Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu İşyeri Temsilcisi Ulaş Ağar, bir işçiyle ilgili İBB Eşrefpaşa Hastanesi Özlüğüne verdiği bilgi edinme dilekçesi, bilgisi dışında BİMER’e gönderilince “görev değişikliği” adı altında sürgün edildi. Bir huzurevine atamasının yapıldığı öğrenilen Ağar’ın, “BİMER başvurusu” yapmadığı ortaya çıkmasına rağmen Hastane Başhekimi Ali Serdar Pedükcoşkun kararından dönmedi. Başhekim tarafından sözlü olarak Ağar’a “BİMER başvurusuyla hastaneyi küçük düşürdüğü” suçlaması yöneltilen Ağar ise, sürgün kararının mezhebi ve etnik kimliğinden kaynaklı olduğunu söyledi. Ağar, BİMER başvurusunu kendisinin yapmadığı ortaya çıkmasına rağmen sürgün kararından dönülmemesi üzerine başhekimle görüştüklerini ve kendisine “Benimle çalışmak istemediğini söyledi” dedi.

Ağar, 22 Şubat 2017'de bir işçiyle ilgili İBB Eşrefpaşa Hastanesi Özlüğünden bilgi istedi. Ama dilekçesi bilgisi dışında Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) gönderildi. Kendisine gelen yanıtla dilekçesinin BİMER’e gönderildiğini öğrenen Ağar’ın başhekimlik tarafından görev yeri değiştirildi. Sendika temsilcileri ve Ağar başhekimle görüştüklerinde “BİMER’e gönderilen dilekçeyle hastaneyi küçük düşürdüğü” suçlaması yöneltildi. Ağar, hastane yönetimine bir kez daha dilekçe vererek BİMER başvurusunun kendisine ait olmadığını bildirdi.  ‘BİMER başvurusu’ bilgisi düzeltilmiş olmasına rağmen görev değişikliği kararından geri dönülmedi.

Evrensel'e konuşan Ulaş Ağar, sürgünün asıl gerekçesinin mezhepsel olduğunu vurgulayarak “Ortada hukuki bir gerekçe yok, atılan iftira dışında. Başhekim geldiğinden beri  ‘mezhepsel, etnik’ ayrımcı yaklaşımlar göstermektedir. Son olarak sürgünün gerekçesini sorduğumuzda, benimle çalışmak istenmediği söylendi. ‘Ben başhekimim istediğimi yaparım’ keyfiyetinde. Sürgünü kabul etmeyeceğiz ve sonuna kadar gideceğiz. Görev yerine gitmeyeceğim. Bu uygulama daha öncesinde de başka çalışanlara yapıldı. Benzerinin bir kez daha yaşanmaması için direneceğim.  Sendikamızla birlikte gerekirse iş bırakmaya kadar eylemlerimizi sürdüreceğiz” dedi.

Öte yandan Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube de hastane bahçesinde yaptığı açıklamayla hastane yönetiminin sürgün kararından bir an önce vazgeçmesini istedi. Açıklamaya hastanede çalışan İZENERJİ ve İZELMAN çalışanları da destek verdi. Burada konuşan Şube Başkanı Çağdaş Yazıcı, ortada başhekimliğin subjektif görüşlerine dayalı bir karardan başka bir şey olmadığını dile getirdi. “Kendi öznel gerekçeleri ile çalışanların çalışma yerlerini değiştirmenin adı sürgündür, bunun bir başka adı da yoktur” diyen Yazıcı, “Büyükşehir ve bağlı kuruluşlarında çalışan kamu emekçileri ve işçiler artık tebaa muamelesi görmekten usanmışlardır” diye konuştu. Yazıcı, İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimine de görev yeri değişikliği kararına destek olmamaları çağrısı yaptı.

Öte yandan “Görev yeri değişikliği” kararı da yasalara da aykırı durumda. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 18/2 maddesinde, “Kamu işvereni, işyeri sendika temsilcisi, sendika il ve ilçe temsilcisi ile sendika ve sendika şube yöneticilerinin işyerini sebebini açık ve kesin şekilde belirtmedikçe değiştiremez” hükmü yer almaktadır. Sendika ise karardan dönülmemesi durumunda sürgün kararını yargıya taşımaya hazırlanıyor.

EVRENSEL

Editör: Haber Merkezi