E. Büyükelçi Nabi Şensoy’u 9 Şubat Cuma günü son yolculuğuna uğurladık ve toprağa verdik. Meraklısı olduğum dış politika ve diplomasi alanından dolayı bildiğim bir isimdi o, ama en çok da ABD Büyükelçisi iken emekliliğine birkaç ay kala 2009’da zamanın başbakanı R. Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında sanıyorum zaman Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaşadığı kriz nedeniyle istifa etmesiyle aklımda kalmıştı. Kuşkusuz, istifası şık bir tepkiydi ve onun gibi bir şövalye diplomattan da uygunsuz bir durumla karşılaştığında tepkisiz kalması beklenemezdi.

E. Büyükelçi Şensoy’u 73 yaşında kaybettik. Böbrek yetmezliği nedeniyle bir süredir tedavi görüyordu, ancak tedavisinin iyiye gittiğini duyuyordum. Maalesef bir kalp kriziyle beklemedik şekilde hayatını kaybetti. Danışmanlığını yaptığım CHP eski Genel Başkan Yardımcısı E. Büyükelçi Osman Korutürk de İzmir’e geldiğinde yakın dostu Şensoy’u ziyaret ederdi. İzmir buluşmalarımızda onun da kulaklarını çınlatırdık saygıyla. Korutürk, arkadaşı Şensoy’un ardından Facebook hesabında şu notu düştü:

“Bizim camiamızdan, arkadaşlarımızdan, büyüklerimizden, küçüklerimizden Nabi'yi sevmeyen var mıdır? Doğru, dürüst, onurlu, sevimli, sıcak, sporcu, mert bir insandı. Çok erken gitti. Ama arkasında şerefli bir isim, güzel anılar, çok üzgün dostlar bıraktı. Sevgili Nabi'ye Allahtan rahmet, sevgili Gülgün ile kederli kardeşi başta olmak üzere bütün ailesine, sevenlerine, hepimize sabırlar diliyorum. Onu hiç unutmayacağız. Her zaman aklımızda, hep kalbimizde olacak...”

Mülkiye’den ve meslekten arkadaşı E. Büyükelçi Uğur Ergun da onun için Facebook’ta şu notu düştü, birlikte çekildiği fotoğrafları -biri de Mülkiye futbol takımı formasıyla- eşliğinde:

"ANILARIN ÖZLENEN ÇEKMECESİNDE KALACAKSIN HER DAİM..."

“Büyükelçi Nabi Şensoy çok güzel bir insan, mükemmel bir diplomat, eşsiz bir arkadaş, tüm en seçkin nitelikler onda ve harika bir futbolcu.”

Mülkiye’den arkadaşı Melih Aşık’ın can arkadaşı için Facebook’ta yazdıkları da şöyle:

“Okul arkadaşımız E.Büyükelçi Nabi Şensoy'u kaybettik. Son görev yeri Washington'du. Nabi alabildiğine kibar, nazik,ölçülü bir beyefendi ve usta bir diplomattı. Okulun futbol ve satranç takımındaydı. Hem derslerde hem ders dışı etkinliklerde başarılıydı. Eşi Gülgün Hanım’la konuştum dün... Nabi son yıllarda diabete bağlı böbrek yetmezliğinden tedavi görüyormuş. Gülgün hanım; 'tedavi çok iyi gidiyordu, tam iyileşti derken hiç umulmadık bir anda kalp krizi sonucu kaybettik Nabi'yi' dedi...

Her ölüm erkendir ama bu büsbütün erken oldu. Kendine iyi bakan, içki sigara içmeyen, yaşını göstermeyen sporcu yapıda bir arkadaşımızın bu ani ölümü bizi de sarstı. Zaman çabuk geçiyor... Nabi ile SBF kantininde yaptığımız satranç maçları daha dün gibi belleğimizde... Ne güzel insandın sen Nabi Şensoy... Rahat uyu... Arkandan hep iyi konuşulacak... Anıların özlenen çekmecesinde kalacaksın her daim...”

