Gerçek Gündem'in haberine göre; gardiyanların sözlü tacizlerine maruz kaldığını belirten kimi çalışmalarının Cumhuriyet'te yayınlandığını öğrenen gardiyanlarını, "Böyle atarlar seni içeri!” dediğini aktardı.

Avukatı ile gönderdiği mektupta Kızıl, gözaltına alınırken darp edildiğini, 5 gün gözaltında tutulduktan sonra sorgusuz sualsiz "Erdoğan'a hakaret" gerekçesiyle 22 Nisan'da tutuklandığını belirtti.

Mektubu 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde kaleme almasının manidar olduğunu ifade eden Kızıl, referandumda usulsüzlük iddialarını protesto eden bir grubu videoya çekerken iki polis tarafından darp edilerek gözaltına alınmıştı.

Tutuklandığı ilk andan itibaren cezaevinde psikolojik baskıya uğradığını, gazeteci olduğunu ve Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklandığını öğrenen gardiyanların sorgusuna maruz kaldığını şu sözlerle anlattı:

“Freelance (serbest) çalıştığımı, çalışmalarımı bir çok ajansa gönderdiğini söyleyince, bir gardiyan alaycı bir tavırla soruyor. ‘Cumhuriyet’e de gönderiyordun değil mi?’ Cumhuriyet’in bir ajans olmadığını, bununla birlikte şimdilik bazı fotoğraf ve videolarımın orda yayımlandığını söylüyorum. Yüzündeki gülümseyişi daha da büyütüyor gardiyan. ‘Eee Cumhuriyet’e işte böyle atarlar içeri seni’ dedi.” Kızıl, cezaevi müdürünün gözleri önünde de kötü muamelenin devam ettiğini aktardığı mektubunda, “Parmak izlerim alındıktan sonra üç gün kalacağım tecrit koğuşuna konuluyorum. Beraber gözaltına alınıp tutuklandığım üç öğrenciyle beraber. Pazartesi günü komşularımızın belirlenmesi için çıkarıldığınız müdürün önünde de devam ediyor kötü muamele. ‘Şunun tipine bak’ denilerek aşağılandım. Odadan Dombra Marşı ile uğurlanıyoruz. Fonda son ses çıkan Recep Tayyip Erdoğan ezgileriyle...” ifadelerini kullanıyor.

Editör: Haber Merkezi