Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın dört büyük tarım fuarlarından biri olan 17. AGROEXPO Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nın açılış töreni gerçekleşti. 2-6 Şubat tarihleri arasında, Fuarİzmir’de yapılacak fuarın açılış törenine; Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Orion Fuarcılık A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Tan, KÖY-KOOP Yöntemi Kurulu Başkanı Neptün Soyer, Katar Devleti Belediye Başkanı Abdullah bin Abdulaziz Bin Turki AL-SUBAİE katıldı

'BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK'

“Bugün, Ege'nin incisi, tarımsal üretim ve ticaretin merkez üssü İzmir'deyiz. İzmir'de tarım ve hayvancılığın kalbinin attığı 17. AgroExpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuar'ı vesilesiyle bir aradayız” diyen Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:

“Türkiye'nin en büyük, Avrupa'nın dört büyük tarım fuarından biri olan  AgroExpo'yu; İzmir'in ve ülkemizin tarımsal potansiyelini gün yüzüne çıkaran bir fuar olması sebebiyle oldukça önemsediğimi belirtmek istiyorum. Fuarın sektörün gelişimine büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum.”  

PAKDEMİRLİ’DEN BAŞKAN SOYER’E: CİDDİ İŞLERİ BİZ DE ALKIŞLARIZ

“Başka bir Tarım mümkün diyen başkanımız, bir fikri varsa gelsin bizle paylaşsın” diyen Bakan Pakdemirli, “Belediyelerimiz de oy kitlesi için bir şeyler yapma gayreti içinde. Biz bu çalışmaların belediye bütçesinden yüksek maliyetler ile yapılmasını arzu ediyoruz. Ciddi işleri biz de alkışlarız. Bakanlık olarak bu çalışmalar için ciddi kaynak ayırıyoruz. Belediyemizin de ekstra kaynak ayırması bizleri mutlu eder. Ancak burada yapılan işlerin ayak izlerinin daha belirgin olmasını arzu ediyoruz. Biz yapılan işleri alkışlamasını biliriz ve başkanın yanında oluruz. Burada, işin medyaya gösterdiğinden daha büyük ayak izleri olmasını arzu ederiz. Özellikle İzmirli olarak bunu arzu ederim. Yapılacak bir şey varsa işin içinde olmayı biliriz. Hepimizin çok önemli görevi var” ifadelerini kullandı. 

'NEYİ İFADE ETTİĞİNİN FARKINDAYIM'

Soyer ise bunun üzerine, "Türkiye'nin en büyük ve modern alanı Fuar İzmir'de bu buluşmaya ev sahibi yapmaktan gurur duyuyoruz. Geçtiğimiz yıl fuarımız 80 ülkeden binlerce misafiri ziyaret etmişti. Bu yıl ise 90 ülkeden 150 binin üzerinde katılımcı ağırlamayı hedefliyoruz. İklim krizini derinden hissettiğimiz bugünlerde, fuarın tarıma dikkat çekme açısından çok önemi olduğunu düşünüyoruz. Fuarda üreticilerin ilham alacağı birçok şey var. Peki, biz başka bir tarım mümkün derken neyden bahsediyoruz? Birincisi atalık tohumu desteklemek diğeri ise küçük üreticiyi desteklemek. Bunların neyi ifade ettiğinin farkındayım. Biz İzmir'de gördük ki küçük üreticiler ile şehrimizi koruyabilir, daha adil ve temiz bir gıda sektörü kurabiliriz. Bunlarda kamunun önemi büyük. Türkiye tarımda kendi başına yeten bir ülke olmaya başlayacaktır. Bu toprakları bereketleştirmek mümkün. Çiftçinin alın terini alabileceği bir sistem üretmek mümkün. Çoraklaşan topraklarımız kurtarmak mümkün. Milyonlarca vatandaşın sağlıklı ve ucuz gıda ile buluşmasını sağlamak mümkün. Yaygınlaşan yoksulluğu bitirmek mümkün. Kısacası başka bir tarım mümkün.  İzmir tarımı ile kuraklık ve yoksullukla aynı anda mücadele etmeye devam edeceğiz. Fuara emek sağlayan herkese teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. 

İHRACAT ÜLKEMİZİN EKONOMİSİNİ KATKI SAĞLIYOR  

İhracatın önemine vurgu yapan, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise şunları söyledi:  

