Suriye'de yaşanan iç savaştan sonra binlerce Suriyeli, İzmir'den Avrupa ülkelerine gidebilmek için umut yolculuklarına çıktı. Denizi ilk kez gören yüzlerce Suriyeli, acımasız insan kaçakçılarının kurbanı oldu. Bazen zorla tehditle bindirildikleri plaj botlarıyla, hurda teknelerle açıldıkları Ege'nin serin sularında yaşamlarını yitirdi. Sığınmacılardan kimlikleri belirlenemeyen ve yakınları bulunamayanlar için İzmir Doğançay Mezarlığı'nda, 412 numaralı ada ayrıldı. Şu ana kadar 146 kimliği belirlenemeyen sığınmacı, birer numara verilip buraya gömüldü. Bu mezarlardan birinde Suriyeli Avukat 4 çocuk annesi 40 yaşındaki Souad Salah Farran yattığı, yakınlarının bir süredir sürdürdüğü araştırmalar sonucu belirlendi.

ŞİDDET UYGULAYAN EŞİNDEN BOŞANDI, OKUYUP AVUKAT OLDU

Mezarı ziyaret etmek için İzmir'e gelen yakınlarının anlatımına göre Souad Salah Farran, henüz bebekken 40 yıl önce İsrail Suriye savaşında asker olan babasını kaybetti,  akrabalarının desteğiyle büyüdü. 18 yaşına gelince de evlendi. Ancak Farran, evliliğinde hayalini kurduğu mutluluğu yakalayamadı. Eşi sürekli şiddet uyguladı. 4 çocuk dünyaya getirmesine rağmen, yaşadığı sorunlar bitmeyince 6 yıl önce eşinden boşandı. Boşanmasından sonra ise, küçüklükten beri hayali olan Şam Üniversitesi'nde hukuk eğitimi alıp avukat oldu.

OĞLU ASKER OLMASIN DİYE ALMANYA'YA GÖNDERDİ

Ülkesinde yaşanan iç karışıklıklardan tedirgin olan Souad Salah Farran, en büyük çocuğu 20 yaşındaki oğlu Saleh Abdülgani'nin sonunun da, 40 yıl önce kaybettiği babası gibi olmaması için harekete geçti. Askere alınmasın diye oğlunun önce Türkiye'ye geçmesini sağladı, ardından da geçen Eylül ayında Almanya'ya gönderdi. Almanya'da iltica işlemleri başlatan Saleh Abdülgani'nin isteği üzerine, Souad Salah Farran da Suriye'deki 40 yıllık yaşamını geride bırakıp umut yolculuğuna çıktı. Önce Türkiye'ye giren Farran, sürekli temasta olduğu Dubai'deki kuzenlerine en son 3 Ocak 2016 tarihinde, Whatsapp üzerinden mesaj gönderdi ve İstanbul'a ulaştığı haberini verdi. İstanbul'dan Dikili'ye giderken son fotoğrafını da sosyal medya üzerinden kuzenlerine ulaştıran Farran, 4 Ocak gecesi, bu kez telefonla aradığı yakınlarına, gece yarısından sonra Midilli Adası'na gitmek üzere denize açılacakları bilgisini verdi.

SAHİLE VURAN 31 CESETTEN BİRİ

Ancak o görüşmeden sonra bir daha Souad Salah Farran'a ulaşılamadı. Yakınları, internet siteleri üzerinden yaptığı araştırmada, kazadan haberdar oldu. Souad Salah Farran'ın, 5 Ocak günü Dikili'den umut yolculuğa çıktıktan sonra botlarının batmasıyla hayatlarını kaybeden cesetleri sahile vuran 31 kişi arasında olduğu ortaya çıktı. Türkiye'deki tanıdıklarıyla bağlantıya geçen yakınları Bursa, Ayvalık, Dikili ve İzmir'de günler süren araştırmalarından sonra Souad Salah Farran'ın izine ulaştı. Fotoğraf teşhislerinden kimsesiz sığınmacılar mezarlığında 412 Ada'daki '42179' numaralı mezarın Farran'a ait olduğu belirlendi.

KUZENİ MEZAR TABELASINI DİKTİ

Souad Salah Farran'ın uğruna ölüm yolculuğuna çıktığı oğlu Saleh Abdülgani, iltica işlemlerinden dolayı Almanya'dan ayrılamadı. Suriye'deki çocukları da iç karışıklıklardan İzmir'e gelemedi. Bunun üzerine Dubai'de mühendis olan kuzeni Monther Abou, İzmir'e geldi. Farran'ı bulmalarına yardımcı olan İrfan Yapıcı ile birlikte, ilk olarak mezara gidip dua eden, Kuran okuyan Monther Abou, ardından da adı yazılı mezar tabelasını başucuna dikti.

'SİLAH ZORUYLA BOTA BİNDİRMİŞLER'

Monther Abou, birlikte büyüdüğü kuzeni Souad Salah Farran'ın acı dolu hayatını şöyle anlattı:

"Farran, babasını Suriye- İsrail savaşında kaybetti, akrabalarının yanında büyüdü, evliliğinde şiddet gördüğü için eşinden boşanınca hukuk fakültesini bitirip avukat oldu. Suriye'de durumu iyiydi. İç savaş çıkınca askere alınmasın diye Almanya'ya gönderdiği oğlunun isteği üzerine bu ölüm yolculuğuna çıktı. Ölüm yolculuğu diyorum çünkü, o kazada sağ kurtulanlar daha sonra Facebook üzerinden o gece yaşananları anlattı. Oradan okuduğuma göre açıklardaki dalga boyu çok yüksek olduğu için Farran ve oradakiler yola çıkmak istememiş. Ama çeteler, silah zoruyla onları bota bindirip göndermişler. Sonra da Farran'ı kaybettik. Onun cenazesine ulaşmak için çaba gösterdik ve sonunda bulduk. Şimdi İzmir'e yatacak. Türkiye artık bizim de vatanımız. Burada canlarımız yatıyor. Sık sık gelmeye devam edeceğiz. Onu buradan götürmek istemedik. Çocukları da ileride gelecektir."

Taylan YILDIRIM / İZMİR(DHA)

Editör: Haber Merkezi