YAĞIZ BARUT/ İZ GAZETE – Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde ‘Geleceğin Türkiyesi İzmir’ başlıklı bir toplantı düzenlendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kent ekonomisine katkılarının konuşulduğu toplantıda Soyer önemli mesajlar verdi.

Ekoloji ve ekonomi arasındaki güçlü bağa vurgu yapan Soyer, ekosistemi korumadan ekonomide başarılı olunamayacağını ifade etti.

Körfez temizliğini göreve gelir gelmez masaya yatırdıklarını vurgulayan Soyer, İzmir’deki koku sorununa da değinerek şu mesajları verdi:

SİHİRLİ DEĞNEK YOK’

Körfez'in ne yazık ki halen kirli olmasının üç ana nedenini belirledik: Birincisi, İzmir’in yağmur suyu ayrıştırma altyapısının çok eksik olması. Kanalizasyon ve yağmursuyu hatlarının birleşik sisteme sahip olması. İkincisi, tüm İzmir’in arıtmasını yapması beklenen oldukça eskimiş Büyük Kanal Projesi’ndeki tasarım hataları. Son olarak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan suyun Körfez’in en dar noktalarından birine deşarj ediliyor olması ve iç körfezdeki sığlaşma. Takdir edersiniz ki, katlanarak büyüyen ve yıllarca ihmal edilmiş bir meseleyi birkaç yılda çözecek sihirli bir değnek hiç kimsenin elinde yok. Zamana ihtiyacımız var. Tabii bugün elimizde Körfez’in nasıl temizleneceğine dair çok net bilimsel bir yol haritası da var. Bu planı sabırla ve tam bir kararlılıkla uyguluyoruz

Körfez ile ilgili sorunlara paralel olarak bu stratejimizin de üç ayağı var: Birincisi, İzmir’de birlikte akan kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarını ayırmak. Çünkü bu kentimizde koku, taşkınlar ve körfez kirliliği başlıklarıyla tezahür eden tüm konuların ortak nedeni. İkinci ayak, Çiğli Arıtma Tesisi’nin ve çamur döküm sahasının rehabilitasyonu. Üçüncü ve son ayak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan binlerce metreküp tatlı suyun çıkış noktasını iç Körfez’den orta Körfez’e taşımak ve iç Körfez’in sığlaşmasını engellemek.

‘50 YILDIR İHMAL EDİLMİŞ’

İzmir’in yağmur suyu altyapısı yok denecek kadar zayıf. Ne yazık ki, çok büyük bir metropol olmasına rağmen İzmir’in yağmur suyu kanalları elli yıldır ihmal edilmiş. Yağmuru toplayan altyapı sistemi, yani bir nevi şehrin yer altı dereleri inşa edilmemiş olduğu için yağışların bir kısmı yüzey akışına geçiyor ve yollarda su baskını riski oluşturuyor. Dahası, yağmurun önemli bir kısmı da kanalizasyon ağına karışarak sistemi kilitliyor. Zaruri olarak, kanalizasyon suları yağmurla birlikte denize akıyor. Hem Körfez kirleniyor hem de şehirde koku sorunu oluşuyor.

Dolayısıyla böyle bir kanal açılsa bile körfezdeki kirlenme ve sığlaşma sorununu çözemiyor. Bu nedenle birinci önceliğimiz dere ağızlarındaki elli santime kadar varan sığlaşmayı ortadan kaldırmak. Dahası, tüm zorluğuna rağmen caddeleri kazarak İzmir’e çağdaş bir yağmur suyu altyapısı kazandırmak. Yani kapıdan bacadan giren kirliliği durdurarak Körfez’e lağım akmasını engellemek.
Elbette bu iki ucu keskin bıçak. Yolları kazmaktan çekinerek yağmur suyunu lağımdan ayrıştırmazsanız Körfez kokuyor. Caddeleri kazıp kanal açarsanız trafik sıkışıyor, herkesin keyfi kaçıyor. Ama yumurta kırılmadan da omlet yapılamıyor.
Tüm algı operasyonlarına rağmen, bugüne kadar hiç kimsenin üstlenmediği bu görevi İzmir’de ekibimle birlikte göğüslüyoruz. Aksini yapmak, zaten şehrimize ve görevime ihanet olurdu.
Bu nedenle göreve geldiğim ay itibarıyla İzmir’in yağmur suyu kanallarının inşa edilmesi talimatını verdim. Şu ana kadar 196 kilometre yaptık, iki yıl içinde 200 kilometre daha yapacağız. Böylelikle yağmur suları hiç kirlenmeden Körfez’e, kanalizasyon suları ise kendi kapalı sistemi içinde doğrudan arıtma tesislerimize ulaşacak. Yağmur suyu hatlarımızın yapımı ve dere temizliği çalışmalarımızla Körfez’in tüm kirlilik kaynakları sıfırlanacak.
Son olarak, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin sınırından geçen Eski Gediz Yataklarından birinin de Körfez’in ciddi kirlenme kaynaklarından biri olduğu tespit ettik. Eski Gediz yatağı, yüksek miktarda sanayi atığını doğrudan iç körfeze taşıyor. Bu konuda AOSB yönetimi ile görüşmeleri İZSU ekibimiz başlattı.

Körfez temizliği stratejimizin bir diğer ayağı ise Çiğli Arıtma Tesisi’nin revizyonu. Çiğli Arıtma Tesisi’ni yenilemek ve verimini artırmak için çok kapsamlı bir çalışma içindeyiz. Öte yandan, Güneybatı Arıtma Tesisi başta olmak üzere Körfez çeperindeki arıtmaların kapasitesini ve sayısını artırıyoruz. İzmir’in arıtma sistemlerinde hem elektrik maliyetini düşürüyoruz hem de Çiğli Arıtma Tesisi üzerindeki yükü azaltarak bu yatırımın ömrünü uzatıyoruz.

Editör: Haber Merkezi