Ender Gündüz / İz Gazete - Ocak 2015 tarihinde kurumsal yapıya bürünen ve 10 Şubat 2015’te Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın onayıyla resmiyete kavuşan Genç İşi Kooperatif, çeşitli kurum ve kuruluşlarda çalışan gençleri bir araya getirerek kent ve kalkınma üzerine görüş alışverişinde bulunduğu ilk toplantısını Originn’de önceki gün gerçekleştirdi. Konuşmacı olarak Berkin Şafak Şener’in katıldığı, kolaylaştırıcı olarak ise Mehmet Kuzu’nun yer aldığı toplantıya 15 genç katıldı.

İki bölümden oluşan toplantının ilk bölümünde sunum, ikinci bölümünde ise fikir alışverişi yapıldı. Paylaşılan bilgilerin kaydedildiği toplantıda ortaya çıkan fikirler daha sonra rapor halinde katılımcılara ve kent bileşenlerine sunulacak.

“BU TOPLANTILAR NEFES ALMA ALANIMIZ”

‘İnsan odaklı kalkınma ve kent’ olarak belirlenen ilk buluşmada söz alan Kuzu, amaçlarının yerelde politika yapıcıları etkilemek olduğunu ifade ederek, “Kamu kurum ve kuruluşları, STK’ları genç işi bakış ile yönlendirmek ve fikri altyapı oluşturarak kent ve kalkınmaya dair bilgi paylaşımında bulunmak istiyoruz” dedi.  Kooperatif deyince insanların aklına belirli simgelerin geldiğini aktaran Kuzu, aslında kooperatiflerin bir altyapı modeli ve fikirlerin buluşma noktası olduğunu söyledi.  Her ayın 13. günü bu buluşmaların gerçekleşeceğini dile getiren Kuzu, bu tür toplantıların nefes alma alanları olduğunu kaydetti.

Kuzu’nun ardından söz alan Şener ise, uzmanlık alanına dair bir sunum gerçekleştirdi. Modern anlamda kalkınma fikrinin 2. Dünya Savaşı sonrasında ortaya atıldığını söyleyen Şener, kalkınmanın tarihsel evrimini devlet, sermaye birikimi, ticaret, yabancı yatırımlar ve kalkınma yardımı parametreleri üzerinden anlattı.

Türkiye özelinde yerel politikaların yerel STK’lar üzerinden yapılmasının doğru olduğunu belirten Şener, yerelde çözümleme yapılıp en uygununun belirlenmesi gerektiğini söyledi.

“KALKINMA YERELDE PLANLANMALI”

Şener, “Kalkınmaya yerel odaklı bakmak lazım çünkü yatırımlar ve kalkınma planları genelgeçer kaideler üzerinden yapılırsa sorun çıkar. Dünya da öğrenerek ilerliyor. Bu süreci en az yıkımla atlatmak için kalkınmaya yerel ölçekten bakmak gerek. Kalkınma her zaman politik bir alandır; bu yüzden yalnızca teknokratlara bırakılamaz. İzmir özelinde ise, politik mazeretlere sığınmak yerine, sivil toplum, özel sektör ve yerel yönetimin kalkınmaya dair tutumunu gözden geçirmekte fayda var” dedi.

Kalkınma üzerine fikirlerin paylaşıldığı ikinci bölümde ise kentte ekonomik ve siyasal kalkınmanın ötesinde, vatandaşların mutlu ve güvenli olabilmesinin önemli olduğu vurgulandı.

Editör: Haber Merkezi