Karaciğerindeki bir enzim eksikliği nedeniyle, henüz 2 yaşındayken et ve süt ürünleri yemesi yasaklanan 11 yaşındaki Mehmet Vurguner'in imdadına, üniversite öğrencisi 21 yaşındaki ablası Azize Vurguner yetişti. Hastalık tablosu boyut değiştiren Mehmet'e, ablasından alınan karaciğer dokusu nakledildi. Diyet yasağı kalkan Mehmet, köfte, et yiyemediği günlerin acısını çıkarmaya başlarken, ablası, "Bu hayatımda yaptığım en güzel şey" dedi.

Konya'nın Çumra İlçesi Dedemoğlu Mahallesi'nde yaşayan, çiftçilikle geçinen 40 yaşındaki Elmas ve 44 yaşındaki Osman Vurguner çiftinin 4 çocuğunun en küçüğü olan Mehmet, 2 yaşındayken hastanelerle tanıştı. Gözlerinde sararma başlayan Mehmet'e tirozinemi (karaciğerde tirozin adlı aminoasiti parçalayan enzim eksikliğinin yol açtığı hastalık) tanısı konuldu. Bu hastalığın yol açacağı olumsuzluklara karşı Mehmet'e et, süt ve süt ürünlerinin yanı sıra bitkisel proteinleri de tüketemeyeceği ağır bir diyet verildi. Mehmet, diyet sayesinde hastaneye arada bir 7-10 günlük yatışlar dışında ciddi sağlık sorunları yaşamadan 11 yaşına kadar geldi. Ancak Mehmet'in diyetle sürdürebildiği sürece, yaklaşık 3 ay önce çekilen tomografi tetkikinde karaciğerinde tümör tespit edilmesiyle nokta konuldu ve İzmir Kent Hastanesi'nde nakil kararı alındı.  


Bir yıl öncesinde sinyalleri verilmeye başlanan karaciğer nakli için aile seferber olurken, canlı verici adayları belirlenmeye başladı. Nitekim en uygun donör en büyük abla Azize Vurguner oldu. Karaciğer tümörü sürpriziyle erkene alınan karaciğer nakli operasyonu, geçen 22 Şubat'ta Doç. Dr. Murat Kılıç ve Opr. Dr. Cahit Yılmaz başkanlığındaki iki ekip tarafından gerçekleştirildi. Üniversiteli abladan alınan karaciğer parçası Mehmet'e başarıyla nakledildi. 

Hastanenin Karaciğer Nakli Bölüm Başkanı Doç. Dr. Murat Kılıç, tirozinemi vakalarıyla ilgili bilgi verdi. Bazı tirozinemi hastalarında karaciğer yetmezliğinin ön planda olduğunu ve bu nedenle o bebeklerin daha bir yaş civarında nakil olmak zorunda kaldığını belirten Kılıç, "Bazı vakalarda ise Mehmet gibi karaciğer yetmezliği olmuyor, diyetle belli yaşlara gelebiliyor. Ama hastalık önce karaciğer sirozuna, ardından tümöre neden oluyor. Yani her tirozinemi vakasında nakil zamanlaması hastadan hastaya değişiyor. Mehmet'te de nakil en uygun zamanda gerçekleşti. Karaciğer yenilendiği için Mehmet'in artık diyeti de yok. İki hastamızın da durumu çok iyi. Ablayı taburcu ettik, Mehmet de sırada" diye konuştu. 

Mehmet'e uygulanan ağır diyetle 9 zor yıl geçirdiklerini belirten baba Osman Vurguner, "Çiftçilik, hayvancılık yaptığımız için, etimiz de sütümüzde yani Mehmet'e yasak olan her şey bol bol elimizin altındaydı. Ama Mehmet'e yasak olan yiyecekleri o görmeden tüketirdik. Okulda olduğu zamanlarda diyetini bozacak diye korkardık. Yıllar endişeyle, korku içinde geçti. Mehmet sebze, pilav, makarna yemek zorunda kaldı. Ama doktorlar ameliyata kadar diyet yaparak büyüsün istiyorlardı. Bugünlere geldik. Köyümüze dönünce Mehmet yiyemediklerini bol bol yiyecek" diye konuştu.

Annesinin yasaklı yiyecekleri ucundan tattırdığını, doya doya yiyemediğini belirten Çumra Alemder Mahallesi Ortaokulu 5'inci sınıf öğrencisi Mehmet Vurguner, "Nakilden sonra artık diyetimin olmadığı söylendi. Şimdi acısını çıkartıyorum. Ablama da canıma can kattığı için çok teşekkür ediyorum" dedi. 

KTO Karatay Üniversitesi İşletme Fakültesi 2. sınıf öğrencisi abla Azize ise duygularını şöyle dile getirdi:

"Biz 4 kardeşiz. Ben en büyüğüm. Arada Sıtkı (20) ve Seda (15) var. Mehmet en küçüğümüz. O yüzden tüm aile ona çok düşkünüz. Bu düşkünlük yüzünden bana, sen Mehmet'in ikinci annesisin diyorlardı. Çok ağır diyet uygulandığı için Mehmet pek çok yiyeceğin tadından bile mahrumdu. Biz de buna çok üzülüyorduk. Şimdi diyet yasağı da kalktı. O çok mutlu, ben de çok mutluyum. Bu hayatımda yaptığım en güzel şey."

Editör: Haber Merkezi