GİZEM TABAN / İZ GAZETE - Sayıştay Başkanlığı, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) 2019 Yılı Denetim Raporu’nu açıkladı. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin (DEÜ) başvuru sahibi olduğu 9 milyon 240 bin TL bütçeli ‘İzmir Sağlık Teknolojileri Geliştirici ve Hızlandırıcısı (Bioİzmir) Projesi’ne dair kritik açıklamaların olduğu raporda, İZKA tarafından desteklenen projenin 2017 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen denetim tarihi itibariyle tamamlanmadığı ve projenin gösterilen amaç doğrultusunda çalışmadığının ve atıl durumda olduğunun tespit edildiği vurgulandı. ‘Bioİzmir binasının inşaatının yapılması, pilot üretim biriminin kurulması, tesisin makine ve ekipman alımlarının yapılması ve akreditasyon süreçlerine başlanması’ gibi temel hedeflerin olduğu projede İZKA’nın sözleşme gereği 4 milyon 871 bin 150 TL destek ödemesi gerçekleştirdiği belirtildi.

İLERLEME SAĞLANMADI!

Sayıştay’ın raporuna göre; proje kapsamında bina inşaatı tamamlanmış, çeşitli tıbbi makine ve ekipmanlar alınmış ve gerekli tefrişat yapılmış olsa da proje sürecinde yaşanan aksaklıklar sebebiyle bina içerisinde yer alacak olan Pilot Üretim Merkezi kurulamamış, kurum bu merkezi daha sonra da kendi imkanları ile tamamlamayı taahhüt etmiş ancak gelinen süreçte bir ilerleme sağlamamıştır. Diğer taraftan bina yapımı esnasında laboratuvar akreditasyonu için çok önemli bir unsur olan iklimlendirme sistemi, yapım işi ihalesi şartnamesine eklenmemiş olup daha sonra kurumun kendi imkanları ile de temin edilmemiştir.

ATIL VAZİYETTE!

Öte yandan raporda; tamamlanmış gözüken bu proje için 2018 yılında inceleme yapıldığı, bahsi geçen binada üniversite tarafından çok sayıda personel görevlendirildiği, ancak fiilen projenin hayata geçmediği, dolayısıyla proje kapsamındaki başta personel olmak üzere kamu kaynaklarının atıl vaziyette bulunduğu, alınan laboratuvar teçhizat ve ekipmanlarının kutuları ile depolarda bekletildiği ve kullanımda olmadığının tespit edildiği kaydedildi. Proje amaçlarına ulaşamayan Merkez’de görev yapan 14 personelin bir kısmının, merkezin çalışma alanına uygun nitelikler taşımadığı belirtilen raporda, merkezin DEÜ Hastanesi’nin bazı ekipmanlarının kalibrasyonu ile sınırlı hizmet yaptığı kaydedildi.

EKSİKLİK GİDERİLMEDİ!

Sayıştay, projenin uygulamaya geçirilememesinin en önemli nedeni olarak ise, gerekli eksikliklerin yararlanıcı konumundaki DEÜ tarafından giderilmemesi olarak belirtti. Ayrıca, İZKA’nın da gerekli tedbirleri almamasının projenin hayata geçememesinin nedenlerinden birisi olduğu söylendi. Projede 6 özel hedeften 5’ine ulaşılamadığı, 1’ine kısmen ulaşıldığı vurgulandı. Projenin atıl durumunun devam ettiğinin açıklandığı raporda, Kalite ve Akreditasyon Biriminin kurulduğu ancak bu konuda deneyimli personel olmaması nedeniyle ilerleme sağlanamadığı, merkezin yalnızca DEÜ Hastanesine ait olan ekipmanların bir kısmının kalibre edilmesine yönelik faaliyet dışında faaliyet göstermediği ifadelerine yer verildi.

YILLIK GİDER 625 BİN LİRA!

Atıl durumdaki proje için bugüne kadar 10 milyon 693 bin 130 TL ödeme yapıldığının ifade edildiği raporda, bu ödemenin 4 milyon 871 bin 150 TL’sinin İZKA tarafından, kalan 5 milyon 821 bin 980 TL’sinin ise Üniversite tarafından yapıldığı söylendi. Merkezin personel ve sabit gider masrafının yıllık yaklaşık 625 bin TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda, projenin bir an önce hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılmasının kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanımı açısından gerekli olduğu değerlendirildi.

‘GÖREVİMDEN İSTİFA ETTİM!’

Bioİzmir Projesi’nin yazarı olan ve 2012-2016 yıllarında DEÜ Araştırma ve Teknolojiden Sorumlu Rektör Yardımcılığı görevinde bulunan Prof. Dr. Murat Özgören ve 2015-2017 yıllarında Bioizmir Projesi Yürütücülüğü görevinde bulunan Prof. Dr. Adile Öniz Özgören, İz Gazete’ye önemli açıklamalarda bulundu. Murat Özgören, dünyanın en ileri projelerinden birini hazırladıklarını ve projenin atıl durumda olmasının çok üzücü olduğunu belirtti. Adile Öniz Özgören ise, çok güzel işler yaptıklarını ve tüm belgelerin de rektörlükte olduğunu, yeni yönetime sözel ve yazılı olarak ‘yapılması gerekenler, yükümlülükler ve yaptırımlarla ilgili’ dilekçeler ilettiklerini kaydetti. Adile Öniz Özgören, 1 yıl boyunca kendisine hiç personel verilmediğini ve ‘desteksiz’ süreci yönetemediğini belirterek görevinden istifa ettiğini söyledi.

‘HAYALİMİZ AŞI ÜRETMEKTİ AMA…’

Merkezin amacının ilaç ve aşı üretmek olduğunu ancak şuan Kovid PCR merkezi haline geldiğini söyleyen Özgören, “Aşı üretilecek hayaliyle kurulan yerde PCR testiyle halka destek olunuyor ama onu başka yerlerde de yapabilirsiniz. Niye orası? Niye gelişmiş ve gerçek amacıyla kullanamadık? Bunlar bizi üzen şeyler” dedi.

Kendi dönemlerinde yapılamayan şeylerle ilgili raporların tümünün İZKA’da olduğunu belirten Özgören, 15 Temmuz sürecinde projede ertelemeler olduğunu, uzmanların sürece dahil edilemediğini, sonraki süreçte de yönetim değişikliklerinin sürece zarar verdiğini, kendilerini ise bu yönetimlere iyi ifade edemediklerini kaydetti. Akademisyen oldukları için para işlerine karışmadıklarını söyleyen Özgören, İZKA’nın her şeyi kalem kalem denetlediğini belirtti.

‘BELKİ DE KOVID AŞISI…’

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır ise, “Sayıştay’ın yaptığı denetim, sokaktaki tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumaktır. Kamu yöneticileri gelir elde edilecek her bir kuruşun arkasında olmalı ve kamu harcamalarının da her bir kuruşunu özenle, dikkatle kullanmalıdır. Aksi takdirde yaptıkları görevi ihmal etmiş olurlar, kamuya yarar değil, zarar getiren bir durum ortaya çıkar. Böyle bir merkez bu kadar yıldır faaliyete geçememiş. Belki de bugün Kovid ile ilgili dünyaya örnek bir aşıyı üretmiş olabilecek durumdayken milletimiz başta olmak üzere tüm dünya, bu projeden yarar sağlayamamış oluyor. Dolayısıyla yöneticilerin bu bağlamda daha dikkatli, daha hassas, her bir kuruşun arkasında olan bir anlayışla durması gerekiyor” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi