İZ GAZETE- İZ Tv ekranlarında yayınlanan Özgür Coşkun ile Politik’iz programının konuğu İzmir Barosu Eski Başkanı Avukatı Aydın Özcan oldu. Özcan, salgın sürecinden etkilenen hukuk sektörünün sıkıntılarından, adliyelerdeki yoğunluk nedeniyle mahkemelerde görev yapanların öncelikli olarak aşılanması gerektiğine dair önemli birçok konuya değindi. Adliyelerin günlük ziyaretçi sayısının 20 binlere ulaştığına dikkat çeken Özcan, “Salgın tüm meslek gruplarını etkiliyor. Özellikle son dönemde hedef kitle olarak sağlıkçılar aşılandı, daha sonra öğretmenler aşılanacaktı. Ancak adliyelerin günlük ziyaretçi sayısı hastanelerinde 10 katı fazla. İzmir’den örnek verecek olursak, adliyeler dağıtılmış olmasına rağmen günde belki de 20 bin kişi ziyaretçi ediyor. Kentin bir çok ilçesinde virüs nedeniyle kapanan mahkemelerimiz  var. Öncelikli aşıya alınma talebi sadece avukatlarımız, savcılarımız için değil, vatandaşımız için de oldukça önemlidir. Bu yüzden çok ziyaret edilen mahkemelerde görev yapanların öncelikli olarak aşılanması gerekiyor” dedi.

AŞILAMADA PLANSIZLIK

‘Mesleğimiz vatandaşın hakkını aramak ve savunmak’ diyen Özcan, “ Pandemi süreciyle mahkemeler kapanıyor ve davalar uzuyor. Yargı bir ülkenin ve ekonominin sigortasıdır. Haklı hakkını almakta zorlanıyor ve bunun olmaması için hukuk alanının salgın koşullarında aza etkilenmesi için tek çare aşıdır. Aşılama sürecinde plansızlık söz konusu. Bir an önce yapılması gerekiyor”  açıklamasında bulundu.

İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece kaldırılmasının hukuken mümkün olmayacağının altını çizen Özcan, “Sözleşmeyi hayata geçiren şu anki iktidar. Amacı kadınlara yönelik cinayetleri, her türlü istismarı ve şiddeti önlemektir. Bu konuda birçok başarılı çalışmalar yapıldı. Barolar bu işin tam ortasında ve kurum olarak mücadele ediyor. Sözleşmenin bir gecede aniden kaldırılması hukuken mümkün değil. Uluslararası anlaşmalar öncelikle türk yasalarının da üzerindedir. Türkiye’nin uluslararası hukuk anlamında güvenilirliğinin yitirilmesi anlamı taşır. İstanbul sözleşmesi bana göre hala yürürlüktedir.  Sözleşme kaldırılarak değil mevcut eksiklikler giderilmelidir. Ülkemiz kadın cinayeti ve çocuk istismarları konusunda son derece vahim tablolarla karşı karşıyadır. Yılda 450 kadının saldırıya uğramış ve katledilmiş olmasını kimse göz ardı edemez. Ettiğiniz zamanda kamu vicdanında bunun karşılığını alırsınız” dedi.

Yargıda refomuna ilişkin, ‘Uygulamalarınızı değiştirmezsiniz, reformlar kağıt üzerinde kalır’ diyerek, “Önemli olan fiili uygulamalardır. Özellikle bu yasaları uygulayan hakim ve savcıların çıkan reform yasalarını uygulama şekilleri önem arz etmektedir” açıklamasında bulundu.

104 emekli amiralin 3 Nisan’da geceyarısı Montrö Sözleşmesi ve ‘cüppeli takkeli komutan’la ilgili ortak açıklama yayınlaması üzerine imzacı emekli amirallerden 10’u gözaltına alınmıştı. Konuya ilişkin, “Yargıya intikal etmiştir. Darbeden ziyade siyasi iktidara ve partilere bir uyarı mesajıdır. Amirallere baktığınızda devletteki deniz hukukunu ülkenin Karadeniz ve Akdeniz’deki haklarını yıllarca savunmuşlardır. Teknik bilgiye sahip bir kesimdir. Yüce Türk milletine değil de, kamuoyu ve basına şeklide basın bildirisi olarak sunulsaydı daha anlamlı olurdu”dedi.

‘RAHAT DAVRANIYORLAR’

Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin kapatılmasına ilişkin dava açılması talebine yönelikte açıklamada bulunan Özcan, “Bu durum hem hukuki hem de siyasidir. HDP’nin bazı tasvip etmediğimiz yanları var. Ülkenin güvenliğini ilgilendiren konularda rahat davrandıklarını düşünüyorum. Suçu ve suçluya sahip çıkan yaklaşımlar var. Bu durum hiçbir siyasi partinin içinde olmaması gereken davranışlardır” dedi.

FEYZİOĞLU’NU ELEŞTİRDİ

Baro seçimleri ile Türkiye Barolar Birliği (TBB) genel kurulunun, Kovid–19 salgını nedeniyle yeniden ertelenmesi eleştiren Özcan, özellikle baroların parçalanmasına yönelik çıkarıln yasaları doğru bulmadığının altını çizdi. Özcan, “Siyasi iktidar kongrelerini yaptı. Ama Barolara gelince pandemi var diyerek yapılmıyor.  Mayıs’ın ilk haftasında İzmir’de seçimler yapılacaktı. Şimdi tekrar ertelendi ve ne zaman olacağını bilmiyoruz.  Siyasi iktidar Barolar Birliğini düşünerek, siyasi belirsizlik yaptı. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nu bu konuda eleştiriyorum. Yargının olmazsa olmazıdırlar. Meslek çıkarımları söz konusu olduğunda Barolar Birliği siyasi iktidara karşı dimdik durmalıdır” açıklamasında bulundu.

Editör: Haber Merkezi