Çeşme’de yaşayan bir yurttaşın Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı ‘zarar tespiti’ davasında mahkeme tarafından görevlendirilen bilirkişi heyetinin raporu davanın avukatları Senih Özay, Murat Fatih Ülkü, Ahu Tahmilci, Esra Kutlu ve gazeteci Feyzi Hepşenkal tarafından Ilıca Plajı’nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Avukat Senih Özay, bilirkişi raporunda, Lady Tuna gemisinden 75 bin 484 metrik ton fuel oilin Ildırı Körfezi’ne döküldüğünün tespit edildiğini kaydetti.

Özay, raporun detaylarını şöyle anlattı: “Raporda, gemilerde kullanılan fuel oilin, çevresel ortamlarda bulunması istenmeyen tehlikeli ve zararlı bir madde olduğu, ekosistem açısından kalıcı organik kirleticiler olarak adlandırılan en önemli kirleticilerden birisi olduğu belirtiliyor. Bilirkişi raporunda, Lady Tuna gemi kayıtlarında, yakıt niteliği olarak IFO 180 bildirildiği, bunun da 6 numaralı fuel oile tekabül ettiği ve en kirli yakıtlardan biri olduğu ifade ediliyor. Bu yakıtın içeriğinde toksik, kanserojen ağır metallerin yanı sıra yüzde 3.5 oranında kükürt içermesi nedeniyle gerek dökülme, gerekse yakıt olarak kullanımı sonrası ekosistemin tüm bileşenleri için zarar vericidir.”

Rapora göre kaza bir seri ihmal ve yetersizlik sonucu oluştu. Kaza olduktan sonra ise gemi personeli ve yardıma çağırdığı şirketler temizleme çalışmalarında yetersiz kaldı. Bu durum denize verilen zararın artmasına neden oldu.

Ancak buna rağmen The Standard Club Europe Ltd. tarafından Ulaştırma Bakanlığı-Çeşme Liman Başkanlığı nezdine yazılan referans belgesinde, 4 milyon 160 bin Amerikan doları teminatı garanti ettikleri raporda yer aldı.

Ancak avukat Özay’a göre doğaya verilen zarar için verilmesi gereken tazminat bu tutarın onbinlerce katından daha fazla.

Özay, kazanın deniz dokusuna verdiği kalıcı zararın, balıkçılık sektörüne olan etkilerinin ekonomistlerden oluşan bir heyetle tespit edilmesi gerektiğini söyledi.

Özay, zarar tazminatının alınması için uluslararası petrol taşımacılığı yapan dev şirketlerin bir fon oluşturduğunu belirterek, şunların yapılabileceğini söyledi: “Bu fondan 1 milyar 15 milyon dolar ödeyebiliriz, yeter ki kanıtlayın’ demişler. Bu fon hükmü gereğince, Çeşme halkından, ‘Benim otelim’, ‘Benim evim’, ‘Benim balığım’, ‘Benim çevrem zarar gördü‘ diyerek bir talep olursa bir sonuç alınır diye düşünmekteyim. Şunu da belirtmek istiyorum; Türkiye’de Arabuluculuk Kanunu yürürlüğe girdi. Arabuluculuk Kanunu’ndan faydalanıp, arabulucuların devreye girmesi için başvuruda bulundum.” 

Avukat Murat Fatih Ülkü de kazanın sonuçlarının geçiştirilemeyeceğini, Çeşme’deki ekosistemi onyıllarca etkileyecek büyüklükte yakıtın denize aktığını belirtti.

Ülkü şunları söyledi: “Geminin karaya oturmasıyla bu güzide tatil beldemize tonlarca fuel oil akmış. Biz duyduğumuzda, basit bir gemi kazasına benzemediğini, Çeşme’nin de önemli bir yer olduğunu göz önüne alarak ne olup ne bittiğini belirlemek için zarar tespiti isteyelim dedik. 75 bin 484 metrik ton fuel oil, bu denize aktı. Dört ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen olay neredeyse unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş, unutulsun diye uğraşılmış bir gemi kazası. Bilirkişi raporu diyor ki, ‘Ekosistemin tüm unsurlarında telafi edilemeyecek zararlar meydana gelmiş ve etkileri önümüzdeki onlarca yıl devam edecektir.’ Bu ciddi bir konu. Parayla geri getirilmesi imkansız bir şeyden söz ediyoruz.”

Alınacak tazminatla Çeşme’nin ekosisteminin zarardan arındırılması ve ilçe ekonomisine katkı sunulabileceğini belirten Ülkü, “Tek istediğimiz, gerçek tam anlamıyla ortaya çıksın ve ekosistemdeki tahribat olabildiği oranda giderilsin. Çağrımız hem Çeşme’de yaşayanlara, hem de bu sorunun unutulmasını isteyenlere. Bu sorun, unutulacak bir sorun değil” diye konuştu.

DİKEN

Editör: Haber Merkezi