“Burada amaç sadece piyano çalmak değil, gençlerde bir hayat görüşü oluşturabilmek. Bunun için çabalıyoruz. Ben, Anadolu’daki el verme geleneğine inanıyorum. Usta çırak ilişkisinin geçerli olduğu ustalık sınıflarında öğrenciler hocalarının tecrübelerinden bire bir yararlanıyorlar. Ben çocuklara, müzikten oluşan bir dünyaya girdiklerini öğretmeye çalışıyorum” diyor Gülsin Onay. Yeni yıla çok az zaman kala herkesin düşündüğü tek şey yeni yıl programı yapmak. Alışveriş çılgınlığı, hediyeler ve yılbaşı yemeği. Gözümüzün yılbaşı eğlencelerinden başka bir şey görmediği bugünlerde sessiz sedasız piyano ustalık sınıfları yapılıyor. Usta çırak ilişkisinin geçerli olduğu bu ustalık sınıflarında öğrenciler hocalarının tecrübelerinden bire bir yararlanıyorlar. Çünkü Gülsin Onay hepsi ile tek tek ilgileniyor ve gerektiği yerlerde piyano başına geçip eseri öğrencilerine çalarak gösteriyor. Öğrenci ve hocasının bire bir iletişim içinde olduğu bu sınıflara gelen öğrencilerin müziğe ve dünyaya bakışı da değişiyor.

Gülsin Onay; Ahmed Adnan Saygun’un öğrencisi, dünyada verdiği sayısız konserle Türkiye’yi en iyi şekilde tanıtan kültür elçimiz ve Atatürk’ün Laik Cumhuriyet ilkelerini benimsemiş bir sanatçı. Devlet Sanatçısı Gülsin Onay'ın uluslararası müzik kariyeri Arjantin'den Japonya'ya uzanan geniş bir coğrafyada 79 ülkeyi kapsıyor. Dünyanın önde gelen festivallerinde seçkin orkestralarla konserler veren sanatçımız dünyanın en iyi şefleriyle birlikte çaldı. Rachmaninov yorumlarıyla müzik otoritelerinden büyük övgüler alan Gülsin Onay müzik dünyasında olağanüstü bir Chopin icracısı olarak kabul ediliyor. Polonya Hükümeti Gülsin Onay'ı Chopin yorumları nedeniyle Polonya Devlet Nişanı ile onurlandırdı. Hocası Ahmed Adnan Saygun’un dünya çapındaki en güçlü yorumcusu olarak tanınan Gülsin Onay, çaldığı konser programlarında bestecinin eserlerini önemli orkestralar eşliğinde sayısız ülkede seslendirdi.

Sanatçının imkansızlıklara rağmen yarattığı Gümüşlük Müzik Festivali, son 15 yılda uluslararası boyutta, dünyanın sayılı müzik festivallerinde biri haline geldi. Sanatçı festival kapsamında da gençleri desteklemeye devam ediyor. 2014 yılından itibaren Gümüşlük Festival Akademisinde (GFA) düzenlenen ustalık sınıflarında, genç müzisyenlere büyük fırsatlar tanınıyor. Festivale konser vermek için gelen dünyaca ünlü müzisyenler genç yeteneklere ustalık dersleri veriyorlar. Dünyanın önde gelen müzisyenlerinden bire bir ders alma fırsatını yakalayan gençler için bu unutulmaz bir deneyim oluyor. Festival kapsamında bugüne kadar 1200 civarında genç müzisyen dünyaca meşhur virtüözlerin ustalık sınıflarına katılarak sertifika sahibi oldu. Gülsin Onay çok sevdiği hocası Ahmed Adnan Saygun adına, Gümüşlük Festivali kapsamında bir piyano yarışması düzenliyor. 2012 yılından bu yana devam eden yarışmaya katılan 100’e yakın genç piyanist, Ahmed Adnan Saygun’un adını yaşatmak için yarıştılar. Bu yarışmaya katılmak genç müzisyenlerin kariyerleri için önemli bir dönüm noktası oldu ve çok sayıda genç sanatçıyı sanat dünyasına kazandırdı.

Sanatçı sadece festivallerde değil verdiği konserlerde de gençlerden büyük ilgi görüyor. Bu yıl Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen, Gülsin Onay Piyano Günlerinde, kadınlardan oluşan Ancyra Ensemble ile birlikte bir konser veren sanatçı genç yeteneklerle bir araya geldi. Ardından Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 100. Yılı kutlamaları kapsamında, Hacettepe Üniversitesinin düzenlediği konserde gençlerden büyük ilgi gördü. Umut etmek, çalışmak ve inanmak. Bazen hayatı özetlemek için üç kelime yeter. İnsanın içindeki iyilik ışığı hiç sönmemeli. Bu ışığı besleyenleri, çoğaltanları, yaşadığı toplumu güzelleştirenleri anlatmak lazım. Dünya savaşlar, katliamlar, açlık, sefalet, göç ve terörle kavrulurken bu cadı kazanından umut ışığı çıkarmak çok kolay bir iş değil. Umutsuzluğun kışını yaşadığımız karanlık bir çağda, hayatlarını öğretmeye, paylaşmaya adayan insanları önemsiyoruz. Bu insanları yazacağız ki iyi insanların sayısı çoğalsın. İyi bir dünya için umudumuz tazelensin. Kötülüğün kol gezdiği bu dünyada iyi şeyler de oluyor. İyi insanların sayısının artmasına acil bir şekilde ihtiyaç var. Günün sonunda, dünya bu iyi insanların hatırına dönüyor.