Çok severim ben böyle büyüleyen şehirleri! Sık sık yaptığım ritüellerdendir: Bir günün batımında Güneş'e bakıp, yaşadığım yer İzmir şehri olduğu için her gün teşekkür etmek mesela... Çoğu zaman küçükken okuduğum masallardaki muhteşem şehirlere benzetirim onu. Hani kötülük ve iyilik masal boyunca savaşır, sonunda iyiler kazanır ya… Belki iyiliği hissettirdiği için çok seviyorum bu şehri.

Alışılagelmiş olarak sadece denizinden, yeşilinden bahsetmek istemiyorum bu güzel kentin. Caddelerinde yürüdüğüm zaman bir güven sarıyor dört bir yanımı. Nasıl desem, masalımsı bir şey bu… Bir felaket sanki sarmak istiyor da bir kahraman, sonra diğerleri korkusuzca, peşinsıra çıkıyorlar da kurtarıveriyorlar sanki kenti.

 Güzel, yeşile çalan mavi gözlü, bir kız gibi İzmir… Ve bu güzel kız, Ege’ye savururken saçlarını, kentin her bir köşesinde demokrasinin, laikliğin, cumhuriyetin kokusu duyuyorsun ve sonra içinde iliklerine kadar işleyen güven duygusunu hissediyorsun. Bu şehirde kötüler, masalın sonunda hep  yeniliyorlar . Çünkü güçlü, onurlu; demokrasiye , laikliğe, çağdaşlığa ebediyyen bağlı kalacak  çok kahraman var bu şehirde.İşte bundandır bu şehrin sokaklarında hissettiğim iyiliğin kaynağı.Hani şöyle Avrupa kentleri gibi değil ,ama  hepimizi saran muhteşem bir duygu var bu şehirde.

Kötü bir masal, diyorum darbeye, çünkü bu inanılmaz derecede korkunç bir olay. Ve hala o kötü masalın ortasındayız. 15 Temmuz’da yaşanan bu terör olayı, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir olaydır. İçten ve dıştan beslenen bir terör örgütü tarafından demokrasiye bir darbe yapılmaya çalışılmıştır o gece. Hem de halkın tankıyla, uçağıyla halk hedef alınarak!

O gece, Mustafa Kemal’in cumhuriyetimizin ilk adımlarında söylediği .”Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir!” sözünün hayat bulduğu yer… Ülkemizin kalbi bombalandı. Bu kötü masalda, düşünsel olarak yaşadığımız kötülüğün en kötü yanlarından biri de bu oldu. Milletin meclisi yıkılmaya çalışıldı. Yüzlerce insanımız öldü. Sonrasında askeri, adli, eğitim kurumlarından binlerce kişi gözaltına alındı veya tutuklandı.

Halkımız, yapılan çağrılarla demokrasiye sahip çıktı. Bugüne kadar demokrasi nöbetlerindeki tüm partilerimizce gösterilen o ılımlı hava, ülkemizin geleceği açısından çok umut vericiydi. Ama yine de insan bu durum karşısında sormadan edemiyor: Bu terörist başını bu kadar korkunç hale getiren, onu besleyen kaynaklar nelerdi? Bilemedik, demek bu kötü masalda verilebilecek en kötü cevap oluyor sanırım. Siz hiç Cumhuriyet tarihinde halka doğrultulmuş bir tanktan haberiniz var mı? Evvel zaman içinde Muhterem Hoca Efendi, diye anılan bu zatın, şimdilerde terör örgütünün başı olarak ilan edilmesi, yapılan yanlışların üzerini örtmüyor maalesef. Buna göre ülkemizde demokrasi adına partiler arası bu ılımlı hava yakalanmışken, atılan her adımda dikkatli olunması gereklidir.

