Türkiye’de özellikle ana muhalefet açısından zafer ile sonlanan 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinin ardından toplumsal muhalefetin en azından gündem oluşturma noktasında sıkıntı yaşadığı, iktidarın ise aksine ve özellikle ‘savaş’ yoluyla belli bir noktada gündeme tutunduğu hatta ki Millet İttifakı’ndan İyi Parti’yi koparma yolunda adım attığı bir dönemi geride bırakmışız gibi görünüyor. Tüm bunların ardından gündemin belirlenme durumunun bir süreliğine de olsa toplumsal muhalefetten yana döneceğini düşünüyorum.

Geçtiğimiz gün Urla Adliyesi’nde önceki dönem Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok’un ‘Cumhurbaşkanına Hakaret’ suçlamasıyla hakim karşısında olduğu davayı takip ettim. Davaya ilişkin bir izlenim yazısı yazmaktı niyetim. Ancak kimlerin katıldığı kadar kimlerin de katılmadığının önemli olduğu bir duruşmaydı söz konusu olan. O yazıyı İz Gazete Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal zaten kaleme aldı. Meraklısı buyursun, okusun!

Siyasetçiler üzerinde topluma sopa gösterme niyetiyle açılan dava 19 Aralık’a ertelendi.

Urla Adliyesi’nde Zeynep Altıok’un davasını takip edeceğim için gün içerisinde İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ile olan randevumu erteletmek durumunda kaldım. Ancak ‘hoş bir tesadüf’ demeye dilimin varmayacağı bir hadise yaşandı. Meğer Zeynep Altıok’un savunmasını yapacak olan avukatlardan biri de İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel’miş. Kendisiyle, duruşma öncesi Türkiye Barolar Birliği’nde yaşanan olağanüstü genel kurul çağrılarına ilişkin bir süre sohbet etme imkanı buldum.

Uzunca bir süredir Saray’a ve Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen ve bu sebeple de tepkileri üzerine toplayan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve yönetimine karşı aralarında İzmir Barosunun da bulunduğu 12 baro olağanüstü genel kurul çağrısı bu sıralar gündemde. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun özellikle son dönemde olmak üzere Erdoğan’a yakın ve Erdoğan’ı destekler nitelikte açıklamaları pek anlaşılmamış ve A haber gibi bir mecrada ekranlara çıkmasına ise anlam verilememişti.

Türkiye Barolar Birliği’nin iç işleyişine göre olağanüstü genel kurul için en az on baronun çağrıda bulunması gerekiyor. Sürece dair konuştuğum İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, genel kurul çağrısına dair ilkin ayrı ayrı başvurlar yapıldığını, ancak son durumda 12 baronun ortak bir biçimde olağanüstü kurul için çağrıda bulunduğunu söyledi ve ekledi: ‘Top artık Barolar Birliği yönetiminde’

Aralarında İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Antalya ve Mersin gibi baroların bulunduğu ve olağanüstü kurul çağrısı yapan barolara dün 35 barodan ise karşı açıklama geldi. Barolar Birliği yönetimi bundan sonra nasıl hareket eder bilemem ancak bu bana yerel seçimlerde büyükşehirleri muhalefete kaybeden ve hala Türkiye’yi yönettiğini zanneden iktidarın söylemlerini anımsattı.

Diyeceğim o ki dostlar Türkiye siyaseti adım adım değişiyor. Eskinin yosun tutmuş siyasetçileri, yeni olanın karşısında çürüyerek yok olmaya mahkum durumda. Türkiye’de siyaset sahnesi değişiyor, ama iki adım ileri bir adım geri, ama üç adım ileri iki adım- bir adım geri.

Yani demem o ki bu yeni süreçte ne bir duruşmaya gitmeye aciz olan, apolitik ana muhalefet klişesine ne de iktidarın ne idüğü belirsiz yoluna takılarak görev süresini uzatmaya çabalayanlara yer var.