DERLEYEN: TUĞÇE KAŞ/ İZ GAZETE- ÜLKEDE en hızlı kurulan organize sanayi bölgelerinden (OSB) olan Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesi (TDİOSB) izlenebilir tarım, pazarlama ve ihracat konusunda bölgeye örnek model oluşturacak. Dünya ve Türkiye’nin hem topraksız hem de tam otomasyonlu en büyük sera ve tarımsal sanayi kümelenmesi Dikili Sera TDİOSB, yapılanmasıyla da fark yaratacak. Özgür Coşkun ile Sektör programının konuğu olan Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesi (TDİOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Osman Öğmen, kuruluşu 2019’da başlayan modern sera ve tarımsal sanayi kümelenmesinden şu şekilde bahsetti: “TDİOSB’nin bulunduğu alan 3 milyon metrekarelik yer ve bataklık araziden oluşuyor. Bu bölgede tarımsal üretim yapılamaz. Bizler azalan tarım arazilerine karşılık 3 milyon metrekarelik bataklığı tarıma kazandıracağız. Bu yola çıkarken devletin ya da küçük üreticinin yapamadığını gerçekleştirmek için bir irade ortaya koyduk. TDİOSB alanındaki eğitim salonlarımız, laboratuvarlarımız ve fidye tesislerimiz çiftçimize, bitkisel üretim yapan tüm kooperatiflere açık olacak. Tarımsal OSB’lerin ticaret yapan kurumlar olmasının yanında ülke tarımında sorumluluk paylaşmak adına küçük üreticiye ve kooperatiflere de destek veren kurumlar olmasını da sağlayacağız” dedi.
Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesi’nde (Dikili Sera TDİOSB), 50 sera parseli, 33 tane de sanayi parseli yer aldığını söyleyen Öğmen, “Bölgedeki 83 parselin 33’ü sanayi, 50’si sera parselinden oluşuyor. Seralarda katma değeri en yüksek olan ürünlere yönelme hedefindeyiz. Sanayi parselinin bulunduğu alanda ise; paketleme, soğuk hava tesisleri gibi tesisler yer alacak. Her türlü ürünü işleyerek yine katma değeri yüksek hâle getireceğiz. Hizmetimiz sadece kendi içimizde kapalı kutu gibi değil, tüm tarımsal-bitkisel üretime açık olacaktır. OSB’miz 3 bin 500 kişiye istihdam sağlayacak” diye konuştu.
SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ
OSB’de güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerine de yer ayrıldığını söyleyen Öğmen, jeotermal enerjinin bölgede önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi. Öğmen, yenilenebilir enerjinin en önemli ilklerinden biri olduğunu söyleyerek, “Bu enerji işletmelerdeki ısıtma giderlerinin yüzde 35’ini oluşturuyor. Alandaki jeotermalle ilgili yetki valiliğin denetiminde. Valilik de 6 jeotermal kuyunun kullanım hakkını Dikili Sera TDİOSB’ye verdi. Ancak bu enerjiyi sürdürülebilir yapabilmek için tek elden merkezi ısı sistemi olması gerekiyor. Kullanılan sıcak suyu tekrar aldığınız yere geri bırakmalısınız. Mevcut jeotermal akışkanı üretim arazisine bırakırsanız zamanla ekolojiyi bozar. Bunun önüne geçmek için bölgedeki iş birliklerimizle beraber tek elden merkezi ısı sistemi kurulması için çalışmalara devam ediyoruz. Valimiz Yavuz Selim Köşger bu konuda destekçimiz oldu. Suyumuzu, toprağımızı ve jeotermalimizi olması gerektiği gibi kullanmak durumundayız. Hiç kimsenin para kazanmak adına sürdürülebilir bir enerjiyi bitirme gibi bir amacı yoktur” ifadelerini kullandı.
‘GENİŞLEME İMKÂNIMIZ VAR’
Dikili Sera TDİOSB yatırımcılarının, enerji maliyetlerinden en az etkilenen kesim olacağını ve bölgenin marka değerinin yükseldiğinin altını çizen Öğmen, “Tarımsal üretimde kaliteyi ve verimi yükseltmek adına iş birliği hâlinde olacağız. Benim temsil ettiğim kurumların bakış açısı para kazanmak amaçlı değildir. Ülkenin ve yatırımcıların para kazanacağı, önümüzü görebileceğimiz tarımsal noktadayız. Bu anlamda ‘köylünün arazisi alındı’ diyerek haksız eleştireler yapıldı. Bunlar üzüntü verici. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çevre Bakanlığı planlarında organize sanayi bölgesi, teknolojik sera alanı olarak ilan edildi. Bunun birlikte Dikili OSB’nin çevresinde satılık arsa ilanları arttı. Bölgenin marka değeri yükselmiş oldu. Sınırlarımızın genişleme gibi bir imkânı var. Bu alanda yatırım yapmak isteyenler öncelikli olarak bizlerin yapacağı çalışmayı görmek istiyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘BOŞ ALANIMIZ YOK’
“Tarımın dışında görülen kurumlar olarak elimizi taşın altına koyduk” diyen Ali Osman Öğmen, “Dikili Sera TDİOSB, kuruluşu sonrasında yaklaşık 2 yıl boyunca pandemiyle uğraştı. Çalışma arkadaşlarımızla bir araya gelemediğimiz hâlde 50 sera ve 33 sanayi parselimiz satılmış durumda ve boş yerimiz yok. Bu süreçten itibaren daha hızlı hareket etmeliyiz. Önümüzdeki süreçte bir sıkıntı olmazsa altyapı ihalemize çıkacağız. Birkaç ay içerisinde temel atma çalışmamıza da başlayacağız ” dedi.