E. Büyükelçi Şensoy, diplomasi basamaklarını çok çalışkan kimliğiyle tırmanarak, 1970'te ETÜD Dairesi'nde aday meslek memuru olarak başladığı kırk yıllık kariyerinde, 1990’da İspanya Büyükelçisi, 1995'de Siyaset Planlama Genel Müdürü, 1997'de Müsteşar yardımcısı olmuş; 1998'de Rusya Federasyonu Büyükelçisi olarak atanmıştı. 2002'de Merkeze dönerek Müsteşar Yardımcısı olan Şensoy, 2006 Ocak ayında ABD Büyükelçisi olarak atanmıştı. Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarlarından, Şensoy’a kardeş kadar yakın olan Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarı E. Büyükelçi Ali Tuygan da Facebook hesabında şu notu düştü:

GÜLE GÜLE ŞÖVALYE BÜYÜKELÇİ

“9 Şubat 2018 Cuma günü Büyükelçi Nabi Şensoy'u İzmir'de sonsuzluğu uğurladık. Kendisi için çok şey söylemek de mümkün öz konuşmak da. Ben ikincisini tercih edeceğim. Nabi çok ama çok üstün kişisel ve mesleki nitelikleriyle Bakanlığın ortak hafızasında, tarihinde kendisine çok mümtaz, müstesna bir yer edinmiş bir meslektaşımızdı. Bütün hayatı boyunca sadece doğruları savundu. Onun yokluğuna alışmak elbette kolay olmayacak. Belki de mümkün olmayacak. Son günlerde beni arayan birçok müşterek dost 'başın sağ olsun, siz çok yakındınız' dediler. Gülgün’cüğüm bilir, biz dostluğumuzu çoktan kardeşlik olarak nitelendirmeye başlamıştık. Nabi'nin dostluğunu, kardeşliğini hep ama hep bir onur ve gurur kaynağı olarak taşıyacağım. Ruhu şadolsun...”

Alsancak Hocazade Camii avlusundaki seçkin kitle, Dışişleri’nde kuyruklu yıldız gibi iz bırakan ve şimdi musallada Türk bayrağınına sarılı olarak yatan “şövalye büyükelçi”nin ne kadar sevildiğini ve sayıldığını gösteriyordu. Çiçek bahçesine dönen avluda gerek Mülkiye’den 68’li arkadaşları gerekse Dışişleri’nin emekli ve muvaffaz simaları göze çarpıyordu. CHP eski genel başkanları ve Dışişleri Bakanları Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın (aynı zamanda Mülkiye’den sınıf arkadaşı), Kültür eski bakanı Fikri Sağlar, Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarı E. Büyükelçi Ali Tuygan, CHP eski genel başkan yardımcısı ve E. Büyükelçi Osman Korutürk ile eşi Suzan Korutürk, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Sibel Algan, Büyükelçi Ergin Soner, E. Büyükelçi Zergün Korutürk, E. Büyükelçi Selah Korutürk, E. Büyükelçi Müfit Özdeş, E. Büyükelçi Mehmet Dönmez, Mehmet Yanık ve eşi Nur Yanık, Duygu Büke ve Uğur Büke bir çırpıda hatırladıklarım. Dışişleri Bakanlığı ise müsteşar yardımcısı düzeyinde temsil edildi.

E. Büyükelçi Şensoy’u Doğançay Mezarlığı’nda toprağa verdikten sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun davetiyle buluştuğumuz akşam yemeğinde Murat Karayalçın’ın sınıf arkadaşını kaybetmekten kaynaklanan üzüntüsü hala yüzünden okunuyordu. Akşam aramıza katılamayan Osman Korutürk de, Ali Tuygan da, herkes çok üzgündü.

Güle güle şövalye büyükelçi.

ODATV