Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Şubesi, Efes Çevre Doğa ve Kültür Derneği, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği ve yurttaşların Selçuk’ta Küçük Menderes Deltası’ndaki doğal sit alanlarındaki statü değişikliklerine ilişkin açtığı ortak davanın sonucu basın toplantısıyla duyuruldu. Konuya ilişkin ŞPO İzmir Şube binasında gerçekleştirilen açıklamayı ŞPO İzmir Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Ekici okudu. Açıklamaya; ŞPO İzmir Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Mutluer, Efes Çevre Doğa ve Kültür Derneği ile Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği temsilcileri ve davacı yurttaşlar katıldı. Dava sonucunda söz konusu doğal sit alanlarındaki statü değişiklikleri kısmen iptal edildi.

‘ORTAK SORUMLULUK’

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İzmir genelinde doğal ekosistemin bütüncül olarak korunması konusunda son derece hatalı kararlar aldığı bütün kamuoyu tarafından bilinmektedir” diyerek konuşmasına başlayan ŞPO İzmir Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Ekici, “Sit statüsü değiştirilen alanlarda bir süre sonra plan kararlarındaki değişiklikler gündeme gelmektedir. Bu durum sulak alan, orman ve tarım alanı gibi doğal yapının önemli unsurlarını oluşturan arazi kullanım deseninin hızla kentsel alanlara dönüşmesinin yolunu açmakta olup habitatların parçalanarak yok olmasına neden olmaktadır. İklim değişikliğinin etkilerini doğal afetlerle yaşadığımız bu günlerde doğal alanların korunması toplumun ortak sorumluluğunda bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

‘KAMUOYU İLE PAYLAŞILMADI’

Sit statülerinin belirlenmesi konusunda sürekli olarak karşılaşılan durumlara ilişkin açıklamalarda bulunan Ekici, “Çıkarılan işlemin ekinde bir adet pafta dışında herhangi bir veri, açıklama, bilimsel rapor bulunmamaktadır. Bu durum doğal olarak yapılan işlemin bilimselliği konusunda ciddi soru işaretleri barındırmaktadır. Oysa 19.07.2012 tarihli 28358 Resmi Gazete Sayısı ile ilan edilen Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına ilişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik koruma alanlarının ekolojik bilimsel araştırmalara dayanması gerekçesiyle ilan edilmiş ve bu gerekçeyle sit statülerine yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Ancak yaşanan süreçte ilgili Bakanlık tarafından ilgili yönetmelik kapsamında hazırlanması zorunlu olan Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu kamuoyu ile paylaşılmamıştır” diye konuştu.

‘GÖZ ARDI EDİLDİ’

Ekici, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Kültür Bakanlığı döneminde tescil edilen ve büyük bir bölümü bütüncül irdelemelere dayanılarak yapılan doğal sit alanı tescillerinin sorunlu yönlerinin olduğu kabul edilmekle birlikte, bu sorunların çözümü için izlenmesi gereken yol ilgili bilimsel uzmanlık alanlarının katılımıyla gerçekleştirilecek olan analiz ve araştırma süreçlerinin izlenmesi olmalıdır. Söz konusu sit alanlarının yeniden değerlendirilmesi sürecinde, bu sorunların bütüncül ve bilimsel yaklaşımla, şeffaf bir yol izlenerek çözülmesi bu alanların korunabilmesi için temel bir zorunluluktur. Karar verme süreçlerinin yürütülmesinde konularında ihtisaslaşmış, konularında uzun yıllardır çalışmaları olan, yeri tanıyan ve bilimsel yayınları olan Meslek Odaları, akademik üyeler ve diğer uzman gerçek tüzel kişilerin görüşlerine danışılması gerekliliği göz ardı edilmiştir.”

 ‘NİYET KORUMA DEĞİL’

“Gerçekleştirilen koruma statüsü değişikliklerinin özellikle yerleşim alanı çeperlerinde ve turizm alanı sınırları içinde yer alan bölgelerdeki doğal sit alanlarında yapılması ve sonrasında plan kararlarında parçacı müdahalelerde bulunulması esas niyetin koruma olmadığını da ortaya çıkarmaktadır”  diyen Ekici, “Özellikle kıyı alanlarında yer alan daha önceden birinci derece sit statüsüne sahip sulak alan habitatlarının olduğu bölgeler “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları” koruma statüsüne dönüşmüştür. İlgili Yönetmelik sonrasında ilgili Bakanlık tarafından çıkarılan ilke kararları doğrultusunda özellikle “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanları”nda sanayi alanları dahil birçok kentsel kullanımın yer almasına izin verilmektedir. Geçtiğimiz on yıl boyunca doğal alanların korunması konusunda değişen yasa ve yönetsel çerçeve ile revize edilen koruma statüsü kararları doğal alanların tahribatını hızla arttırmaktadır” diye konuştu.

‘KISMEN İPTAL’

Dava sonucunu da paylaşan Ekici, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bilimsel temelden yoksun bir şekilde Selçuk İlçesinde ekosistemin bütüncül olarak korunmasına darbe vuracak değişikliklerin bir kısmı hukuka aykırı bulunarak İzmir 5.İdare Mahkemesinin 2020/743 Esas, 2021/1843 Karar ile iptal edilmiştir.  Her ne kadar dava konusu işlemin bir kısmının sahip olduğu flora ve fauna nedeniyle iptal edilmiş olsa da işlemin bütününe ilişkin verilen kararın (kısmen iptal kısmen ret) bilimselliği tartışmalıdır. Dava konusu işlemle belirlenen yeni sit statüleri Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporuna dayanıp dayanmadığına ilişkin bilirkişiler tarafından herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, yaptığımız itirazların da dikkate alınmaması alan üzerinde geri dönülmesi mümkün olmayan sonuçlara neden olacaktır. Doğal sit alanlarında bilimsel olarak tartışmalı bir şekilde belirlenen ve toplum yararından uzak düzenlemelerin takipçisi olmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” dedi.

Editör: Haber Merkezi