Halk görüldüğü üzere demokrasiye, bu darbe karşısında nasıl duracağını göstermiştir. Halkın isteklerinin de şekillendiği yer TBMM’sidir. Her kanun bu çatı altında, tüm partilerin uzlaşmasıyla, sorunlar doğru teşhis edilerek ve tamamen çözüme yönelik bir şekilde çıkmalı. Olağanüstü halde, çıkarılan bu kanun hükmünde kararnamelerle ülkemizin geleceğine yönelik kararlar alınırken dikkatli olunmalıdır. Bu durumda, aciliyeti olan tek konu sanırım kurumların bu cemaatçilerden temizlenmesidir. Buna göre askeri,eğitim,adli,yargı alanlarında bu terör örgütünü bitirmeye yönelik kanunların çıkartılması ve uygulanması elbette gereklidir.Ancak yapılacak her türlü revizyonda bu denli demokrasiye sahip çıkan ulusun isteklerine de kulak verilmelidir.Atılacak her adımda halkın geleneksel birtakım değerlerine bağlılığını incitecek her türlü uygulamadan kaçınılmalıdır.

Kötü başlayan bu masalın iyi bir şekilde bitmesinde siyasilerin ve yöneticilerin tavrı çok önemlidir. İşte bu noktada insanın aklına türlü türlü olaylar geliyor. Biliyorsunuz ki darbeye karşı yapılan demokrasi nöbetlerinde ulaşımda, internette halka birçok kolaylıklar sağlandı. Hatta hayrına meydanlarda tonlarca sucuk, döner, su dağıtıldı halka. Her şey çok güzel gitti; çünkü halkın hak ettiği, safiyane istekleri vardı. Neydi o istekler: demokrasinin, vatanının ve geleceğinin içte ve dışta her türlü tehlikeye karşı korunması. Ne güzel uygulamalar yapıldı. Halk, günlerce uygulanan inisiyatiflerle çoğu zaman görmediği kadar sosyal adaleti de yaşadı bir bakıma. Tüm partiler demokrasi adına ortak bir paydada birleştiler. Ilımlı ve hoşgörülü hava, her yana hâkim oldu. Özlenen tablo da buydu zaten. İnsanın içinden işte bu noktada şunu sormak geliyor. Gezi olaylarında da halk bir şey istedi. Neden bazınız o günlerde şimdiki gibi davranmadınız? Keşke o zaman da böyle ılımlı ve bütünleştirici olsaydınız. Halka kulak verip onu dinleseydiniz! Belki tarih sahnemize demokrasi adına bugünkü gibi ne güzel şeyler yazdıracaktık. Hem o kadar insan ölmeyecekti, hem de masalın sonu da iyi bitecekti. Onla bu kıyaslanır mı diyeceksiniz! Tabi ki çok farklılar. Ama her ikisinin de sonuç itibariyle temeli demokrasiyi korumak zeminine oturmuyor mu?Yani halk demokrasi hakkını kimseye vermemek için canını bile vermeyi göze alıyor;yani halk masalın sonunu iyi bitirmek için canı pahasına elinden geleni yapıyor!Siz de halkın bütün  masallarında iyi kahramanlar olun!

Bundan sonra, aydınlık bir gelecek için ülkemizin bütün demokrasi masallarını güzel bir sonla bitirelim… Demokrasi bir ulusun geleğinde hayati bir kavram. İşte, bu ülkemizin kötü masalı, 4 Ağustos Perşembe günü bir İzmir masalına dönüşüyor. Demokrasi için CHP’nin düzenlediği büyük miting, bu kötü başlayan masalın sonunu iyi bitireceğe benziyor. Bu mitingin mimarları,  CHP ve CHP içinde birçok iyi kahraman... Bunlardan biri CHP Konak İlçe Başkanı Sayın Şakir Başak, diğeri de CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Sayın Uğur Yıldırım. Günlerce demokrasi için sabahlara kadar çalışıp bu denli büyük organizasyonun iyi masala döndürmek için çalıştıklarından dolayı kendilerine, masal şehri İzmir’in demokrasiye, laikliğe, Atatürk’e yürekten bağlı insanları ve ulusumuz adına teşekkürlerimi sunuyorum. Böyle iyi kahramanlar ve demokrasiye, laikliğe, çağdaşlığa, Ata’ya bağlı böyle bir şehir oldukça, ulusumuzun başlayan bu kötü masalı, sanırım güzel bitecek. Masal şehri İzmir’de, 4 Ağustos demokrasi mitinginin coşkuyla geçmesi dile