gezi Direnişi’nde meydanı defalarca dolduran gençlik eylemlerine sahne olmuştur. Yüz binlerce asgari ücretli, on binlerce küçük esnaf; ekonomik kriz altında, kıyılardakilerden daha az ezilmemektedir orada da, Sivas’ta da, Aksaray’da da, Niğde’de, Yozgat’ta da…

Kayserililer, “Eşi türbanlı diye Cumhurbaşkanı olması engellenen hemşehrileri” ‘hatırına’ ya da o ya da bu sebeplerle 15 Temmuz sonrasında, AKP’ye yeniden yeniden sarılmıştır ancak; bu ‘kutuplaştırma’ siyasetinin artık tutmadığını, AKP ve MHP’nin toplumun geniş kesimlerini heyecanlandırabilecek ya da kendi lehine kutuplaştırabilecek hiç ama hiçbir şey yapamadığını da artık en net şekilde AKP’yi yönetenler görmektedir.

Yıllarca CHP’ye söylenen ‘Halka inmesi lazım’ klişesi artık yer değiştirmiştir. AKP, kurulduğundan beri ilk defa Büyükşehir Belediyeleri elinde olmadan seçimlere girecektir. AKP, kurulduğundan bu yana ilk defa bu kadar net şekilde milyonlarca emekçiyi enflasyona ezdirmiştir. AKP, kurulduğundan bu yana, halktan en kopuk dönemini yaşamaktadır.

Bunu en iyi görenler, AKP’nin ‘cepte’ sandığı İç Anadolu seçmenidir. Tahminim şu, oralarda tepki demlenmektedir.

‘İki kere iki kaç eder’ sorusuna artık ‘Dolarla mı avroyla mı?’ şeklinde cevap vermek durumunda kalan İç Anadolu seçmeni, formülü de Cumhur İttifakı’nın ‘bilge’ ortağı Devlet Bahçeli’den yıllar önce almıştır: “Al paketi, vur tokadı”

Müneccim değiliz tabi ki; ama görünen 26 Haziran 2022’de erken seçim olacak; asgari ücrete, emekli ve memur maaşlarına zam yapıp, EYT’yi ve ek göstergeleri geçirip, HDP’yi kapatan, piyasaya para pompalayarak kuru dengelemeye çalışan AKP; ne yaparsa yapsın kuruluşunun 21. yılında ‘kalesi’nden yıkılacaktır.