Her geçen gün eriyen tabanını konsolide etmek için çırpınan AKP-MHP Cumhur ittifakı, seçimi kazanamayacağını görüyor. Bunun için ise "ya tutarsa" deyip muhalefeti düşmanlaştırma, itibarsızlaştırma, yabancılaştırmaya çalışıyor. Muhalefetle arasındaki uçurumu artırma planları içinde kültürel çatışmaları da körükleyici gündemler hazırlanıyor. Bu ve buna benzer çatışmacı politikaların acı sonuçlarını görüyoruz ve yaşıyoruz. Bu konuda yüzlerce örnek verebiliriz. Avrupa'da, ABD'de ve dünyanın değişik yerlerinde ortaya konulmuş ülke içi çatışmaların, iç savaşın çözüm olmadığını defalarca bizlere göstermiştir. Avrupa'da İrlanda'da mezhep çatışmaları, Yugoslavya'nın kimlikler üzerinden bölünmesi, Amerika'da siyah beyaz ayrımı ırkçılık gibi birçok insanlık suçu olan bu örnekler savaşın, çatışmanın bir çözüm yolu olmadığını ve olmayacağını göstermektedir. Sizce uzun yıllardır süren Amerika'da ırkçılık bitti mi? İrlanda'da mezhep çatışmaları çözüme ulaşabildi mi? Tabii ki sorunların savaşla çözümlenmediği ortada. Sorunlar konuşularak çözümlenmesi gerekir. Doğru yol budur.

Türkiye'de buna benzer çatışma mühendisliği ortaya koymaya çalışanlar şunu bilmelidir ki; ülke içinde iç savaş çıkartmaya kalkanlar unutmasın ki ailesiyle, komşusuyla savaşmak durumunda kalır. Herkesin birbirini boğazlayacağı korkunç bir kaos ortamına dönüşür. Bunları yakın geçmişte Bosna örneğinde ve dünyanın birçok yerinde gördük. Yıllar geçse de acı sonuçlarının hala yaşanmakta olduğunu görüyoruz. Bu iç savaş çıkartma mühendisliğinin kimseye hayrı olmaz, fayda getirmez, herkesi yakar ve çok ağır sonuçları olur. İşte laik mütedeyyin, yangınları PKK'lılar çıkarttı deyip 6 milyonun üzerinde vatandaşın oy verdiği HDP'lileri hedef haline getirilerek düşman ilan edilmesi son derece tehlikelidir. Tam da zamanı diyerek Türkiye'ye Afganistan'dan Suriye'den  milyonlarca mülteci neden geliyor? Onlar iç savaşın acı gerçeğini yaşadıkları için ülkelerinden kaçıp geliyorlar. Bir de Afganistan Suriye nüfusu küçük ülkeler. Türkiye'yi ise 100 milyona yaklaşan nüfusuyla, Avrupa Kafkasya, Orta Doğu ekseninde olan coğrafya ya sahip. Türkiye'de olası bir iç çatışmanın ülke sınırlarını aşan ve büyük bir felakete neden olacak sonuçlar doğuracağını görmek gerekir. Yapılması gereken ise bölücü söylevlerle, muhalefeti düşmanlaştırarak oy devşirme peşinde olan ülke yöneticilerinin bu tehlikeli virajı görüp girmemesidir.

Bölücü, ayrıştırıcı etnik söylemlerden politikalardan uzak durulması gerekir. Ülkeyi yönetenler iş işten geçmeden çatışmacı söylemleri terk edip, emperyalistlerin oyununu bozacak Barış, Kardeşlik, Dostluk mesajları vermelidirler. Birliktelik mesajlarını ise parti ayrımı yapılmaksızın meclisden vermekle başlanmalıdır. Sosyo-ekonomik ve kültürel sorunlarımızı çözmek yerine ayrıştırmak, bölmek tekrar ediyorum kimseye fayda sağlamaz! Şu bir gerçek ki savaştan bir sonuç elde eden hiçbir ülke olmamıştır. Savaş çözüm değil felakettir. Çatışma, bölücülük, ayrımcılık, sözcüklerini ağza bile almamak gerekir. Özetle iç savaş hepimizin  kaybedeceği, acı sonuçlarının uzun yıllar süreceği bir sonuç olur.