ÖZLEM KARA / İZ GAZETE -- Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sağlık çalışanları döner sermaye kesintileri nedeniyle ek ödeme değil, emekliliğe temel ücretlerin iyileştirilmesi istediklerini belirten eylem düzenlediler. Eyleme katılan sağlık çalışanlarına disiplin soruşturması açıldı. Konuyla ilgili SES Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi İşyeri Temsilcisi Günseli Uğur İz Gazete'ye konuştu.

 “KAYITLARDAN BİZLERİ TESPİT ETMİŞLER

Uğur, eylem sırasında izinli olup eyleme katılanlar olduğunu ve katılan kişilere olay saatinde görev başında olmadıkları iddiası ile disiplin dilekçesi gönderildiğini belirti.

Günseli Uğur, olayı şöyle anlattı:

”Eylemler sonrasında bize '13.30 dan sora yerinizde olmadığınız tespit edilmiştir' diye bir savunma içeriği gelmişti. Konuyla ilgili savunmaları vermiştik. Ondan sonra yine eyleme katılan bir grup kişiye bayram arifesinde yeni zarflar geldi, aradılar. Daha önce gelen savunma isteğiyle benzer bir şey ama onda sadece yerinizde yoktunuz yazıyordu. Bunda ise 17 Haziran’da hastane içinde gerçekleştirilen eylemde hastaneyi küçük düşürücü, hastane yöneticilerini küçük düşürücü, pandemi önlemlerine uymayan, hastaları ve hasta yakınlarını riske atan şekilde eylemler yapılmıştır deniyor. Bizi CD'lerden, video kayıtlarından tespit etmişler. O gün orada izinli olduğu halde eyleme gelenler vardı onlar da bugün görevinin başında değilsin deniliyor. Aynı metin seçtikleri kişilere- neye göre seçtiklerini bilemiyoruz, bunlara gitti. Ama dediğim gibi o günkü eylemde bir gün önceki eylemde belki var ama, o günkü bahsedilen hastane içinde gerçekleştirilen eylemde yok. Biz de savunmalarımızda bunu ifade ettik, haksız yere, eylemde olmadığı halde giden insanlar var. Bizim itirazımız bu. İkincisi de biz sendikal hakkımızı kullandık. Avrupa sözleşmelerinde, Birleşmiş Milletler sözleşmeleri ile anayasadaki birçok madde ile desteklenen, korunan haklardır bunlar. İfade özgürlüğü, bireylerin tek tek ya da toplu halde sahip olduğu bir haktır. Bunu istersen tek tek yaparsın istersen toplu halde yaparsın. Biz de orada birçok sendikanın ve kurumun, ortak çağrısıyla, başhekimle görüşme talebiyle toplanmıştık.”

'GECİKMENİN SEBEBİ BİZ DEĞİLİZ'

Uğur, “Savunmalarımızda, eğer başhekim ya da hastane yönetimi bizi muhatap alsaydı, görüşseydi, 13.30’dan önce biz eylemimizi bitirmiş olacaktık, bu gecikmenin sebebi biz değiliz. Kişiler arasında pandemi önlemlerini bozacak bir yakınlaşma olduysa, bu da polis barikatıyla, hastane güvenliğinin kurduğu barikatla karşılaşıldığı sırada olmuştur. Video kayıtlarına bakıldığı zaman, bunlar görülecektir şekilde ifadelerimizi vermeye başladık. İfademiz daha sonuçlanmadı. Bir Disiplin Soruşturma Komisyonu Kurulu kuruldu. Yıllardır ilk defa yaşadığımız bir şey. 10 kişi, 3 gün önce aranmaya başladık. Bu eylemlerde yer alan örgütle kapsadığını zannediyoruz, tabi nasıl seçildik onu bilmiyoruz. Başka bir savunma isteği daha geldi, karakola gitmedik  bunun içeriğini bilmiyoruz. Tabii oradan da aranıyoruz. Karakoldan arayıp polis memuru olduğunu söyleyen kişi 15 Haziran’daki hastanede yapılan eylemde yine korona tedbirlerine, sosyal mesafeye uyulmadığını söylediler. Henüz yazılı bir şey görmedik” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi