20 yıllık AKP iktidarı sürecinde, Türkiye sanki iki farklı ülkeye bölünmüş durumda. İktidarı destekleyen, oy veren, nimetlerinden faydalanan AKP ve iktidarın küçük ortağı MHP sempatizanları için başka bir Türkiye var, muhalifler için tamamen bambaşka bir Türkiye var.

İktidarı destekleyenlerin tek bilgi kaynağı yandaş medyanın %95’i iktidarın beslemesi olduğu düşünülürse, zaten memlekette özgür basın var denilemez. Medya muktedirlerin resmi yayın organı gibi… Sempatizan olmayanlara göre, sempatizanların ortaya koyduğu Türkiye farklı bir başka ülke.  Orada her şey güllük gülistanlık. Asgari ücretle geçinen ya da hiç geliri olmayan destekçileri bile Türkiye’de hayat pahalılığı, fakirlik olmadığını iddia ediyor. Orada özgürlük, insan hakları, adalet dünyanın en ileri seviyesinde. İşsizlik mi öyle bir şey zaten yok! Sadece iş beğenmeyen insanlar var! Liderleri zaten bir dünya lideri, o olmadan tüm dünyada hiçbir önemli karar alınamıyor. Dünyada Türkiye’ye sorulmadan, hiç bir sorun çözülemiyor. Türkiye dünyanın en önemli ülkesi!

Sempatizanlara göre tüm alanlarda, örneğin; eğitimde, adalette, gelişmede, teknolojide, uçak, tank imalatında dünyada en ön sıradayız.

Bunların Türkiye’sinde uzaya bile gittik, yakında aya adam indireceğiz.

Bunlara göre Karadeniz’de ve Akdeniz’de ne kadar petrol, doğalgaz varsa zaten biz bulduk, yakında hepimiz milyarder olacağız.

Bunların Türkiye’sinde ne olursa olsun, başımıza ne felaket gelirse gelsin suçlusu iktidar değil ya terörist CHP ya da HDP’dir. Bunlar da yetmezse tüm dünya zaten Türkiye’ye düşmandır. Türkiye’yi yıkmak için tüm dünya el ele vermiş ve bize komplo kurmuştur.

Ama bir başka Türkiye daha var ki, sempatizan Türkiye’sinden çok farklı bir Türkiye.

Birinci grup tarafından vatan haini ilan edilen ikinci gruba göre; Türkiye bu iktidarla freni patlamış bir kamyon gibi uçuruma doğru gidiyor.

Orada; adaletsizlik, işsizlik, güven duygusunun yok olması, komşularla ilişkiler, eğitimdeki problemler, laikliğin yok edilmesi, ülkenin tüm kaynaklarının soyulması son hızla devam ediyor.

İkinci grubun Türkiye’si yurtdışında itibarını kaybetmiş, dünyada tüm alanlarda, rüşvette, yolsuzlukta, eğitimde, ekonomide, insan, kadın ve çocuk haklarında, kadın cinayetlerinde, basın özgürlüğünde yapılan araştırmalarda dünyanın son sıralarında gelen bir ülke.

Bu Türkiyelilere göre Türkiye hızla bir ümmet devletine doğru gidiyor ve Araplaşıyor. Dünyanın diğer başarısız İslam ülkeleri arasına sokulmaya çalışılıyor.

Sempatizan olmayanların Türkiye’sinde ülkede yolsuzluk, hırsızlık, adam kayırma, doğayı tahrip etme, devlet mallarını talan, liyakatsizlik, kısacası her şey ama her şey çok kötüye doğru gidiyor.

Sempatizan olmayanların İslam inancı da çok farklı. Bunlar birinci grubun inandığı İslam’a da inanmıyor. Evet, biz de Müslümanız, ama farklı dinlere inanıyoruz galiba diyorlar.

Sempatizan olmayan bu kesimin inandığı dinde hırsızlık yok, çocuklara tecavüz yok, kadınlara işkence yok, Işid ve Taliban ile aynı paralelde düşünme yok, haram yemek yok, dini siyasi emelleri için kullanıp milleti kandırmak yok, tarikatlara devleti teslim etmek yok.

Bu nedenle onların Türkiye’si il, onların dini ile bizim ilgimiz yok biz farklı bir Türkiye’de yaşıyoruz diyorlar.

İktidarda kalmanın tek çaresi olarak halkı karpuz gibi ortadan bölme, cepheleri ayırma, ayrıştırma politikalarının artık sonu geldi. Yaşlısı, genci, fikir ve inanç özgürlüğü ile halk ayrışmaz bir bütün! Bu politikaları destekleyen seçmen artık Ak Parti’ye oy vermeme eğiliminde gibi duruyor.

Gelecek günler bize hangi Türkiye’nin gerçek Türkiye olduğunu ortaya koyacak...