Gündoğdu Meydanı'ndaki mitinge, TBMM Başkanvekili ve HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, HDP İzmir İl Eşbaşkanları Gülay Bilici ve Mahfuz Güleryüz, bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile partililer katıldı. Polis tarafından arandıktan sonra alana alınan partililerin, beraberlerinde pankart, bayrak, flama ve poster sokmasına izin verilmedi. Alanda, HDP tarafından hazırlanan HDP bayrak ve flamaları dağıtıldı. Kalabalığa Türkçe ve Kürtçe anonslar yapıldı. Cezaevinde 57 gündür açlık grevinde olan bazı tutukluların yakınları Kürtçe konuşma yaptı, yetkililerin seslerini duymasını istedi.

HDP'li Kürkçü, referandumdan 'evet' yada 'hayır' çıksa da boyun eğlemeyeceklerini belirterek şöyle konuştu:

"Faşizmden son çıkış yolunu halklarımıza göstermek için düzenlediğimiz mitingimize hoş geldiniz. Hepimiz çok daha iyi biliyoruz yapmak istediklerimizin ve yaptırmamak istediklerimizin ne kadar doğru olduğunu görüyoruz. Açık olarak Türkiye'ye ilan ediyoruz tek adamlık diktatörlüğüne 'Evet' de 'Hayır' da çıksa asla boyun eğmeyeceğiz. Mücadelemizin, halklarımızın zihnini açtığını ve 16 Nisan'da Tayyip Erdoğan ile çevresine mesaj göndereceğini, düşündüklerini yapamayacaklarını, onun sultanlığı altında yaşamak istemediğimizi belirteceğiz. Ama biliyoruz ki Osmanlı'da oyun bitmez. Tayyip Erdoğan'ın heybesinde turp bitmez. Son dakika heybeden bir turp çıkartabilir. Bunların hepsine hazırlıklı olalım. Bu referandum, bu gayri meşru siyasi referandumdan bir tek sonuç 'Hayır' meşru olacaktır. Diğer sonuç asla meşru olmayacak. Bir yandan belediyelere kayyum atayıp, vekillerimizi, başkanlarımızı hapse koyarken, Anayasa değişikliğini ortaya çıkarttınız. Bütün kanallarınızı halkımıza kapattığınız gibi milletvekillerimize de kapattınız. Eş Genel Başkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın mahkemelerde yaptıkları savunmaları ana akım medyada verdirmediniz ama her gün onlara hakaret ettiniz. Sizin kibirli sesinizi onlarca televizyondan insanlara yayıyorsunuz ve diyorsunuz ki 'Halk karar versin' sanki eşitiz. Yarısının elini ağzını bağlayarak sırtına bineceğiniz bir toplumu kabul etmiyoruz. Biz böyle bir toplumda, böyle bir devlet altında yaşamak istemiyoruz. Bizden 20 yıllığına sultan olma yetkisi istiyorsun, bizim paralarımızla yaptırdığın yolları bizim gözümüze sokamazsın. O yollar zaten bizim, biz özgürlük istiyoruz, sen esaret sunuyorsun, kabul etmiyoruz."

Toplumların zaman zaman yanlışlar yapabildiklerini kaydeden Kürkçü, "Halklar, uluslar yanılabilir, yanlış yapabilir. Almanya'da, İtalya'da, İspanya'da, Portekiz'de geçmişte olduğu gibi faşist liderler iktidara getirebilirler. Ancak bu aldanışın hesabını bütün insanlık çekiyor. O yüzden Türkiye'de yaşayan halklar bu hataya düşmemelidir. Faşizmle demokrasi oylanıyor. Demokrasi için oylarımızı kullanacağız. Faşizme 'Hayır' diyeceğiz. Umarım bu meydandaki ses Ankara'dan duyulur. Eğer duyulmazsa 16 Nisan'dan sonra duyulacaktır. Şöyle ya da böyle bizler layık olduğumuz hayatı yaşayacağız. Bu başkanlık rejiminin bir tek nedeni var, toplumun buna ihtiyacı yok. Buna sadece Tayyip Erdoğan'ın ihtiyacı var" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım'ı da eleştiren Kürkçü, "Yargılanma korkusu var. Binali Yıldırım ilginç bir insan kendisinin ortadan kaldırılması için kampanya yürütüyor. Bakın bazen doğru şeyler söylüyor. Geçen gün ne diyor biliyor musunuz, 'Biz niye istiyoruz bu değişikliği biliyor musunuz? Cumhurbaşkanı'nı yargılanma korkusundan kurtarmak için istiyoruz' Yaşa Binali, doğru söze ne nedir. Aferin sana güzel konuşmuşsun. Haydutluk kanun haline geldiği zaman, böyle bir devlet altında yaşanır mı? Burada bir harami düzeni kurulmak istenmektedir. Tayyip ağa ve 40 haramiler, 41'inci harami de Devlet Bahçeli. Sizi istemiyoruz, sizinle yaşamak ve sizin tarafınızdan yönetilmek istemiyoruz. Kırk haramilere 'Hayır'. Faşizme karşı güçlerimizi birleştiriyoruz, 16 Nisan'da sandıklara akıyoruz" ifadelerini kullandı.

