Gizem TABAN/İZ GAZETE- Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) tarafından düzenlenen Gelecek İçin Sürdürülebilirlik Zirvesi, İzQ İnovasyon ve Girişimcilik Merkezi’nde gerçekleşiyor. CK Architecture Interiors’ın ana sponsor olduğu ve tüm gün sürecek olan zirvede iş dünyasında dijitalleşme ve toplumsal dönüşüm, tüm yetkin isimlerin katılımıyla masaya yatırılacak. Ulusal ve uluslararası düzeyde; iş dünyası temsilcileri, STK’lar, sanayi ve ticaret odalarının yetkilileri, akademisyenler, girişimciler ve üniversite öğrencilerinin yer aldığı zirvede İzmir Girişimcilik Endeksi Raporu açıklanacak. Programın ilk kısmında; EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konuşmalarını gerçekleştirdi.

‘DİNAMİZM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’

Zirvenin açılış konuşmasını yapan EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, “EGİAD’ın yönetimini üstlendiğimiz bu 16. Dönemde, ana temamızı “Dinamizm ve Sürdürülebilirlik” olarak belirlemiştik. Dönemin sonuna yaklaştığımız bugünlerde de çalışmalarımızı “Gelecek İçin Sürdürülebilirlik” Zirvesiyle taçlandırmak, 2 yıldır yürüttüğümüz çalışmaları bir araya getirip bütünleştirmek istedik. Şirketlerimiz, kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri açısından da sürdürülebilirlik hayati bir kavram… Çünkü çalışanlarına, üyelerine ve paydaşlarına bir amaç sunmayan kuruluşların ayakta kalamayacağını artık biliyoruz. Neye hizmet ettiği konusunda bizi ikna edemeyen, doğruyu savunduğu ve uyguladığı konusunda bize güven vermeyen, liderlik mekanizmalarıyla bize ilham verip insani yönümüzü harekete geçirmeyen organizasyonlarda yer almak istemiyoruz. Bir fabrikanın üretim yapabilmek için nasıl makinalara ihtiyacı varsa, kuruluşlarımızın da sürdürülebilir olmak için kalplerimize, yüreklerimize ihtiyacı var” diye konuştu.

‘ORTAK ANAHTAR GİRİŞİMCİLİK’

“Hem kuruluşlar hem de bireyler için sürdürülebilir başarıyı getiren ortak bir anahtar olduğuna inanıyoruz, o da girişimcilik” sözleriyle konuşmasını sürdüren Yelkenbiçer, “Girişimciler tarafından yeni işler kurulması ülkemizi güvenli ve müreffeh bir geleceğe taşıyacak en önemli unsurlardan biri ama şirket içi girişimcilik ve bunun önünü açan şirketler de öyle; 40 yaşında yeni bir üniversiteye başlayan, bir enstrüman çalmak veya yeni bir dil öğrenmek için girişimde bulunan birey de… Girişimcilik konusunu da birazdan başlayacak “İzmir Girişimcilik Endeksi Raporu” ‘nun lansmanıyla hep birlikte ele alacağız. EGİAD ile İstanbul Ekonomik Araştırma tarafından ortak yürütülen ve bir ilk olan bu araştırma, bölgemizin girişimcilik konusundaki fotoğrafını bize sunacak ve bundan sonraki stratejik planlamamızı kentin bütün bileşenleriyle nasıl yapmamız gerektiğine ışık tutacak” ifadelerini kullandı.
 

‘EN BÜYÜK DÖNÜŞÜMLERDEN BİRİ…’

Toplumsal dönüşümün önemini vurgulayan Yelkenbiçer, “İklim kriziyle yok olmamak için yeşil dönüşüme, büyüyen nüfusu besleyip hayatta kalabilmek, kaynaklarımızı verimli kullanabilmek için dijital dönüşüme ihtiyacımız var. Ama bunları mümkün kılacak asıl unsur toplumsal dönüşüm. İşte bu noktada da biz Türk toplumu olarak büyük bir rekabet avantajına sahibiz, çünkü daha geçen hafta 10 Kasım’dı, Sevgili Atamızı ülke çapında ve milyonların saygısıyla yâd ettik. Dünya tarihinin gördüğü en büyük dönüşümlerden birini biz başaralı daha 100 yıl olmadı! Ve ne mutlu ki bu dönüşüm için gerekli olan vizyon “kültürümüzü çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak” bize hâlâ yön gösteriyor. Aynı zamanda “misyon” da Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılına girerken hâlâ güncel ve geçerli: “…birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” açıklamalarında bulundu.

