“Galiba artık huysuz bir ihtiyara döndüğüm için bu karakter bana bu kadar yakın geliyor” Kahkahalardan kırılıyoruz. Huysuz İhtiyar oyunu hakkında Müşfik Kenter’le konuşuyoruz. 40 yıllık dostu Oğuz Aral’ın kaleme aldığı Huysuz İhtiyar karakteri bize çok tanıdık geliyor. Sanki mahallemizden biri, her gün gördüğümüz yan komşumuz. Müşfik Kenter sahnede Huysuz İhtiyar’dan yola çıkarak, mahallenin kedi ve köpeklerini hatta hayaletlerini sıcak bir dille sahneye yansıtıyor ve çocukluğumuzun mahallelerini anımsatıyor. Hatta inandırıcılığı ile onları sahnede görünür hale getiriyor. Huysuz İhtiyarın içinden o kadar çok karakter çıkıyor ki an geliyor Müşfik Kenter sanki sahnede kalabalık bir oyuncu kadrosuyla birlikte oynuyormuş gibi bir izlenime kapılıyoruz. Tek kişilik dev bir ordu olarak sahnede muazzam bir dünya kuruyor ve o dünyanın gerçek olduğuna dair bizi ikna ediyor. Öylesine güçlü bir oyunculuk, öylesine muazzam bir sanatçı var ki karşımızda sahnede devleşen insancıllığıyla izleyenlerin nefesi kesiliyor. Huysuz İhtiyarın içinden gelen iyilik duygusu bütün salona yayılıyor ve kalbimizi fethederek oraya sonsuza kadar yerleşiyor.

Müşfik Kenter ablası Yıldız Kenter ile birlikte “Salıncakta İki Kişi”, “Sandalyeler”, “Kim Korkar Hain Kurttan”, “Bir Aşk Hikayesi”, “Çöl Faresi”, “Martı”, “Vanya Dayı”, Nalınlar”, “Onikinci Gece”, “Arzu Tramvayı”, “Üç Kuruşluk Opera” gibi çok sayıda unutulmaz oyunda rol aldı ama tek kişilik oyunlarda yarattığı büyülü dünyayla büyük bir efsane halini aldı. Van Gogh, Savunma, Bir Garip Orhan Veli, Huysuz İhtiyar ilk akla gelen tek kişilik oyunları. Özellikle, “Bir Garip Orhan Veli” oyunuyla her yaştan çok sayıda insana ulaştı. Birçok kişi Orhan Veli Kanık’ın şiirlerini ilk defa Müşfik Kenter’in oyununda öğrendi. Murathan Mungan’ın Orhan Veli Kanık’ın şiirlerinden yola çıkarak düzenlediği “Bir Garip Orhan Veli” oyunu büyük bir başarı yakaladı ve aralıksız 30 yıl boyunca sahnelendi. Müşfik Kenter olağanüstü ses tonuyla dinleyenleri büyüledi. Öyle ki, 1980’li yıllarda televizyonda yayınlanan Alf isimli dizi filmde, uzaylı Alf karakterini büyük bir başarıyla seslendirdi ve Alf karakterinin toplumda çok sevilmesini sağladı. Sıra dışı ses rengi ve olağanüstü konuşma yeteneğiyle insanların yüreklerine ve hafızalarına kazındı.  

Müşfik Kenter’in öğrencisi olan bütün sanatçılar aynı şeyi söylüyor. “Müşfik Hoca bize, ilk önce iyi insan olmayı öğretti. İyi insan olmadan, iyi oyuncu olamazsınız derdi. Sonra sahne disiplini gelirdi. Yapılan işe saygı duymayı biz Müşfik Hocadan öğrendik.” Kuşkusuz onun öğrencisi olmak büyük bir ayrıcalıktı. Aynı şekilde onu sahnede izleme şansını yakalamak da seyirciler için büyük bir ayrıcalık oldu. Ablası Yıldız Kenter’le birlikte yıllarca aynı sahnede oynadılar. Birlikte Kenter Tiyatrosunu kurdular. Yıllarca Yıldız Kenter, Şükran Güngör, Müşfik Kenter, Kamuran Yüce, Genco Erkal birlikte oyunlarda rol aldılar. Türk Tiyatrosuna sayısız öğrenci yetiştirdiler. O dönemin öğrencilerinin üzerine, hep Müşfik Kenter’in ve ablası Yıldız Kenter’in ışığı yansıdı. Müşfik Kenter’in öğrencilerinin üzerinde bıraktığı görünmez imzalar hep hissedildi. Mirasını yaşatacak olan o zamanın genç öğrencileri, günümüzün usta tiyatrocuları şimdi kendi öğrencilerini yetiştiriyorlar ve hocaları Müşfik Kenter’den öğrendiklerini yeni kuşak tiyatroculara öğretiyorlar. Müşfik Kenter’in mirası böylece gelecek nesillere aktarılıyor. Bu miras çok kıymetli çünkü kaynağını büyük usta Muhsin Ertuğrul’un tiyatro öğretisinden alıyor. Müşfik Kenter onunla oyun çalışmayı tek bir cümleyle özetliyor. “Muhsin Ertuğrul oyun çalışırken “doğum yapılıyor burada” diye bağırırdı” Türk Tiyatrosu ustalarının öğretileri kuşaktan kuşağa işte böyle aktarılıyor. 15 Ağustos 2012’de aramızdan ayrılan Müşfik Kenter’i sevgi, saygıyla ve minnetle anıyoruz.