16 Nisan'da İzmir'in Türkiye'nin 'Hayır' rekoru kıracağına inandığını dile getiren Grup Başkan Vekili Ahmet Yıldırım, 16 Nisan'da savaşla barışın oylandığını öne sürdü. Kalabalığı Türkçe ve Kürtçe selamlayan Onur Hamzaoğlu, 6 ay içinde TL'nin yüzde 30 değer kaybettiğini söyledi.

TBMM Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, Gündoğdu Meydanı'nda, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bir çok siyasi partinin genel başkanının İzmirlilere seslendiğini ancak HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş'ın seslenemediğini belirtti. Buldan, "Onlar cezaevinde bile olsa onların yerine binler, yüz binler, milyonlar alanlarda her biri birer milletvekili gibi çalışıyor. Bu meydanda konuşan Cumhurbaşkanı kitlelere seslenirken neden 'Evet' dediğini çok açık ifade etti. Evet diyenlere, 'Evet deyin idamı getirelim' dedi. Referanduma az bir süre kaldığı için gözlerini Kürtlere diktiler. Kürtlerin oylarını nasıl alacaklarının yolunu aramaya başladılar. Bir anket şirketi, 'Kürtlerin yüzde 80'i 'Evet'ten yana' diye açıklama yapıyor. Hadi oradan. Kürtlerin bu referanduma 'Hayır' demesi için bir çok nedeni var. Bu ülkede 15 Temmuz akşamı askeri bir darbe girişimi yapıldı, elbette bu darbeye karşı olduğumuzu ifade ettik. Ancak Cumhurbaşkanı bu meydanda konuşurken sadece 15 Temmuz akşamı yaşanan darbeden bahsetti. Peki sana sormazlar mı senin yaptığın darbelerin adı nedir. 7 Haziran seçimlerine yaptığın darbedir, milletvekillerini cezaevine göndermen darbedir. Bölgede sokağa çıkma yasağı ilan edip sokaklarımızı yakıp yıkman, belediyelerimize kayyum ataman da darbedir. 6 milyon insanın oy verdiği 2 eş genel başkanı, grup başkan vekilleri ve milletvekillerini cezaevine koyduktan sonra hiç kimse sana 'Evet' demeyecek. Türkiye'nin aydınlık geleceği, adalet ve hukukuna bir adım atılması açısından kocaman bir 'Hayır' yazmaya var mısınız?" diye konuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Figen Yüksekdağ ile ilgili söylemlerine cevap veren Buldan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir ülkenin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sayın Figen Yüksekdağ'a 'Ona dört duvar verdik, istediği duvara sırtını yaslasın' diye ahlaksızca bir açıklamada bulundu. Buradan sayın Soylu'ya sesleniyoruz, sayın Yüksekdağ, sırtını duvarlara değil milyonlara yaslıyor. Dışarıda kadın özgürlük mücadelesi veren sevgili kadınlara yaslıyor. Siz onları sırf 'Hayır' kampanyasını yapmasınlar diye rehin aldınız cezaevine gönderdiniz. Ama biz biliyoruz ki dışarıda milyonarca kadın her biri Figen Yüksekdağ, birer Selahattin Demirtaş gibi çalışıyor. Bunlardan artık kurtulmamız lazım AKP'nin gidişatı özellikle 16 Nisan'da çıkacak oylara bağlı. Eğer 'Hayır' çıkarsa AKP'yi tarihin çöplüğüne gömmüş olacağız" dedi.

 

Editör: Haber Merkezi