“Geçtiğimiz iki sene zarfında, tarımsal üretimin tüm dünya için ne denli hayati öneme sahip olduğunu bir kez daha, şüpheye yer bırakmayacak bir biçimde tecrübe ettik. “Kendine Yeterlilik” kavramının dünyaca sorgulandığı ve ayrı bir önem kazandığı bu dönemde; ülkeler bu konuda farklı stratejiler geliştiriyor. Türkiye ise potansiyeli açısından kendine yeterlilik konusunda şanslı ülkeler arasında yer alıyor. Bu nedenle; teknolojik gelişmelerle desteklenen ileri tarım uygulamalarının yer aldığı bir modelin hayata geçirilmesi, üretime yönelik yatırımlar gerçekleştirilmesi ve tarımsal üretimin azami oranda desteklenmesinin tercihten öte yaşamsal bir zorunluluk haline geldiğini düşünüyorum. Bu çerçevede; iklim değişikliğinin etkilerinin göz önüne alınması ve olumsuz yansımalarına yönelik kısa ve uzun dönem politikaların oluşturulması, ileri teknoloji uygulamalarının kullanılması ile verimliliğin arttırılması ve kaynak israfının önüne geçilmesi, gelecek nesillerin ihtiyaçları göz ardı edilmeksizin, çevresel ayak izini en aza indiren ve tüm dünya nüfusu için sürdürülebilir uygulamaların hayata geçirilmesi ve  ülkemizin sahip olduğu potansiyelin katma değerli üretime dönüştürülmesi önceliklerimiz arasında birinci sırada yer almalıdır. Ege Bölgemiz; incir, tütün, narenciye, süt hayvancılığı, zeytin, zeytinyağı, hububat, tıbbi ve aromatik bitkiler, çiçekçilik, arı ürünleri, kuru meyve ve su ürünleri özelinde çok zengin bir çeşitliliğe sahip. Bölgemiz, sahip olduğu üretim gücü ve ürün çeşitliliğini ihracat ile taçlandırarak ülkemiz ekonomisine kayda değer bir katkı sağlıyor.” 

ESKİNAZİ'DEN TARIM VE İKLİM KRİZİ VURGUSU  

Tarım ve iklim krizine dikkat çeken Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Dünyada değişimi kucaklayanlar ile ona direnenler arasında yaşanan kutuplaşma; çağımızın en yaygın paradoksu… Toplumlarımızın ve ekonomilerimizin temelini aşındıran iklim değişikliği, su krizi, eşitsizlik gibi ortak zorluklar karşımızda duruyor.  Ve geldiğimiz bu son noktada ‘kalkınma’nın ya da kalkınma alternatiflerinin eskisinden çok daha radikal bir biçimde sorgulanması gerekiyor.  Çok paydaşlılık yaklaşımının merkezindeki ilke; tartışmaya tüm tarafları dahil etmektir.  Dolayısıyla bugün; Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın dört büyük tarım fuarından biri olan, AGROEXPO’da yapacağımız istişare kıymetli bir sinerji oluşturacaktır.  Çünkü katma değer zinciri, ortak akıl bilinciyle büyük bir irade oluşturularak genişletilebilir.  Fuarın da ana teması olan; Tarım ve iklim stratejilerini şekillendiren, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı kapsamında gerçekleşen “dekarbonizasyon” süreci bizim öncelik alanımız. Dahası iklim değişikliğiyle mücadele zamana karşı bir yarış ve etik bir hesaplaşma. En ufak bir çaba bile önemli. Bizim her zaman tetikleyici olmamız lazım. 37 yıldır, Türkiye’nin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştiren Ege İhracatçı Birlikleri olarak; gerek, akademinin gerek ulusal/uluslararası paydaşlarımızın işbirliğiyle, sürdürülebilirlik perspektifinde birçok projeye yatırım yapıyoruz.   Türkiye, 2021 yılında 23 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç etti, Ege İhracatçı Birlikleri 5 milyar 100 milyon dolarlık ihracatla; Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 22’sini tek başına gerçekleştirerek, tarım ürünlerinde Türkiye ihracat lideri oldu.  Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Almanya ve Çin’deki gıda fuarlarının uzun yıllardır milli katılım organizasyonlarını yapıyoruz. Güney Kore, Japonya, Çin’i kapsayan ve dünyanın en büyük gıda ithalatçısı Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik iki ayrı TURQUALİTY Projemiz var” dedi.  

'10 MİLYAR DOLARA ULAŞACAĞIZ'

Eskinazi ayrıca, “Türkiye; pestisitle mücadele ve gıda atıklarını azaltma konularını Döngüsel Ekonomi Eylem Planı'nda öncelikli alan olarak görmelidir.  Ülkemizin mevcut durumu analiz edilmeli, sorunlar tüm taraflarca masaya yatırılmalı ve ülkemize özel kalıcı çözüm yolları geliştirilmelidir.  Tedarik zincirinin izlenebilirlik, şeffaflık üzerine şekillendiği bir dönemdeyiz. Ülkelerin stratejileri, alım politikaları çok net.  Sanayi ve tarım stratejimizde, orta ve uzun vadeli kalkınma planlarımızda yeşil dönüşüm yatırımları, yenilenebilir enerji politikaları, temiz enerji teknolojileri, blockchain teknolojisi, dijitalleşme yer almalı. Günümüzde 5,1 milyar dolar seviyesinde olan Ege Bölgesi tarım ürünleri ihracatının orta vadede; yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolara ulaşacağını öngörüyoruz” açıklamasında bulundu.
 
 

 

Editör: Haber Merkezi