Uzun yıllar eşi Cevdet Tepedelen ile yurt dışında işçi olarak çalıştıktan sonra yurda dönen Fitnat Tepedelen, 2000 yılında, o dönemki adı Çocuk Esirgeme Kurumu olan Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne başvurarak 3 yaşındaki Melike'yi evlat edindi.

Tepedelen çifti, kızlarının iletişim kurmada güçlük çektiğini fark ederek doktora götürse de herhangi bir teşhis konmadı. Melike ilkokula başladığında ise rehberlik öğretmeni çocuktaki farklılığı belirledi.

Yapılan testlerde Melike'nin yüzde 60 zihinsel engeli ve öğrenme güçlüğü bulunduğu tespit edildi.
Çevredekilerin "Çocuğu kuruma geri gönderin" gibi sözlerine aldırış etmeyen aile, Melike'nin aldırdıkları özel eğitimle, kaynaştırma sınıfının bulunduğu Kız Meslek Lisesini tamamlamasını sağladı.

Türk Kızılay Urla Şubesinin "Hayata Bağlan" projesi kapsamında engelli, otizmli ve down sendromlu gençler için düzenlenen çeşitli etkinliklere de katılan 25 yaşındaki Melike Tepedelen, üniversiteye gitmenin ve memur olmanın hayalini kuruyor.

"ÇOK ŞÜKÜR TEK BAŞINA İSTEDİĞİ YERE GİDİP GELEBİLİYOR"

Emeklilikten sonra tüm zamanını kızına ayıran 75 yaşındaki anne Fitnat Tepedelen, AA muhabirine, çocuğunun durumunu fark eden ilkokuldaki rehber öğretmenin "Okuma yazma öğrenirse bile çok büyük bir aşama kaydetmiş olursunuz" dediğini, okuldan ağlayarak ayrıldığını ve bu anı unutamadığını dile getirdi.

Kızının eğitimi için araştırmalara başladığını ifade eden Tepedelen, şöyle konuştu:

"Bu çocuğu nerelere götürebilirim diye her yere sordum. Lise sona kadar kaynaştırma sınıfında okudu. Özel eğitime gönderdim. Okuma yazma öğrensin diye çok uğraştım. Komşumuz öğretmendi, ders verdi. O zamandan beri hep peşindeyim. Çok şükür kendi kendini yönetebilir, tek başına istediği yere gidip gelebilir, evde yalnız kalabilir hale geldi. Şimdi üniversite okumak istiyor."

Aradan geçen zamanda üzüntü ve sevinçleri birlikte yaşadıklarını aktaran Tepedelen, "7 yaşında rehber öğretmeni 'Evlatlık olduğunu söyleyin, büyüdüğü zaman sorun yaşarsınız' dedi. Bana 'Anne beni nasıl doğurdun?' diye sordu. Ben de 'Kızım ben seni doğurmadım.' dedim. 'Neden?' dedi. 'Başka anne doğurdu, onlardan aldım.' dedim. Beni çok seviyor, babayı da sever ama beni daha çok seviyor. Ben kızsam da 10 dakika sonra gelir, sarılır, 'annem seni üzdüm özür dilerim, bir daha yapmayacağım.' diye."

Tepedelen, eşiyle en büyük hayallerinin, kızlarının iş sahibi olup kendi ayakları üzerinde durması olduğunu vurguladı.

Melike Tepedelen ise E-KPSS'den 73 aldığını belirterek, "Çalışmak istiyorum, üniversiteye gitmek istiyorum." dedi.

Anne ve babasını çok sevdiğini dile getiren Tepedelen, "Annemle bazen kavga ediyoruz ama hem barışıp öpüşüyoruz." ifadelerini kullandı.

AA

Editör: Haber Merkezi