Bir yıl önce bu zamanlar, 31 Mart Yerel Seçim heyecanını yaşıyorduk. Ülke için çok kritik bir seçimdi, muhalefet ‘Mart’ın sonu bahar’, ‘her şey çok güzel olacak’ gibi sloganlarla umut aşılamaya çalışıyordu.

Eh, kısmen öyle oldu İstanbul, Ankara başta olmak üzere pek çok önemli kent CHP yönetimine geçti… Neyse ki, virüs belası geçen yıl olmadı, ne seçim kalırdı ne sandık!.. Hiç değilse, birçok büyükşehir, bu gün merkezi idareden çok daha fazla tedbirle ve akılla yönetiliyor.

Muhalefet ve seçmeni için moral motivasyon olan yerel seçim sonuçlarını, artık genel seçimlere taşıma hedefi ile gidilirken… Tüm dünyayı ve tabii Türkiye’yi de alt üst eden Koronovirüs belası, insanlığın iflahını kesti. Söylenen o ki, bunlar iyi günlerimiz, virüs belası henüz pik yapmadı ve vaka sayısı daha da artacak.

Bu kabus ve bilinmezlik bir yanda; ama belanın hızı kesildiğinde ekonomik, psikolojik ve sosyal sonuçlarıyla yüzleşeceğiz. Şimdilik sağlık sorunu ön planda gibi görünüyor ama bizi bekleyen tsunami ağır olacak ve sadece mali yapısı güçlü olan ülkeler bu dip dalgaya dayanacak gibi görünüyor.

Aslında yeni dünya düzeni, güçlü bireylerin hayatta, mali yapısı güçlü olan devletlerin ayakta kalacağı bir yöne evriliyor. ‘Güçlü olan yaşar’ doğanın en bilindik kuralıydı artık insanlar ve devletler için geçerli olacak.

Evet, ‘her şey çok güzel olacak’ derken 2020 her türlü felaketle geldi gerçekten. Yaşanmadık melanet kalmadı derken virüs tüy dikti. Bir yıl sonra bakın neyle uğraşıyoruz!.. Oysa biz bu günlerde yerel yönetimlerin birinci yıl karnesini konuşuyor olmalıydık. Başkanlar bir yıllık icraatlarını anlatıyor bizler de sorularımızı soruyor olacaktık. Şimdi yerel yönetimleri bıraktık, İzmir’deki vakaların çok fazla olduğu söylemleriyle panik havası yaşıyoruz.

Gerçekler panik yaratmaz, tedbiri artırır…

Evet, İzmir’de durumun vahim olduğu söyleniyor. Hekim dostlarımızdan bilgiler geliyor. 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi 6. Katının kapatıldığı, vakaların orada toplandığı hatta Prof. bir hocanın tüm ekibiyle tedavi altında olduğu anlatılıyor. Kabus kol geziyor ve tüm insanlık bu yeni düzene nasıl ayak uyduracağını bilmemenin şaşkınlığını yaşıyor.

Bir başka garabet, ‘gerçekler’ konusunda içimize düşen kurt. Hangi illerde vaka sayısı nedir bilmiyoruz. Almanya’nın bir günde yaptığı testi biz bu güne kadar toplamda yapmışız. Test az yapılınca vaka sayısı az çıkıyor deniyor. Evet, bizde rakamlarla oynamak artık kanıksanan bir durum ama sağlık farklı; halk neden daha fazla test yapılmadığını, vakaların seyrini, hangi il ve hastanelerde hasta sayısını… bilmek istiyor. Bunları bilmek paniğe yol açmaz aksine tedbiri artırır.