1-7 Kasım 'Öğrenme Güçlüğü (Disleksi) Farkındalık Haftası' kapsamında EÜ ÖZEM Müdürü Doç. Dr. Pelin Piştav Akmeşe, açıklamalarda bulundu. Eğitim Fakültesi bünyesinde yeni hizmet vermeye başlayan merkezde, öğrenme güçlüğü yaşayan çocukları değerlendirme ve özel eğitim programına aldıklarını belirten Doç. Dr. Akmeşe şunları söyledi: "Öğrenme güçlüğü yaygın olarak kullanılan adı ile disleksi en sık rastlanan öğrenme bozukluklarından biridir. Öğrenme güçlüğü; okuma güçlüğü (Disleksi),  yazma güçlüğü (Disgrafi), matematik güçlüğü (Discalculi) olmak üzere üç temel başlık altında toplanmaktadır ve okul çağı çocuklarında yaklaşık yüzde 10 oranında görülmektedir. Okul çağı çocuklarından öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin yaklaşık yüzde 80'i akıcı okuma ve okuduğunu anlama boyutlarında zorluklar yaşamaktadırlar. Bu çocukların okuduğunu anlamasını akıcı okuma becerisi, sözcük bilgisi, geçmiş bilgiler, motivasyon, bilişsel ve üst bilişsel stratejilerde yaşadıkları güçlükler etkilemektedir. Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin problem yaşadığı bir diğer önemli beceri alanı yazmadır. Yazma becerisi bilişsel süreçlerle birlikte motor becerilerin birlikte olmasını, el-göz koordinasyonunu ve motivasyonu gerektirmektedir. Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler sıklıkla; harfleri birbirine göre oranlayamama, kelimeyi veya cümleyi eksik yazma, okunaksız yazma, sayfa boşlukları ve çizgilere göre konumlandıramama, yavaş yazma ve kopyalama, kelime atlama, harfler ve kelimeler arasında tutarsız boşluklar bırakma, alışılmışın dışında kalem tutma ve kol ve bedeni yazma sırasında uygun olmayan şekilde pozisyonlandırma gibi problemler yaşamaktadırlar. Ayrıca öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin en az dörtte birinde matematik öğrenmede çeşitli sorunlar ile karşılaşılmaktadır. Matematik öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin çalışma belleğine ilişkin yetersizlikleri, problem çözmede güçlükler, görsel uzamsal zorluklar görülebilmektedir. Ayrıca öğrenme güçlüğü olan öğrencilerde belleğe ilişkin algılama, algıladıklarını bilgileri işlemleme ve kodlamada sorunlarının yanı sıra davranışsal olarak da sosyal becerilerde yetersizlik, düşük benlik algısı gibi sorunlarla karşılaşılabilmektedir."


'ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN NEDENİ TAM OLARAK BİLİNMİYOR'


Öğrenme güçlüğünün nedeninin tam olarak bilinmediğini vurgulayan Doç. Dr. Akmeşe, "Genetik faktörler ve çevresel faktörlerin öğrenme güçlüğüne sebep olduğu belirtilmektedir. Tanılama süreci ise eğitsel ve tıbbi değerlendirme olmak üzere iki boyutta ele alınmaktadır. Öğrenme güçlüğü olan öğrencinin tıbbi değerlendirmesi hastane ortamında çocuk ruh sağlığı uzmanı, çocuk psikiyatristi, çocuk nöroloğu, psikolog ve çocuğun durumuna göre diğer ilgili alan uzmanlarından oluşan bir ekip tarafından gerçekleştirilmektedir. Eğitsel değerlendirme ise Rehberlik Araştırma Merkezleri'nde gerçekleştirilmektedir. Tanı ve değerlendirmeyi takiben öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin güçlük yaşadığı alanlar belirlenmeli ve ailenin desteğiyle güçlük yaşanan alanlara yönelik özel eğitim müdahale programları uygulanmalıdır" dedi.

DHA

Editör: Haber Merkezi