ÖZLEM KARA / İZ GAZETE - Son dönemde giderek artan ötekileştirici, dışlayıcı ve ayrımcı söylemlere maruz kalan LGBTİQ+’ların var olduğunu ve asla yalnız olmadıklarını göstermek adına başlattığımız söyleşi dizisinin ikinci bölümünde gey birey İsmail K. ile konuştuk.

‘AYIP DİYE ÖĞRETİLMİŞ!’

Kendinizi ne zaman, nasıl keşfettiniz?

LGBTİQ+ birey olduğumu, 12 yaşlarında keşfettim. Çocukluğumdan beri içimde bir dürtü vardı ama bilmiyorsun, farkında değilsin. O dönemde erkek, kadın, eş cinsel ayrımlarını yapabilecek kapasitede değilsin. Anlamsızca gelen duygular yaşıyordum. 12-13 yaşlarında bazı şeyler yavaş yavaş oturmaya başladı. Ama Türk toplumunda çok zor şeyler bunlar. Çocuksun, cinselliğin ayıp olduğunu öğretmişler sana. Eş cinselliğin dışında heteroseksüel cinselliğin bile toplum içerisinde ayıp olduğunu öğrettikleri için o tarz dürtüleri gizli saklı yaşama gereği duydum. Ama 13 yaşlarımda kendimi yavaş yavaş keşfettiğim zamanlardı.

‘TEK BAŞINALIK ÇOK ZOR!’

Kendinizi açıkladığınızda, çevrenizin tepkisi ne oldu?

Resmiyette aileme kendimi hala açıklamış değilim. Belli bir süreden sonra, kendini ne kadar gizlemek istersen gizle, bir şeylerin farkına varıyorlar. Sadece konduramıyorlar. Annem ve babam dışında bütün çevrem biliyor. Kimseden gizlemedim. 27 yaşıma kadar hep gizli saklı dört duvar arasında yaşadım tüm duygularımı. Bir eşcinsel için bu çok zor bir şey. Aşkını, cinselliğini, hüznünü, mutluluğunu her şeyi dört duvar arasında tek başına yaşamak, çok zor bir duygu. Açıkladığım insanlardan olumlu tepkiler aldım çoğunlukla. Evet, hoş karşılamayan arkadaş çevrem de oldu ama açıklarken şuna karar verdim: Ne olursa olsun benimle kalacak olan, benim kimliğimi bilerek benimle beraber olsun. Zaten kimliğim yüzünden benden kopacak olan insan, hiç yanımda durmasın. Bu fikir benim için doğru fikirdi. Bunu kaldıramayan, hoş karşılamayan insanlar, benden uzaklaştılar iyi ki uzaklaştılar. İyi ki hayatımda değiller, bu şekilde daha da mutluyum.

‘ŞİDDET GÖRÜYORUZ!’

Geylerin Türkiye’de yaşadığı problemler nelerdir?

LGBTİQ+ bireyler olarak Türk toplumunda ve dünyada zor bir yerimiz, yaşantımız var. Ama Türk toplumunda, ekstra bir zorlukla karşılaşıyoruz. Ataerkil, kendini bilmez, at gözlükleriyle bakan bir yapı. Toplum tarafından dışlanıyorsunuz. Bir geyin feminen davranışları olabilir. Ama toplumda bu feminenliği kaldıramayan çok fazla insan var; ters gözle bakan, laf sokan… O yüzden sokakta en ufak bir feminenlik sezildiği zaman insanlar tepki alabiliyorlar, dayak atabiliyorlar, saldırabiliyorlar o açıdan Türkiye’de gey olmanın zorluklarından bir tanesi bu. Bir diğeri iş ortamı. Birçok iş yerinde ve özelikle memuriyette. Bu, toplum açısından utanç verici bir durum! Eş cinseller kimliklerini gizlemek zorunda kalıyorlar. Kişi sahte bir yüzle iş hayatına atılıyor, çalışıyor. Gerçek kimliğini, yüzünü bilmiyor ve göremiyor. En büyük zorluk topluma kabullendirebilmek, toplumda dışlanmak, şiddet görmek ve iş hayatında dışlanmak.

‘GÜVENDE DEĞİLİZ!’

Eş cinsel olarak Türkiye’de kendinizi güvende hissediyor musunuz?

Güvende değiliz. LGBTİQ+’lar için çok tehlikeli bir dünya var. Ülkemizde hala trans ve eşcinsel cinayetleri işleniyor. Bazen kolluk kuvvetleri tarafından şiddet görüyoruz. Güvenebileceğimiz bir tek kolluk kuvvetleri olmalıyken onlardan da şiddet görüyoruz. Duyduğum kadarıyla diğer birçok ülkede eş cinsel olarak çok daha rahat bir biçimde yaşandığını biliyorum. Türkiye’de bir eşcinselin hiçbir şekilde can güvenliği yok!

DİN VE ATAERKİLLİK!

Türkiye’de LGBTİQ+’lara yönelik ön yargının temeli sizce nedir?

Bana din gibi geliyor. Dini kullanarak, çok fazla ön yargı oluşturuyorlar. En büyük savunmaları Lût Kavmi! O yüzden günah, yanacaksınız, cehennemliksiniz gibi kelimelerle saldırıyorlar. Tabii ki sadece din değil... Ataerkil bir yapıdan geldiğimizden kaynaklı erkeğin güç ve doğurtkanlık özelliği olmasından ve ülkemize de 50-100 yıl öncesinden gelen bazı kavramlar var. Türk toplumun bazı kalıplaşmış kavramları. ‘Erkek dediğin çocuk doğurtur’, ‘erkek dediğinin karısı olur’, ‘erkek dediğin güçlü olur’, ‘erkek dediğin kıvırtmaz’ gibi. Bu kavramların dışına çıkamamakta biraz etkiliyor bizi.

Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

LGBTİQ+ bireylerle kendi aramızda çok fazla çatışıyoruz. Bunu yapmamak lazım. Kenetlenmemiz gerekiyor. Birbirimizden başka kimsemiz yok diye düşünüyorum! Evet bizleri destekleyen sizler gibi çok fazla insan var. Ama çok fazla dışlayan da var. Bence tüm LGBTİQ+ bireylerin, kim veya ne olduğunun hiçbir önemi yok. Bütün LGBTİQ+’ları çok seviyorum. Hepsi zeki ve değerli insanlar. Sizlere de bu röportaj fırsatını verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Umarım birilerine umut ışığı olabilirim.

Editör: Haber Merkezi