Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu üyesi Atila Sertel, Türk Eximbank tarafından kredi verilen 149 firmanın FETÖ bağlantılı çıktığını belirterek, “FETÖ’cü 149 firmaya 1.9 milyar dolar kredi kullandırılmış, 46 firmanın ise sevkiyatları 351 milyon dolara  sigortalanmış. Bu firmalara el konulması veya tasfiye edilmesi gibi nedenlerle bankanın kredilerden 7 milyar Türk lirasına, sigorta primlerinden dolayı da 1 milyar 250 milyon liraya yakın alacağın tahsilatı neredeyse imkansız. Toplamda 8 milyar liraya ulaşan bu rakam bazı ülkelerin milli gelirinden bile fazla. Bu firmalara kim veya kimler kefil oldu da bu miktarda krediler kullandırıldı? Eski parayla 8 katrilyona ulaşan bu paralar nasıl tahsil edilecek” dedi.

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM KİT Komisyonu Atila Sertel’in KİT Üst Komisyonu’nda Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım’a yönelttiği sorulara Genel Müdürlük tarafından cevap verildi. Sertel’in “Ülkemizde ihracatta sağladığınız destekten yararlanıp da şu anda FETÖ davasında yargılanan, kayyum atanan, TMSF’ye devredilen ya da şirketin el değiştirmesi sonucu yapısal değişime uğrayan firmalar var mıdır? Bu firmalara son 5 yılda ne kadar kredi kullandırılmıştır” şeklindeki sorusuna verilen cevapta şöyle denildi:

“FETÖ/PDY bağlantılı firma/kişilerin yönetici veya ortak olduğu firmalar kapsamındaki 46 firma 2016 yılında sigorta imkanımızdan yararlanmıştır. Bu firmaların 351 milyon ABD Doları tutarında sevkiyatı sigortalanmış olup, bu kapsamda 1,1 milyon ABD doları prim tahsil edilmiştir. Öte yandan FETÖ/PDY ilişkisi tespit edilmeden önce 149 firma Bankamız kredi uygulama esasları çerçevesinde kredi kullandırmıştır. Bankamız tarafından son 5 yıl içinde ihracatın finansmanı amacıyla kullandırılmış olan 96,5 milyar ABD doları tutarındaki krediler içinde bahsi geçen sakıncalı firmaların payı 1,9 milyar dolar ile yaklaşık yüzde 2’dir.”

FETÖ bağlantılı firmalara kullandırılan kredilerin teminat mektuplarının da Bank Asya’dan alındığını ifade eden CHP İzmir Milletvekili Sertel, Bank Asya’nın TMSF’ye devredilmesi nedeniyle teminat mektuplarının da nakde çevrilemediğini kaydetti. Teminatlarla ilgili Türk Eximbank’tan verilen cevapta, “Bankamızca kullandırılan kredilerin teminatı olan teminat mektuplarının Asya Katılım Bankası’na ya da TMSF’ye başvurmak suretiyle nakde çevrilmesi mümkün olmamıştır. TMSF tarafından yürütülecek tasfiye süreci sonunda yasal takibe intikal eden bu kredilerin kapatılabilme olasılığı bulunmaktadır” denildi.

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’in Türk Eximbank’ın kuruluşundan bu yana batık kredilerin toplam miktarıyla ilgili sorusuna ise şöyle cevap verildi:

“Bankanın kuruluşundan bu yana batık kredi toplamı 92,5 milyon liradır. Bu tutarın tamamı yargıya intikal etmiştir. Öte yandan, Asya Katılım Bankası’na TMSF tarafından el konulmasından dolayı 2016 yılında 10 yeni firmanın kredi alacakları takip hesaplarına intikal etmiştir. Bunun nedeni, faaliyet izni kaldırılan Asya Katılım Bankası’na ait teminat mektuplarının tazmin edilememesidir. Son 5 yılda takipteki kredilerin toplamı 2012 yılında 97 milyon, 2013 yılında 97 milyon, 2014 yılında 95 milyon, 2015 yılında 92 milyon ve 2016 yılında 182 milyon lira olmuştur.”

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu düşürmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kuruluşlar hakkında “sana ne be” şeklinde sert açıklamalar yaptığını hatırlatan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, bu sert açıklamaların aksine bankacılık da işlerin farklı yürüdüğünü ve Fitch’in Türkiye’nin notunu düşürmesinin ardından BDDK tarafından yeni kredi derecelendirme kuruluşlarının devreye alındığı söyledi.

Fitch Ratings’in 27 Ocak 2017 tarihinde ülkemizin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeden bir derece indirerek BB+’ya çektiğini dile getiren Atila Sertel, şu bilgileri verdi:

“Bu not indirimin ardından BDDK, bankacılık sektörünün sermaye yeterliliği üzerinde oluşturacağı baskıyı azaltmak için bir karar alıyor. Buna göre; Türk bankalarına ‘International Islamic Rating Agency’ ve Japan Credit Rating Agency’ kuruluşlarının ülkemizi yatırım yapılabilir seviyede değerlendiren notlarını kullanma imkanı getiriyor. Yani bir taraftan dünyanın önde gelen rating şirketleri sert bir şekilde eleştirilirken diğer taraftan İslami bir rating şirketi ve Uzakdoğu’dan bir rating şirketine yönelinmiş. Ülke ekonomisini ve geleceğini düşünmeden yapılan açıklamalar başta bankalar olmak üzere tüm sektörlere ciddi derecede zarar veriyor. Not indirimleri nedeniyle bankaların sendikasyon kredileri ve borçlanma maliyetleri ciddi şekilde artış gösteriyor.”

 

Editör: Haber Merkezi