İZ GAZETE - Narlıdere'de bulunan Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi, binanın güçlendirilmesi nedeniyle Tınaztepe'deki merkez kampüse taşınacak. 

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, konuyla ilgili yaptığı bir açıklamada taşınma kararıyla ilgili, fakültenin eğitimine devam edebilmesi için Tınaztepe Yerleşkesinde yeni yapılan binanın kullanılmasının planlandığı, hali hazırda yedi fakülte, dört enstitü, bir meslek okulunun yer aldığı bu kampüsün, İzmir’in bağlantı yollarıyla ulaşımı kolay ve Türkiye’nin de en geniş yerleşkelerinden biri olarak hizmet verdiği, yeni yapılan binanın ise iddia edildiği gibi çorak bir arazide değil, sosyal, sportif ve sanatsal faaliyetleri olan, birçok imkanın bulunduğu son derece modern ve yeşil bir alanda bulunduğunu söyledi. 

"EĞİTİM SEKTEYE UĞRAYACAK"

Fakat Güzel Sanatlar Fakültesi'nin Tınaztepe'de olmasına ne öğrenciler ne de akademisyenler razı. Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Anasanat Dalı Başkanı Prof. Dr. Semih Çelenk de sosyal medya hesabından konuyla ilgili fikirlerini paylaştı. Taşınmayla birlikte eğitimin sekteye uğrayacağını ifade eden Çelenk, fakültenin taşınacağı Tınaztepe rektörlük binasına rektörlüğün dahi taşınmadığına dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı; "DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi ve DEÜ Konservatuvar, kiminde 30 kiminde ise 15 yıldır eğitim yaptığı binalarının depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkılmak üzere boşaltılıp belirsiz bir süreliğine Tınaztepe'de rektörlük binası olarak yapılmış ama nedense rektörlüğün taşınmadığı bir binaya taşınma isteniyor. Kimine göre geçici kimine göre ise bir daha geri dönmemek üzere planlanan bu taşınma sonrasında eğitimin büyük ölçüde sekteye uğrayacağı biliniyor."

"EMİR KOMUTA ZİNCİRİNİN UYGULANMASI BEKLENİYOR"

Yaşanan bu süreçte akademisyen ve öğrencilerin kaygılarının ciddiye alınmadığını ve konuyla ilgili görüşecek bir muhatap bulunmadığını belirten Çelenk, "Kimin nereye gideceği hangi dersin hangi mekanda yapılabileceği eğitimin muhatapları ile konuşulmuyor bile. Hiç bir planlama, diyalog ve müzakere olmaksızın, hiç bir başka çözüm önerisi konuşulmaksızın körü körüne alınmış bir kararın emir komuta zinciri içinde uygulanması bekleniyor." ifadelerini kullanarak hükümet yetkililerinin krizi göre göre getirdiğini ve bu konuda ısrar ettiğini ifade etti. 

"BURASI BİR ÜNİVERSİTE"

"Krizle yönetmek tuhaf bir alışkanlık, hatta hastalık" diyen Çelenk açıklamasına şöyle devam etti; "Sanki matah bir şey gibi 'diyalog ile değil kriz yönetmek' tek başvurulan yönetim biçimi görülüyor. Belki de, İngilizlerin meşhur sözünün doğruluğu kanıtlanmak isteniyor. 'All the babies look each other, they in turn look likes Winston Churchill' Bütün çocuklar birbirine benzer. Çünkü hepsi Winston Chircill'e benzer. bunu anlayabiliyoruz. Ancak bu bir kader olamaz. Bunu değiştirmenin tek bir yolu var. Bıkmadan usanmadan diyalog ve müzakere talep etmek ve ortak akla uygun bir kararı hep birlikte almak. Ne de olsa burası bir üniversite..."

Editör: Haber Merkezi