YAREN KARAASLAN- HİLAL TAŞÇI/ İZ GAZETE- Muğla’da eski erkek arkadaşı tarafından katledilen Pınar Gültekin’in ölümü ülke genelinde büyük tepki uyandırdı. İzmir Barosu, giderek artan kadın cinayetlerine tepki olarak bir basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyesi Perihan Çağrışım Kayadelen yaptı.

Avukat Kayadelen, “Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in cansız bedeni, kayboldunu 16 Temmuz’dan 4 gün sonra ormanda bir varil içinde betonlanmış olarak bulundu. Oysa ki Pınar Gültekin’in sağlıklı bir şekilde hayatta olmasını ümit ederdik. Pınar’ın katili Cemal Metin Avcı ise bizi hiç şaşırtmadı. O da diğerleri gibi, kıskançlık krizine girdiğini, onu çok sevdiğini, çaresiz kaldığını, baştan öldürme niyeti olmadığını, çok pişman olduğunu söyleyedursun, öte yandan birileri; öldürülen genç kadının özel hayatını, ahlaki tutarlılığını, yaşantısını tıpkı bedeni gibi lime lime etmeye ve bu yolla katili aklamaya çalışıyorlar. Ve biliyoruz ki yargı dur demedikçe bu döngü süreci asla durmayacak” ifadelerini kullandı.

Kayadelen, “Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek devletin kadınlara karşı görevidir. Ancak, siz buna rağmen; bizzat kamusal erki kullanılarak, LGBTİ+ bireylere yönelik fobik uygulamalar, TCK m.103’ün değiştirilme  çabaları, nafaka hükümlerine saldırılar, yandaş STK’lar ve medya aracılığıyla toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik yalan yanlış tartışmalarla kadın düşmanlığını meşru hale getirerek erkek şiddetini her geçen gün katlanarak artmasına yol açmaktadır.Yıllardır, Uluslararası Sözleşmelerin uygulanmasını sağlamak ve denetlemek yerine; kadınlara, kız çocuklarına ve LGBTİ+ bireylere yönelik her türlü ayrımcılığı teşvik eden devlet yetkililerine sesleniyoruz: Her kadın cinayetinin arkasından çok üzgün olduğunuzu ve davaların takipçisi olacağınızı söyleyerek sorumluluktan kurtulamazsınız. Almadığınız her tedbir ve uygulamadığınız İstanbul Sözleşmesi nedeniyle sizin de elinize kan bulaşıyor. Çünkü, her saldırıdan ve ölümden siz de sorumlusunuz” dedi.

'KENDİ FAİL POZİSYONLARINI KORUMAK İSTİYORLAR'

Perihan Çağrışım Kayadelen açıklamanın devamında, “İstanbul Sözleşmesi’ne karşı dünyanın farklı yerlerinde tıpatıp aynı argümanları kullanarak saldırıyor olmanız, mesela, Orta Avrupa’daki muhafazakar Hristiyanlar ile aynı dili kullanmanız, konunun “yerli ve milli” olmakla ya da ‘bizim değerlerimiz’ ile ilgili olmadığını, birleştiğiniz tek şeyin kadın düşmanlığı olduğunu kanıtlamıyor mu? Görünen odur ki; iktidar ve onun koltuğuna yaslananların bugün, “batının bizi denetlemesinin önünü açıyor” diyerek İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasını istemelerinin altında, kendi fail pozisyonlarını koruma isteği yatmaktadır.Kadın mezarlığına dönüşen bu ülkede mevcut kazanımlarımızın geri alınması demek, öldürülen kadınların anılarına saygısızlıktır. Fakat bilinmelidir ki; başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere hiçbir kazanımı geri vermemeye kararlıyız. Kadınlar yılmadan, geri adım atmadan, bıkmadan, usanmada kazanılmış haklarını savunmaya devam edecekler. Çünkü; bizler İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR DİYOR VE SÖZLEŞMENİN UYGULANMASINI İSTİYORUZ” ifadelerini kullandı.

 

Editör: Haber Merkezi