İHD İzmir Şubesi ve kayıp yakınları ‘Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirilen oturma eylemlerinde Konak eski Sümerbank önünde bir araya geldi. Eylemde, İzmir’de 25 sene önce kaçırılarak katledilen; insan hakları savunucusu İkram Mihyaz’ın davasındaki zaman aşımının kaldırılarak faillerinin cezalandırılması talep edildi.

“Kayıplar Vicdanındır Sahip Çık”, “Kayıplar Belli Failleri Nerede” pankartlarının açıldığı açıklamaya kayıp yakınları ve İHD üyelerinin yanı sıra, sivil toplum kuruluşları da destek verdi. Eylemde konuşan İHD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Caner Canlı, İkram Mihyaz’ın hikayesini anlattı.

‘HEVAL ŞİMDİ 27 YAŞINDA’

25 yıl önce İzmir’de Balçova Belediyesi’ndeki işine giderken kaçırılan Tüm Bel-Sen örgütlenmesinin önemli isimlerinden, insan hakları savunucusu İkram Mihyaz’ın hikayesini anlatan Canlı, Mihyaz davasında zaman aşımının dikkate alınması ve yeniden dava açılması gerektiğini söyledi.

İkram Mihyaz’ın insan hakları savunucularının tüm etkinliklerinde mutlaka yer aldığını vurgulayan Canlı, “Bütün söylemlerinde Kürt sorununun demokratik, barışçıl ve siyasal çözümü için sendikaların aktif tutum almasını savunur, bunun gereğini de kendi alanında yerine getirirdi. Sendikal faaliyetleri sürecinde çok sayıda, kovuşturma, soruşturma ve gözaltılarla karşılaştı. Irkçı çevrelere karşı devrimci bir duruş sergileyen mücadeleci bir kişilikti. Onun bu yönlerinden rahatsızlık duyan barış ve kardeşlik düşmanı karanlık güçler; 5 Temmuz 1994’de Balçova Belediyesi’ndeki işine giderken kaçırdılar. O gece eve gidemedi.. Ama onun yerine çok sayıda polis geldi evlerine ve İkram’ı sordular. Sorulduğu adres kasıtlı ve yanlıştı. Evde İkram Mihyaz’ın eşi, kardeşi ve o tarihte 2 yaşında olan oğlu Heval vardı. Heval şimdi 27 yaşında!” dedi.

‘KANLI BEYAZ GÖMLEK DE İMHA EDİLDİ’

Canlı, İnsan Hakları Derneği, aile ve avukatların yaptıkları araştırmalar sonucunda şu bilgilere ulaştıklarını söyledi: “İkram, kaçırıldığı gün; beyaz bir Tempra’ya bindirilmiş ve bir yere kadar götürüldükten sonra mavi bir Tempra’ya aktarılmış. Manisa yolu Çiçekli Köyü’ndeki köylüler İkram’ın öldürülüşünü görmüşler. Öldüren kişiler İkram’ı orada bırakıp gitmiş. İkram Mihyaz, Yaka Köyü’ndeki ormanlık alanda, yakın mesafeden sıkılan 4 kurşunla öldürülmüş halde bulunmuştu.’’

Mihyaz’ı öldüren faili meçhul kişiler hakkında, “kasten insan öldürme” suçundan yürütülen soruşturmanın 2014’de kapatıldığını hatırlatan Canlı şöyle devam etti: “Eşi Azize Mihyaz takipsizlik kararının kaldırılması için savcılığa dilekçe verdi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, zaman aşımının dolduğunu, yapılan araştırmalara karşın suçu işleyenlerin kimliklerinin tespit edilemediği kararını verdi. Adli emanetteki bir adet deforme mermi çekirdeği, bir adet 9 mm çapında boş kovan, Mihyaz’ın üzerinden çıkan kanlı gömleği ve diğer giysilerinin “ekonomik değere sahip olmamaları” ve zaman aşımı dolmuş olması nedeniyle, karar kesinleştikten sonra imha edileceği de belirtildi. Ailesinin ve avukatının tüm çabalarına karşın o beyaz gömlek de imha edildi. O dönem yani 2015’de Avukat Metin İriz, takipsizlik kararına itiraz etti. Dosyada yazışmalar dışında hiçbir işlemin yapılmadığını belirtti fakat itiraz olumsuz sonuçlandı.”

‘İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇLARDA ZAMAN AŞIMI OLMAZ’

Hükümet yetkililerine çağrıda bulunan Canlı, şu taleplerde bulundu: “Biz; İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi olarak insanlığa karşı işlenen suçlarda ve yaşam hakkı ihlallerinde zaman aşımının işlemeyeceğini biliyoruz. İkram Mihyaz davasında da zaman aşımının dikkate alınmaması ve davanın yeniden açılması gerektiğini düşünüyoruz. Hatta düşünmekten de öte istiyoruz. Yüzleşilmeyen, cezasız kalan bütün insan hakları ihlalleri suçlarının daha sonraki yıllarda fazlasıyla karşımıza çıkacağını biliyoruz ve diyoruz ki: İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz. İkram Mihyaz davasındaki zaman aşımı kaldırılsın. Faili meçhuller cezasız kalmasın.”

Açıklamanın ardından tüm kayıplar için 10 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi. (DUVAR)

Editör: Haber Merkezi