İZ GAZETE - Tiyatro oyuncusu Levent Üzümcü, Instagram sohbetlerinde İz Gazete yazarı Orçun Masatçı’nın sorularını yanıtladı. Üzümcü, başta İçişleri Bakanlığı’nın Cumhuriyet Halk Partili Belediyeleri’nin hesaplarına bloke koymasına olmak üzere gündeme dair konuştu. Geçtiğimiz günlerde İzmir’e yönelik tepki çeken ifadeler kullanan Anadolu Üniversitesi Rektörü’nün annesine ilişkin de konuşan Üzümcü’nün kullandığı”Bizim dönemimizde Anadolu Üniversitesi’nin Rektörü, Yılmaz Büyükerşen’di. Karşılaştırmak isterse izleyenler Yılmaz Büyükerşen’in sözlerini dinlesinler bir de şimdi ki Rektörün ve annesinin sözlerini dinlesinler. Nereden nereye geldiğimizi bilsinler” ifadeleri dikkat çekti.

Levent Üzümcü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ve bağış kampanyası hakkında konuştu ve hükumeti eleştirdi. Üzümcü, “Bu tarz yardımlarda, insan içinin rahat olması gerekiyor, yardımın nereye ve kime gittiğini bileceksin. Yardımı samimiyetine inandığın kurum ve kuruşlara ya da insanlara yapmalısın” diye konuştu.

Geçtiğimiz günlerde atmış olduğu tweet sebebiyle polis tarafından gece 2’de Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlaması ile gözaltına alınan Ata Egemen Çakıl hakkında sorulan bir soruya da yanıt veren Üzümcü, Türkiye’de “hiciv”in öldürüldüğünü kaydetti. “Hiciv siyasi dokundurmadır” diyen Üzümcü, “Çok acıdır ama hicivi öldürdüler. Hiciv siyasi dokundurmadır. Örneğin Shakspeare oyunlarında hiciv vardır. Kral ve soytarı vardır. Bu, Shakspeare’in en ulaşılmaz kişinin lafının üzerine laf söylenmez kişinin üstüne laf söyleme cesaretini gösterme biçimidir” ifadelerini kullandı.

‘ÖZEL BİR DURUMDUR!’

Türk Tiyatro tarihinde de güzel hiciv örneklerinin bulunduğunun altını çizen Üzümcü, şöyle konuştu: “Deve Kuşu Kabare’nin yaptığı, toplumda yanlış giden şeyleri eleştirmekti. Bu sadece devlet açısından değildi. Şu anda hiciv yaptığın zaman bundan anlamayan insanlar tarafından apar topar gözaltına alınıyorsun. Arkadaşlar mizahtan anlamıyorlar. Neden bunu kaldıramıyorsunuz? Mizahla sorununuz nedir? Mizahtan anlamak, mizaha saygı duymak çok farkı bir duygudur. Sağcı ya da solculukla alakalı bir durum değil, özel bir durumdur”

Gazeteci Enver Aysever’in geçtiğimiz günlerde yaptığı bir paylaşım sebebiyle hakkında soruşturma açılması hakkında da konuşan Levent Üzümcü, “Siyasal İslamcılığın borazanlığını yapan ve zavallı karikatürler çizen bir dergi var. Enver Aysever’in karikatürünü orada yayınlamışlar. Karikatürdeki o adamın yerine Enver Aysever’i koymuşlar. Ben o gün o karikatürü paylaştığım için ifade veriyorum. Onlar da şimdi verecekler mi? Toplum bu durumda artık”dedi.

Türkiye’de sistemin değiştiğini hatırlatan Levent Üzümcü “İstanbul seçimi yenilendi. Sadece belediye seçimi yenilendi. Biz bunları söyleyince vatan haini oluyoruz. Ne yaptık vatan haini olmak için? Ama sizin halk düşmanı olmak için neler yaptığınızı canlı yayınlardan seyrederek herkes görüyor” diye konuştu.

‘BUNU YAPAN HAKİMLER’

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’na dönüşü hakkında da konuşan Levent Üzümcü, atılma sürecinde yaşananları ise şu ifadeler ile anlattı:

“O zaman atılmamı isteyen ve bunun için çaba harcayanlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni yöneten garabetin avukatıydı. Mesleğini kötü kullanıp hiç alakam olmayan sözleri mahkeme dosyama koymuşlar.. 16. İdare Mahkemesi atılmamı onayladı. Benim söylemediğim sözleri dosyama koymuşlar. Bunu yapanlar ne yazık ki hakimler. Ve ben atılalı beş yıl oldu” ifadelerini kullandı.


‘BUGÜNE KADAR NE YAPTIN?’

İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelge ile Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin bağış yapılan hesaplarına bloke konuşmasına ilişkin de konuşan Levent Üzümcü, “Şu anda büyükşehir belediyelerinin hepsi Cumhuriyet Halk Partisi’nin elinde. Belediyeler de yardım kampanyaları düzenliyor. İnsanlar da güveniyor ve yardım yapıyor. Bu yardımlar sonrasında da belediyeler de ihtiyaç sahibi insanlara yardımda bulunuyor. Ancak CHP’li belediyelerin yardım hesaplarına bloke konuluyor. Yardımları bile ayrıştırıp, rantlaştırıyorlar. İstanbul’un 807 bin oy fark atarak seçilmiş Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yardım toplama yetkilerinin olduğunu belirtti. Ancak buna izin vermiyorlar. İnsanlar bu insanlara güvenip seçmişler oy vermişler. Gıdalar yolluyorlar. Sonra iktidar da çıkıp ‘Hayır onlara değil bize gönder’ diyor. Ama bu lafla olmaz, eylemle olur. Sorarlar ‘Sen bugüne kadar ne yaptın?’ diye” ifadelerini kullandı.

Üzümcü, “ Ne yapacaklar toplanılan paraları? Mahsur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu bu yardım paralarını ceplerine mi koyacaklar? Türkiye’de böyle bir ihtimalin gerçekleşeceğine inanan kaç kişi var?” diye sordu.

‘KILIÇDAROĞLU’NUN DURUŞU İYİ’

Toplumun sürekli kutuplaştırıldığını aktaran Levent Üzümcü, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve geldiğinde ben 16 milyonun belediye başkanıyım dedi. Keza Tunç Soyer yapacağı 40 bin yardımda meseleye AKP, MHP, HDP ya da İYİ Parti’ye oy verenler diye yaklaşmadı.
Toplumu sürekli ayrıştırma çalışıyorlar, benim kitlem benim seçmenim diliyle devam ediyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun duruşu daha iyi, kavga etmemeye çalışıyor çözüm üretmek istiyor. Herkes onun gibi kavga etmeyip iyi niyetle insanlara yardım etmesi lazım” dedi.

‘KÜLLİYE NE ÜRETİYOR?’

İnsanların zorunlu deprem sigortası yatırdıklarını ancak “Nerede bu paralar?” diye sordukları zaman “Ben bunun hesabını vermek zorunda değilim denildi” ifadesini kullanan yöneticiler ile karşı karşıya olduklarını hatırlatan Üzümcü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnsanlar bu ülkede kullanmadıkları köprülere insanlar geçiş vergisi veriyor.Cumhurbaşkanı televizyona çıkıp ‘Ben 7 aylık maaşımı bağışlıyorum’ dedi. Peki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, bir fabrika mı? Bir şey mi üretiyor. Hayır hiçbir şey üretmiyor. Cumhurbaşkanlığı bütçesinden ödeniyor, o da hepimizin vergisinden ödeniyor. Biz doğruyu söyleyen insanları, hiciv yapanlar olarak da vatan haini ilan ediyor ve gözaltına alınıyoruz. Avrupa İnsan Hakları’na gidiyorsun kazanıyorsun, biz tanımıyoruz diyorlar. Hiçbir suç işlemeyen insanlar üç yıl savcı yüzü görmeden yargılanıyor. Aklı fikri güzel olan insanların muhakeme yetkisi var, onlar o yardımın nereye gitmesinden emin olmadıkları kampanyalarına yardımcı olmuyorlar. Güzel bir söz var ” Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır, söz senettir senin geçmişin bir senettir. Biz ne olduğunu ne bittiğini görüyoruz. Bu ülkede kimlerin nelerle ilgili yargılanmadığını hesap sorulamadığını hepimiz görüyoruz”

‘REKTÖRÜMÜZ BÜYÜKERŞEN’Dİ’

Anadolu Üniversitesi Rektörü Şafak Ertan Çomaklı’nın annesi Zekiye Çomaklı’nın sosyal medyada yayılan bir videoda İzmir hakkında kullanmış olduğu “Bizim İzmir’deki dinsiz, imansız anladık gavursunuz, tamam ama gavur olunur da gardaş bu kadar mı namussuz gavur olunur? Bu kadar mı haysiyetsiz gavur olunur, azıcık efendi gavur olun” ifadelerine de tepki gösteren Levent Üzümcü, şunları söyledi:

“Bir arkadaşımın sahnede ‘Senin yaptığını Çorumlular yapmaz’ dediği için, Devlet Tiyatrosu’nda stajyerliğini vermediler. Bayburtlu ilgili bir şey yazdım ne tehditler aldım. Kötü bir şey de yazmadım bir ironi yaptım. İzmirliler hakkında kötü sözler söyleyen o hanım efendi de şimdi yargılanacak mı? Yaptığını ben yapmış olsam aynı ağzından konuşmuş olsam, hanımefendi’nin yaşadığı şehre laf söylesem ne olur? Herkesin hak ettiği bir şeyler vardır elbet. Anadolu Üniversitesi rektörünün buna benzer Instagram canlı yayını vardı. ‘Bunlar anca okeye dördüncü olur’ demiş. Bunu rektör söylemiş. Biz Anadolu Üniversitesi Devlet Tiyatrosu Oyunculuk Bölümü’nde öğrenciyken, okulumuzun Rektörü, Yılmaz Büyükerşen’di. Karşılaştırmak isterse izleyenler Yılmaz Büyükerşen’in sözlerini dinlesinler bir de şimdi ki Rektörün ve annesinin sözlerini dinlesinler. Nereden nereye geldiğimizi bilsinler”
 

Editör: Haber Merkezi