Yaşım 44 ve 23 senesi İzmir’de geçti. İzmir kökenli olmasam da yaşadığım kadarıyla ömrümün yarısından çoğunu İzmir’de geçirdim. Bu şehirde sadece yaşamadım. Bu şehri çok sevdim ve sevdiğim için mücadele ettim. İzmir’i de bu şehirdeki kavgalarımızı da çok sevdim. Şehrin insanca yaşanabilir kimliğini koruyabilmesi için Kültürpark’ta ağacın ve kuşun, İZBAN grevinde işçinin, Gediz Deltası’nda flamingonun, yollarda bisikletlilerin yanında saf tuttum. Pişman değilim.

Yeri geldi belediyenin inşaat alanı için bisiklet yolunu kapattığı paravanlara sprey ile “BİSİKLET NEREDEN GEÇECEK?” diye yazdım, yeri geldi belediye meclisinde Aziz Kocaoğlu konuşurken “KÜLTÜRPARK HALKINDIR” yazılı korsan pankart açtık. Bunları yapıyor olmam nedeniyle bana bedel ödetilmesi için çalışan unvanı büyük kendisi küçük birçok insanı da gördük.  Başaramadılar. Emek ile hem mücadelemi yapıp hem de karnımı doyurdum İzmir’de çok şükür.

Mücadelemizi kurumsallaştırmak için Yaya Derneği ve Bisikletli Ulaşım Derneği’ni kurduk. Birinde başkan yardımcılığı birinde başkanlık yaptım. Kavgayı gazete köşelerinde kalemle, sosyal medyada sözle ve yollarda bisiklet ile yaptım. Tek başıma değil değerli birkaç büyüğümün izinde, arkadaşlar ve dostlar ile omuz omuza yaptık.

Peki, şimdi sizlere durup dururken bunları neden anlatıyorum?

Birkaç haftadır duyuyorum ki Kültürpark ile ilgili mücadeleyi kurumsal bir yapı şeklinde yürütme amacı ile oluşturulan, demokratik halk örgütlerinin ve meslek odalarının temsilcilerinin olduğu KÜLTÜRPARK PLATFORMU bisikletin Kültürpark’a girmesini tartışmak istiyormuş. Bu tartışmayı da, İzmir’den başlayarak dünyaya yayılan, sadece İzmir değil tüm ülkede binlerce kadının bisiklete binmesine vesile olan Süslü Kadınlar Bisiklet Turu üzerinden başlatmak istiyormuş. Bu sene daha önce de (2018) olduğu gibi Kültürpark’ta sonlanacak olan tur, Kültürpark’a girmemeliymiş. Hatta duyduğum kadarı ile turun yaratıcısı ve organizatörü Sema Gür’e “Sizi Kültürpark’a sokamayız (sokmayız?)” bile denmiş.

Yukarıdaki paragraf burada dursun ve ben sizi şimdi yıllar öncesine götürerek birkaç yaşanmışlık aktarayım.

‘MÜCADELEMİZİ ANLATTIK’

2017 Eylül ayının başıydı. Bizler Kültürpark için mücadelenin henüz başlarındaydık. İzmir halkının Kültürpark için hazırlanan projenin ne olduğunun farkına varması ve bu anlamda kamuoyu yaratılması için uğraşıyorduk. O sıralarda Sema Gür de Eylül ayındaki Süslü Kadınlar Bisiklet Turu hazırlıklarını son sürat yapmaktaydı. Bizler ise hem(?) Kültürpark’ın o günlerde bakımsızlık nedeni ile halkın uğrak yeri olma potansiyelini kaybetmeye başlamasından dolayı endişeliydik ve parka insanları tekrar çekmenin yollarını aramaktaydık hem(?) de parka gelen insanlara Kültürpark mücadelesinin amacını, içeriğini ve dayanaklarını aktarmanın doğru olacağını düşünüyorduk.

Bu noktada “Süslü Kadınlar Bisiklet Turu Kültürpark’ın içinden geçse ne güzel olur. Üstelik tura 3 bin-5 bin arası katılımcı bekleniyor. Hem biz de pankartlarımızı alır sesimizi duyururuz hem de tura katılanlar Kültürpark’ın ne kadar şahane bir yer olduğunu tekrar hatırlar.” diye düşünmüştük. Bu doğrultuda arkadaşları temsilen Sema Gür’den bunu rica ettim. O da bizi kırmadı ve valilik başvurusundaki turun rotasını değiştirerek turu Montrö kapısından girip Lozan kapısından çıkacak şekle getirdi. Biz de o gün geldiğinde slogan ve dövizlerimizle kadınlarla selamlaşacağız hem onları alkışlayıp hem de sesimizi duyuracaktık. Bisikletliler Kültürpark’a sahip çıkıyor!

Ancak bir hafta önce Karşıyaka Çarşı’da yaşanan olaylı ve tutuklamalı eylemler sebebiyle İzmir polisi teyakkuz halindeydi ve valilik bizim isteğimize izin vermedi. O esnada izni vermekle yetkili komiser ile ben de telefonda konuşup isteğimizi ve niyetimizi anlattım ancak ikna edemedim. Bana konunun biz olmadığını söylemekle yetindi sadece ve böylece o gün o işi başaramadık.

Yine aynı günlerde Kültürpark mücadelesini herkes anlatmaya çalıştığımız zamanlarda İzmir’deki bisiklet gruplarının hemen hemen hepsini tanıyan bir bisikletli olarak ben de kişisel olarak tüm bisiklet gruplarından Kültürpark’a tur düzenlemelerini rica etmiştim. Hafta içi gece turları yapan birçok grup bu isteğimi kırmayıp Kültürpark’a tur düzenledi. Ben de o turlara katılıp parkın içinde turlarken park için yaşanan süreçleri onlara anlatıyor ve bu karşı çıkışa destek olmalarını rica ediyordum. İnsanlar çok şaşırıyor ve “Nasıl böyle bir şey olabilir?” şeklinde tepki veriyordu.  

