Nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça diyerek başlamak istiyorum.

Gün geçmiyor ki bu ülkenin her zerresine zarar veren bir haber duymayalım.

Bir süredir NAe Sae Paulo adlı geminin Aliağa’da sökümüne ön onay veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tartışılıp konuşuluyor. Bakanlığın adını kelimelere ayıralım. Çevre – Şehir – İklim…

Bu kelimelere bu kadar zıt düşen başka bir bakanlık var mıdır yok mudur bilemem ama konunun yine bizi zehirleyen bir konu olduğundan eminim.

Bünyesinde tonlarca zehir barındırdığı bilinen Brezilya donanmasına ait bu gemi neden İzmir Aliağa’da sökülsün?

Peki bu geminin barındırdığı asbest nedir? Beyaz toprak olarak bilinen, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere dayanıklı, yapısal özellikleri açısından esnek, lifli yapıda bir mineraldir.

Ülkemizde asbest üretimi ve kullanımı 31.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelikle yasaklanmıştır. Ancak daha önce asbest kullanılan ürünlerin sökümü, yıkımı, tamiri, bakımı gibi geri dönüşüm aşamaları sırasında asbeste maruz kalınıyor. Sorumuz ve isyanımız bu noktada başlıyor. Yasaklanmış bir maddenin kendi ülkemizin içinde mecburi nedenlerle maruz kalınmasını bile en alt seviyede tutmak gerekirken, yüksek oranda asbest içeren ve zehirli atık barındıran bu Brezilya gemisini biz neden, ne için, nasıl kabul edebiliyoruz?

İzmir Milletvekili Murat Bakan da konuyu daha önce soru önergesiyle Ulaştırma Bakanlığına taşımış, bakanlık; ‘’Böyle bir gemi ile ilgili gemi sökücüler tarafından kendilerine bir izin talebinin gelmediğini’’ belirtmişti. Peki o zaman bu gemi bugün nasıl İzmir sularına gelmek üzere yola çıkabiliyor?

Ve tabi ki bu gemi halk olarak bizim ithal edip soluduğumuz ilk zehir değil. Biz bunu ithal ettiğimiz plastik atık çöplerle de yaşıyoruz yıllardır. 2018 yılından itibaren başta İngiltere, İrlanda ve İtalya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden plastik atık çöp ithal ediyoruz. Başka ülkelerde çöp ithali yasaklandıkça bizim ülkemizde artarak devam ediyor.

Bu konuda da yine İzmir Milletvekili Murat Bakan son iki yıla dair çöp ithalatı verilerini sordu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum yanıt verdi. Kurum, 2020 yılında 775 bin ton olan plastik çöp ithalatının 2021’de 685 bin tona gerilediğini söyledi, yapılan çöp ithalatının ülkelere göre dağılımını ise gizledi. İşte bu oranlardan ziyade bizi ilgilendiren bu atıkların geri dönüşüme dönüştürülene kadar geçen zaman ve bu zamanda insan sağlığına ve çevreye verdiği zarar.

Greenpeace’ in araştırmaları sonucu, her yıl söylenenin aksine artarak plastik atık, çöp ithal ediliyor ve bu çöplerin içinde tıbbi atıklar bile var. Çukurova ve İzmir Kemalpaşa bölgelerinde bunun örnekleri mevcut. Bu atıklar geri dönüşüme alınana kadar döküldüğü noktalarda en az 8 ile 12 ay arasında bekliyor. Bu zaman zarfı içinde bu atıklardan havaya karışan zehirli gazlar, aldığımız nefese, tarlalarda yetişip yediğimiz ürünlere, içtiğimiz sulara karışıyor.

Kısaca, biz halk olarak dört bir yandan her gün zehirleniyoruz. Ekonomiden, siyasetten, dış politikadan, eğitimden, sağlıktan yaşamın her alanından zehirlendiğimiz gibi zehirleniyoruz.

Ama olsun tüm zehirleri gönder gelsin, bize bir şey olmaz. Zehir atıklı gemileri de plastik atık çöpleri de gönder gönder gelsin, bize bir şey olmaz nasılsa….