CEREN DUMAN-DUYGU KAYA/ İZ GAZETE-"Cumhuriyet tarihinin en büyük maden faciası" olarak kayıtlara geçen Soma maden faciasının beşinci yılında İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Soma Katliamı’nda hayatını kaybeden 301 madenciyi anmak ve bu faciadan sorumlu olanların yargılanması adına adalet aramak için toplandılar.

‘ÜLKEMİZDE HUKUKUN GELDİĞİ NOKTA BİR KEZ DAHA GÖZLER ÖNÜNE SERİLMİŞTİR’

İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Lütfi Çamlı, açıklamaya, “İşçinin emeğinin olduğu kadar yaşamının da ucuz olduğu bu düzende insanlık bir kere daha göçük altında kalmış oldu. Bu göçük ülkeyi yönetenlerin eseri olan hukuki, politik, ekonomik, ahlaki bir göçüktür” diyerek başladı.

Geçtiğimiz günlerde Soma Davası’nda Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın yurtdışı çıkış yasağı konularak tahliye edilmesine yönelik konuşan Çamlı, “Soma’dan kaçıran, katliamda sorumluluğu bulunanları yargılama konusu yapmayan, maden patronu ve yöneticilerini ‘olası kasıt’ üzerinden değil; ‘bilinçli taksir’ ile cezalandırarak adeta ödüllendiren yargı sistemi, bir işçi için 5 gün hapis yatmayı yeterli görmüş; ülkemizde ‘hukuk’un geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sermiştir.” dedi.

‘DAHA FAZLA KAR İÇİN DAHA FAZLA KAN DÖKÜLMESİ MEŞRU GÖRÜLEN DÜZEN…’

Çamlı ayrıca, “Bu düzen, daha fazla kar için daha fazla kan dökülmesini meşru gören bir düzendir. Soma katliamının ardından ‘Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ diyenler, hiçbir şeyi değiştirmiş ve her şey eskisi gibi devam etmiştir. Soma katliamının bugüne en az 28 Soma katliamı kadar daha işçinin yaşamın yitirmesi kaza değil, tesadüf değil, hata değil, ülkeyi yönetenlerin kasıtlı bir tercihidir. İşçi Sağlığı İş güvenliği yasasının, İşçi Sağlığı ve Güvenliği olarak değiştirilmesi, iktidar için işin ve patronların güvenliğinin işçinin yaşamından daha öncelikli olduğunu göstermektedir. Sadece kavramlardaki değişimde bile kendini gösteren bu zihniyetin sonucu olarak Türkiye iş cinayetlerinin en fazla olduğu ülkelerden biri olmuştur” diye konuştu.

‘HATA DEĞİL, KASIT’

İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Lütfi Çamlı, tahliye edilerek maden işletme hakkı yeniden verilen Can Gürkan hakkında, “Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik göçükten çıkış için insanı, emeği, doğayı ve yaşamı değil; kanı, gözyaşını, betonu ve yıkımı güvence altına alan bir yol tercih edilmektedir. Bu korkunç tercih, 301 işçini ölümüne sebep olan maden patronuna yeniden maden işletme hakkı vererek bir kez daha kendini ilan etmiştir. Yıllık üretim planının nerdeyse üç katı üretim yapmak için işçileri zorlamak, gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak hata değil kasıttır” ifadeleri kullandı.

‘SOMA’NIN HESABINI ER YA DA GEÇ SORACAĞIZ’

Lütfi Çamlı basın açıklamasını, “Soma katliamını unutmamak, unutturmamak hepimizin görevidir. Soma’nın hesabını er ya da geç soracağız. Bu ülkede çalışırken ölmeyeceğimiz, insanca çalışacağımız, insanca yaşayacağımız güzel günleri elbet göreceğiz” cümleleriyle noktaladı.

‘SOKAKTA YAN YANA OLMAK ZORUNDAYIZ’

Basın açıklamasına ek olarak DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Daha fazla işçi cinayetleri daha fazla iş kazaları yaşatmak isteyecekler ama biz buna karşı ayakta, sokakta yan yana olmak zorundayız. Olamazsak biz yok olacağız, biz kaybedeceğiz. Biz birleşirsek onlar kaybedecek. 31 Mart’ta kaybettiler, 23 Haziran’da da kaybedecekler” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi