Kapitalist-erkek egemen devlet, doğası gereği saldırır insani olan her şeye. Siyasi iktidar da şu sıralar tırnaklarımızla kazandığımız her şeye saldırıyor. Ortadan kaldırmak ya da kendi iktidarını güçlendirecek şekilde değiştirmek istiyor.

Barolarla ilgili yasa değişikliği tasarısı, bu yazının yazıldığı saatlerde komisyonda görüşülüyordu. Muhalefet partilerinin Meclis’te, avukatların Meclis kapısında ve yerellerde, kamuoyunun sosyal medyadaki tüm itirazlarına rağmen antidemokratik bir Baro yapısı getirmekte ısrarcı görünüyorlar. Direnen avukatlar, ilikli cüppeliler değil tabii ki. Gerçek adaletin tesisi için uğraşan, sadece mesleki değil demokrasiye dair tüm meselelerde söz söyleyen ve eyleyen savunucuların meslek örgütlerine saldırıyor. Direnenlere ve direnişi belgeleyenlere işkence ediyor.

Yine Türk Mimarlar ve Mühendisler Odası, gündeminden hiç düşürmediklerinden! Çünkü her türlü yağma, rant ve talan girişimlerinde karşısında bulduğu bir örgüt! Emek, demokrasi ve barış mücadelesinde söz söyleyip, eylemden de geri durmadığını da göz önüne alırsak, hedefte olması çok anlaşılır!

Pandemi sürecinde siyasi iktidarın yanlış ve eksikliklerini teşhir edip, halk sağlığını önceleyen açıklamalar yapan Türk Tabipler Birliği’ne dair ne hinlik düşünüyorlar kim bilir? Kıdem tazminatını gasp etmek, sık sık gündeme getirip bir türlü hayata geçiremediği hayali…

Ve tabii ki, kadın hareketinin yıllar süren mücadeleleri sonucu devletin imzaladığı İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırma tehdidi savuruyorlar! Uygulandığı takdirde kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini önemli ölçüde azaltacak bu sözleşmeyi uygulamamakla kalmayıp feshini konuşuyorlar.

TCK’nun 103. maddesinde değişikliğe giderek çocuğun cinsel istismarını meşrulaştırmaya çalışıyorlar. 6284 sayılı yasadan hiç haz etmiyorlar zaten!

Kendisinden olmayan, kendisi gibi düşünmeyen, biat etmeyen her kesime ve onların kırmızı çizgilerine saldırıyor! Nefes aldığımız damarları kesmeye çalışıyor! Hayatımıza kast ediyor!

Saldırı bu kadar yoğun ise savunma da o kadar güçlü olur, olmalı! Başka yolu yok!