‘TEŞEKKÜR EDİYORLARDI!’

O günlerde hem Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun Kültürpark’tan geçme ihtimali hem de Kültürpark’a tur düzenleyen bisikletliler bugün Kültürpark Platformu içinde yer alan birçok arkadaş tarafından memnuniyetle karşılanıyor hatta yapılan turların sonuna bizzat katılıp bisikletlilere teşekkür ediyorlardı. Hatta Süslü Kadınlar Bisiklet Turu 2018 yılında Kültürpark’ta sona erdi. Sema Gür turun sonunda kürsüden Kültürpark’a sahip çıkalım çağrısı yaptı. O zaman karşı çıkan kimse yoktu.

Bu arada not düşeyim Sema Gür’ün 2017’de Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası’nda sonlandırdığı turun bitişini Kültürpark’a alma sebebi 2017 yılında tura katılan bir kadının Talatpaşa Bulvarı’ndan Alsancak Gar’a dönüşte tramvay raylarına takılarak düşmesi ve hastanelik olmasıdır. Kültürpark tercihi başka kadınların da başına böyle bir şey gelmesin diye atılmış bir adımdır.

Bu sene de Sema Gür tura gelecek kadınlara şöyle bir çağrı yaptı;

“Turumuz bu yıl Cumhuriyet Meydanı'nda başlayacak, Alsancak'ta devam edecek ve Kültürpark' ta sona erecek.

Tura katılmak için tek bir koşul var. Bisikletinizin olması. Kayıt yok para ödemeyeceksiniz.

Turda hediyeler yok. Sertifika da yok. Eşantiyon da yok. Sponsor da yok. Su da dağıtılmayacak. Yeterince plastik vb. atık yaratmadık mı? Yetişkin bir birey suyunu kendisi getirebilir ve taşıyabilir.

Kültürpark' a gözümüz gibi bakmalıyız. O bizim nefesimiz şehrin gözbebeği. Çimlere topuklu ayakkabı ile basmayı asla düşünemeyiz. Peki, ne yapacağız? Şık kıyafetlerin altına spor ayakkabısı pek moda diyorlar ;) Topuklu giyip çimlere gelince düz ayakkabı giyebilirsiniz. Ya daaa basın çıplak ayakla çimlere ayakkabılar çantayaaa.

Eee? O yok bu yok! Ne var ki bu turda?

-Hediye olarak kadının kendine olan güveni var.

-Gülümseme var.

-Başarmanın verdiği mutluluk var.

-Bir kadının birey olarak dimdik duruşu var...

-Dostların, sevgilin, evladın veya kendinle, bisikletinle geçireceğin anın var heybene koyacağın.

Daha ne olsun ki?”

Şimdi o bıraktığım paragrafa yeniden dönüyorum ve soruyorum:

  • 2017’de bisikletliler Kültürpark için iyi ve hoş iken bugün bisiklet Kültürpark açısından nasıl tartışılır hale geldi? Konu “Sizi Kültürpark’a sokmayız?” noktasına nasıl geldi?
  • Kültürpark mücadelesinin ilk yıllarında “Tanzer’i Kültürpark’a sokmayın” diye adamlarına talimat veren pek muhterem belediye bürokratı ile Kültürpark Platformu nasıl zihinsel olarak aynı noktaya geldi?
  • Artık açık otopark haline gelen Kültürpark’ta, Platform üyeleri hangi otomobilin karşısına çıktı ve “Sizi buraya sokmayız” dedi?
  • 2018 yılında Süslü Kadınlar Bisiklet Turu Kültürpark’ta bitti. O gün karşı olmadığınız duruma bugün karşı olmanızın sebebi nedir?

Şimdi 2017 yılından bu yana İzmir’de belediyenin partisi değişmedi, Kültürpark’a yönelik yapılan yanlış girişimler değişmedi, Kültürpark Platformu’ndaki arkadaşlar değişmedi. Ne değişti?

Kültürpark Platformu’ndaki dostlara tavsiyem kuruluş çizgilerine dönmeleri ve Kültürpark için daha sahici ve içi dolu meselelerle uğraşmalarıdır. Bisiklet parkta havaya zehirli gaz salmaz ve gürültü yapmaz. Aranızda uzlaşamıyorsanız gidip ağaçları ve kuşları jüri yapınız. Bisiklet mi otomobil mi diye sorun onlara. Onlar daha doğru yolu size gösterecektir. Ağaçlar ve kuşlar konuşmaz. Ama siz Kültürpark’ı ağacın ve kuşun gözünden okuyamıyorsanız ne işiniz var orada diye de sorarlar bir gün.

İzmir’deki bisikletsever arkadaşların da İzmir’de bisiklet üzerinde dolaşan bazı yeni durumlara dair uyanık olmalarını diliyorum. Bisiklet, İzmir’de başkalarını eleştirmek için manivela olarak kullanılmaya başlanmış. Bisiklet, birileri tarafından duvar, sekme noktası ve yansıtıcı olarak kullanılmaya başlanmış. Kimden geldiği belli olmasın diye taş önce bisikletliye atılıyor ama hedefi farklı. Uyanık olunuz.

Yıl 2017: Bisikletliler Kültürpark’a gelsin.

Yıl 2021: Bisikletliler Kültürpark’a girmesin!

Kültürpark’a kim girsin?

Editör: Haber Merkezi