‘ETKİN KULLANIMI SAĞLAMALIYIZ’

İZTO Başkanı Mahmut Özgener ise, şunları söyledi: “Son 20 yılda sıklığı ve şiddeti artan ekonomik, finansal, iklimsel ve hatta sosyal krizler, dünyayı ve dünyada yaşayan bütün canlıları, ekonomik büyümeye hizmet etmek için kullanamayacağımızı gösteriyor.  Tam tersi bir yapıyı kurgulamak ve yürütmek zorundayız. Yani ekonomik büyüme, gezegenimizin devamlılığına ve gezegendeki tüm canlıların hayatta kalmasına hizmet etmeli… Sürdürebilir kalkınma, ekonomik faaliyetlerimizin çevresel, sosyal ve bireysel refah üzerindeki etkisini değerlendirmeyi ve daha yaşanabilir bir gelecek yaratmak için hedefler tasarlamamızı şart koşuyor. İşletmelerimiz açısından sürdürülebilirlik; yeşil dönüşüm, çevre politikaları, beşeri sermaye ve sosyal politikalar başta olmak üzere çok yönlü bir yönetim becerisi gerektiriyor. Önümüzdeki dönem; tarım, enerji ve sanayide, yeşil ve dijital dönüşümü sağlayabilen ülkelerin önde olacağı çok net. Bunun için nitelikli insan kaynağı ile bilim ve teknolojinin etkin şekilde kullanımını sağlamamız gerekiyor.”

‘REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ SAĞLAYACAK’

Büyük ölçekli ve uluslararası sermayeye sahip firmaların sürdürülebilirlik çalışmaları yaptığını ancak KOBİ ölçeğindeki firmaların süreci takip etmekte zorlandığını gözlemlediklerini belirten Özgener, “Özellikle KOBİ’lerimizi dünya genelinde yaşanan gelişmelerle ilgili aydınlatmak ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı gibi yakın zamanda karşılarına çıkacak ek tedbirler ve maliyetler hakkında farkındalık yaratmak bu nedenle de çok önemli. Çünkü firmalarımızın yeşil dönüşümü benimsemeleri ticari hayatlarının sürdürülebilirliği açısından kaçınılmaz. Her değişim ve dönüşüm başta sancılı olsa da ilerleyen süreçte kazanımlarının büyük olacağını öngörebiliyoruz. Özellikle işin finansal boyutu değerlendirildiğinde, dönüşümden kaçınan firmaların olması normal. Ancak dönüşüm orta ve uzun vadede, firmaların dayanıklılıklarını artıracak hem iç hem dış pazarda rekabet üstünlüğü elde etmelerine olanak tanıyacak” ifadelerini kullandı.


 

‘DEĞİŞİMLE UYUMLUM YAŞAM’

 İzmir’de göreve geldiği günden bu yana, kent yönetimde sürdürülebilir bir kent politikasını temel aldıklarını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Gıda ve suya erişim, toplu ulaşım, yoksullukla mücadele, afetler karşısında dirençli olmak şehrimizde hayata geçirdiğimiz bütün çalışmaların özünde yer alıyor. Bizim için sürdürülebilirlik demek ahde ve geleceğe vefa demek. Biz geçmişten aldığımız 8500 yıllık mirası pırıl pırıl gençlerimize aktarabilmek ve İzmir’de değişimle uyumlu bir yaşam tesis etmek için çalışıyoruz. Ve bu döngünün uyum içerisinde devam edebilmesi için hep birlikte ne gerekiyorsa yapmak zorundayız.”

‘DÖNGÜSEL KÜLTÜR İTTİFAKI’

“Can alıcı soru şu: Döngüsel bir kent yaşamı nasıl mümkün olacak?” diyerek konuşmasını sürdüren Başkan Soyer, “Bunun kolay bir soru olmadığını biliyorum. Yine de kentlerdeki varlığımızı sürdürmek hususunda samimi isek, bu zor soruyu cevaplamak zorundayız. Şehirlerimizi yaşam ağının ayrılmaz bir parçası olarak hareket eden alanlar olarak geliştirmek için çok daha cesur olmalıyız. Biz buna döngüsel şehircilik diyoruz.  İzmir’deki Arlem toplantısında tam da bu konuyu ele aldık ve Akdeniz’den başlamak üzere bir Döngüsel Kültür Kentleri İttifakı kurmak için çağrıda bulunduk. Bu çağrımız, Arlem ve ICLEI aracılığıyla şu günlerde Mısır’da devam COP 27 İklim Zirvesi’ne de taşındı. Dünyanın ilk Citta Slow Metropolü olan İzmir, Akdeniz’in diğer önde gelen kentleriyle birlikte bu konudaki mücadelesini artırarak sürdürecek. Geleceğin Türkiye'sini inşa etmek için elimizi taşın altına koyuyoruz. Eminim ki yaptığımız ve yapacağımız işler, kentimiz, ülkemiz ve dünyamızın geleceğini belirleyecek kilometre taşları olacak” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi