OHAL koşullarında yapılan referandum, iktidara istediği sonucu vermedi.  AGİT ( Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ) gözlemcileri, referandumun , şeffaf olmadığını, ön raporunda açıkladı. AGİT in açıklaması son derece önemlidir. Türkiye bu teşkilatın üyesidir. Raporu tanımıyorum demesi, gerçekliği değiştirmez.

Cumhurbaşkanı, AGİT in bu uyarısını, gerektiği gibi ciddiye almamıştır. '' Atı alan Üsküdarı geçti'' , '' Sür eşeği Niğde' ye '' denmesi, AGİT' i ikna etmeyecektir.

YSK' nın , yasanın açık hükümlerine rağmen, mühürsüz oyları geçerli ilan etmiş olması, yasayı uygulaması gerekenlerin acizliğini ortaya koymaktan başka bir anlam ifade etmeyecektir.

Türkiye' nin her yerinde bir araya gelen HAYIR çalışma grupları, ortak olarak aldıkları kararla, her akşam 21.00 da gürültülü protesto kararı almıştır. İlk günden itibaren, büyük katılım gözükmektedir. Halk sokağa inmeye başlamıştır. İktidara yakın isimler '' Gezi den çok daha sert davranırız'' tehditlerini sosyal medyadan yaymaya başlasa da, bunun protestoları engellemeyeceğini görmek gerekir.

Referandum sonuçları, yeniden incelenerek, düzeltilebilecek durumda değildir. Var olan hukuk kurallarına göre de, halkın vicdanına göre de hükümsüzdür. İptal edilmesi, akla ve mantığa en uygun çözümdür.

AKP ve MHP nin % 62 oy çoğunluğunda olduğu tüm yerlerde kaybeden evet cephesinin, HAYIR cephesinin, % 75 oy çoğunluğunun olduğu bölgelerde, mühürsüz oylarla aşırı oy yükseltmesi, mantık sınırları içinde kabul edilemez. Yakın bir zamanda, 2014 yılında, tek bir sandıktan çıkan, bir adet mühürsüz oya dayanarak , belediye seçimini iptal eden YSK nın, aynı yasal koşullar mevcutken, 2 milyon beşyüz bin mühürsüz oyu geçerli kabul etmesi, referandumun iptali için , yeterli gerekçeyi oluşturmuştur.

Eşit olmayan koşullarda yapılan bu referandum, başından beri, hukuk sınırlarını yıkarak ilerleyen bir süreç izlemiştir. Cumhurbaşkanı' nın tarafsızlık yemini unutulmuştur. Hükümetin, devlet olanaklarını kullanarak propoganda yapamayacağı unutulmuştur. Milletvekili dokunulmazlıkları unutulmuş, HDP nin genel başkanları ve vekilleri hapsedilmiştir. TV lerin tarafsız yayın yapması gereği, bir yasa ile değiştirilmiştir.

Tüm olumsuz koşullara rağmen, HAYIR diyenlerin ulaştığı destek, mühürsüz oylar ayıklandığında, çoğunluğu sağlamıştır. Kazananların, yenilmiş ilan edildiği bir referandumun toplum hafızasında yer etmesinin sonuçları çok ağır olacaktır.

Anayasa, toplumsal mutabakat metni olarak, milletvekillerinin hapiste olmadığı siyasi koşullarda yapılmalıdır. Şiddet içeren dayatmalarla, halkın içine sindirmediği bir metin, temel hukuk kuralı olarak varlığını sürdüremez. 12 Eylül Anayasasını değiştirmek istememizin temel nedeni zaten buydu. Silahların gölgesinde yapılan referandum sonucunda, % 92 evet ile bir anayasa dayatılmıştı. Şimdi gelinen durum, aynı koşullardaki dayatmanın % 51 evet almasıdır.

12 Eylül Anayasası' nın , yırtılıp atılabilmesi için, TBMM deki partilerin, sendikaların ve meslek örgütlerinin mutabakatı ile oluşturulan, yeni bir metin zorunludur. Ülkemiz, bunu yapabilecek dinamiklere sahiptir. Bölgesel savaş koşullarının, şiddet dayatmasını göğüsleyebilmek için demokratik bir ANAYASA' ya ihtiyacımız var.

- - - - -