Kadına yönelik şiddetin konuşulduğu programda Uğantaş, “İçinden geçtiğimiz pandemi döneminde ev içi şiddet arttı. Bunu sosyal medya geyiklerine bağlayanlar oldu ama bu çok ciddi bir mesele. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde bu durum mevcut. İşte çıkarılanların çok büyük bir bölümünü kadınlar oluşturdu. Pek çok kadın hakları savunucusu tutuklandı mesela İran’da. Türkiye’de de polislerin, kadınların toplanmalarına karşı bir engelleme söz konusu. Sokağa çıkan kadınların engellenmesi, göz altıların olması gibi bir seri politika vardı. İzmir’de de her kadın protestosunda çok ciddi bir protesto ile karşı karşıya kalıyoruz. En absürt kısım ise İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması oldu” dedi. Uğantaş, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmemesi için çalışmalar gerçekleştirdiklerini de kaydetti.

İdam cezasına karşı çıktıklarını söyleyen Uğantaş, “Ölüm cezası sorunları çözecek bir perspektif değildir. Bir insanın devlet mekanizmalarıyla öldürülmesine karşıyız. Şiddeti başka bir şiddetle çözmek bir durum olacağını da düşünmüyorum” ifadelerini kullandı. Eğitimden hayatın her alanına kadar, insanları bilinçlendirmek üzerine politikalar üretilmesi gerektiğini belirten Damla Pınar Uğantaş, LGBT’lileri de kapsayan çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Dünyanın en büyük insan hakları kampanyası için çalıştıklarını dile getiren Uğantaş, ‘Hakların için yaz’ın uluslararası bir mektup kampanyası olduğunu, dünyanın her yerinde hakları ihlal edilmiş 10 kişi seçildiğini ve bunun için mektup kampanyası düzenlendiğini belirtti. Geçen sene bu kapsamda 6,5 milyon mektup yazıldığını hatırlatan Uğantaş, bu sene daha yüksek bir rakam beklediklerini dile getirdi.

Editör: Haber Merkezi