OSB'deki tüm atıkların geri dönüşüm ile yeniden değerlendirileceğini belirten Öğmen, “TDİOSB içindeki tüm atıklarınızı atık yönetim alanımızda bio enerji olarak değerlendirecek, atık suları ise kuracağımız modern atık yönetim alanlarında geri dönüşümünü sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
Bakanlık’tan destek alındığını söyleyen Öğmen,“Yönetmelikte Dikili OSB’deki yatırımcılarımız altyapısı hazır sanayi parseline sahip oluyor. Sera yatırımı yapan kişiler 5. bölge, sanayi parseli sahiplerimiz ise 3. bölge teşviklerimizden faydalanabiliyor. Yatırımcılarımız Ziraat Bankası’ndan uygun fiyatta kredi kullanabiliyorlar. Kadın ve genç çiftçilerimiz için de farklı faiz destekleri mevcut. İlerleyen süreçlerde de sigorta primi, işveren desteği gibi konularda devlet yardımları devam ediyor” dedi.
ÖDÜL ALDI
Öğmen, İzmir Dikili Sera OSB’nin kuruluş sürecinde valilik, yerel yönetimler ve bölgedeki diğer iş örgütleriyle bir araya gelerek güçlü bir oluşum yarattıklarını belirtti. Önemli bir ödüle de layık görüldüklerini sözlerine ekleyen Öğmen,“Türkiye genelinde tarımda organize sanayi bölgelerinin sayısı 40’a yaklaştı. Dikili’deki tarıma dayalı ihtisas OSB yönetimi ve personeli olarak birincilik ödülü aldık. Daha temel atılmadan kısa zamanda güzel işler başardığımızı düşünüyorum” şeklinde konuştu.
İzmir Dikili Sera OSB’nin çalışmalarında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden destek aldıklarını da söyleyen Öğmen, “Kuruluş aşamasında Tunç Başkan’a bilgilendirmesini yapmıştım. Kendisi eğitimle ilgili yapılacak her çalışmada yanımızda olacağını söyledi. Bu anlamda birlikte hızlı hareket edeceğimiz sürece gireceğimizi düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR
Döviz kurlarındaki dalgalanmaların üreticiyi doğrudan etkilediğini de söyleyen Öğmen, “Tarımsal üretim yapan herkes girdi maliyeti arttığı için üretimden çekiliyorlar. En basit örnek olarak buğdayda kullanılması gereken dip gübresi gibi ürünler kullanılmadığı için verim düşecektir. Bu durumda arz talep dengesini etkileyecektir. TDİOSB alanıyla bir ışık yakmaya çalışıyoruz. Ancak tarımla uğraşan üreticiyi topraklarında tutabilmek için devletin politikalar üretmesi gerekiyor. Köylerdeki yaş ortalaması 54 ve bu durum tehlike çanlarının çaldığını göstermektedir. Tarım politikaları siyaset üstü olmalıdır. Ülkede tarımdan bahsedildiğinde tüm siyasi güçler birleşmelidir. Artık ürettiğini satabilme garantisi verilen ve sigorta primleri devlet tarafından ödenen mutlu bir çiftçi fotoğrafı yaratmak zorundayız. Bunun başka yeri yoktur” açıklamasında bulundu.
Öğmen ayrıca, "Bu bölgenin kurulmasında büyük katkıları olan İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası’na tarım paydaşlarının gerçekten teşekkür etmeleri gerekir. Özellikle İZTO Başkanı Mahmut Özgener’in bu konudaki çalışmaları ve destekleri takdire şayandır" ifadelerini kullandı.
OSB MÜTEŞEBBİS HEYETİNDE KİMLER YER ALIYOR?
Kurucu ortakları arasında Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Üyesi Ateş İlyas Demirkalkan, YİKOP’tan Yavuz Selim Köşger, Dikili Kaymakamı Alper Faruk Güngör, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, İzmir Ticaret Odası üyesi Mehmet Şahin Çakan, İzmir Ticaret Odası Meyve Sebze Grubu’ndan Ahmet Kaymaz, Ege Bölge Sanayi Odası’ndan İhsan Bilgiç ve Şener Kırıkkaya, İzmir Ticaret Borsası Başkan Vekili Ercan Korkmaz, Bergama Ticaret Odası Fikret Ürper yer alıyor.
Sektörün ara eleman yetiştirmeye yönelik sıkıntı yaşadığını ve altyapı çalışmalarına hız vereceklerini belirten Öğmen, Meslek Yüksek Okulu’nun yapılması için önemli adımlar atılması gerektiğini söyledi.
