Bergama Demokrasi Platformu ve bileşenleri kadın cinayetlerine dur demek için “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” sloganıyla bir etkinlik düzenledi. İki gün önceden belirlenen programda Bergama Endüstri Meslek Lisesi önünden, Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş yapılacak, meydanda ise basın açıklaması okunacaktı. Ancak etkinliğe iki saat kala yürüyüşün İzmir Valiliği tarafından yasaklandığı belirtildi. Bunun üzerine grup elemanları durumu protesto etmek için basın açıklamasını yürüyüşün başlayacağı Endüstri Meslek Lisesi önünde okudu. Basın açıklaması sonrasında ise oturma eylemi yapıldı. Basın açıklamasına CHP ve İYİ Parti ilçe yönetimleri ile kadın meclis üyeleri de destek verdi.

ALKIŞLI, ISLIKLI PROTESTO

Yürüyüşün yasaklanması üzerine Bergama Demokrasi Platformu üyesi Alev Çakır tarafından okunan açıklamada; “Bugün kadın cinayetlerine karşı isyanımızı buradan Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyerek göstermeyi planlamıştık. Ancak Bergama Kaymakamlığı hıfzıssıhha kurallarını gerekçe göstererek iki saat önce yürüyüş yapmamızı yasakladı. Bu kararlar hayatın birçok kısmında uygulanmazken, iktidarın faaliyetlerinde hiç lafı edilmezken, Ayasofya’da 350 bin kişi namaz kılınca bile bahsi geçmezken, neden biz kadın cinayetlerini protesto ettiğimizde gündeme geliyor?” denildi. Yürüyüşün yasaklanması ise alandakiler tarafından alkış ve ıslıklarla protesto edildi.

YÜREKLERİMİZE ATEŞ DÜŞÜYOR

Kadın cinayetleri ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili ilk basın açıklaması ise Eğitim-Sen Bergama Temsilcisi Şirin Ural tarafından KESK adına okundu. Açıklamada; “Bugün biz yasta değil isyandayız. İktidar kadınların yaşam hakkına kasteden yasal düzenlemelerde ısrar ettikçe kadınlar her gün daha vahşi yöntemlerle katlediliyor. Her gün sosyal medyada kaybolan bir kadının haberi daha yüreğimize o bildik ateşi düşürüyor. Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanlığından cesaret alan failler her gün en az üç kadını katletmeye devam ediyorlar. İsimler değişse de hikâyeler hiç değişmiyor. ‘Seviyordum öldürdüm, reddedildim öldürdüm, kıskandım öldürdüm’ gibi bahaneler en son tanık olduğumuz Pınar Gültekin cinayetinde olduğu gibi henüz 27 yaşında gencecik bir üniversite öğrencisinin yaşamına kastedilmesine yol açabiliyor. Siyasal iktidarın bugünlerde çekilmeyi tartıştığı İstanbul Sözleşmesi’nin gereklikleri uygulanmış olsaydı Pınar ve Pınar gibi kaybettiğimiz binlerce kız kardeşimiz bugün hayatta olacaktı. Şiddeti önlemenin en önemli yolu önleyici politikaları hayata geçirmektir” denildi.

BERGAMA BELEDİYESİ’NİN AÇIKLAMASI!

Basın açıklamasında ayrıca; “AKP’li Bergama Belediyesi de kadına yönelik şiddete bakış açısını Pınar Gültekin cinayetinden sonra yaptığı açıklamada açıkça ortaya koymuştur. Açıklamada aynen şu ifadeler yer alıyor : ‘Yüreğimizi yakan ve toplumsal infiale neden olan kadına şiddete artık dur de!’ Yani toplumsal infiale neden olmasa, toplum kabul etse kadına şiddete dur demeye gerek yok mu? Bergama belediyesinin iktidarın dilinden farklı bir dil kullanmasını beklemiyorduk zaten. Bergama da bir Kadın Dayanışma Merkezi olduğunu biliyor muyuz? Hem de AKP’li Bergama Belediyesi’ne bağlı bir merkez. Bu bizleri aldatmasın çünkü bu merkezin tabelası boş bir binanın kapısına asılmış, hiçbir çalışanı ve faaliyeti yok. Yani yine her şey göstermelik” denildi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN TARTIŞMAYA AÇILMASI KABUL EDİLEMEZ

CHP Kadın Kolları Başkanı Figen Günal tarafından okunan açıklamada ise; “Ülkemizde kadın cinayetleri ve kadına şiddet oranları gün geçtikçe artarken, biz kadınlar için hayati önem taşıyan İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması kabul edilemez. Biz, kadınlar, yasal haklarımızdan vazgeçmeyi asla kabul etmiyoruz. Böylesine hassas bir konuda taviz verilmemesi gerektiğini ilgililere hatırlatmak istiyoruz. Bergama’dan sesleniyorum. Üzülerek belirtmek isterim ki kadına şiddetin önüne geçilmesi gerektiğini savunan bir sözleşmenin tartışmaya açılabilecek bir yanı yoktur. İstanbul Sözleşmesi’nden geri dönülmemelidir. Caydırıcı cezalar uygulamaya konulmalıdır"

KADIN CİNAYETLERİ SON BULSUN

Kadınların eşitlik yolunda farkındalıklarının artması, yasal haklarını pratikte kullanmak istemelerine tahammül edilememektedir, devlet organları vasıtasıyla engel olunmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda farkındalıkları arttırma ve tam eşitliğin sağlanması için çabamız/ çalışmalarımız ve mücadelemiz devam edecektir. İstanbul Sözleşmesi hayat bulsun, kadın cinayetleri son bulsun” denildi.

HERGÜN YENİ BİR VAHŞETLE UYANIYORUZ

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Bergama Şubesi adına Gülay Bahadır tarafından okunan açıklamada ise; “Artık her gün yeni bir vahşetle uyanıyoruz. Her gün ülkemizin herhangi bir köşesinde kadınlara yönelik bir saldırı haberi duyuyoruz, okuyoruz.  Bir cinsin diğeri üzerinde kurduğu baskı, şiddet en korkunç şekliyle cinayetle sonuçlanıyor. Kadınların yaşam hakkı hiç kimsenin, hiç bir inancın ya da ideolojinin tekelinde değildir. Bu güne kadar değişik platformlarda sürekli anlatmaya çalıştığımız, görünür kılmaya çalıştığımız; gizli tutulan, söylenmeyen ya da normalleştiren aile içi ve toplumsal şiddet özellikle AKP iktidarı, diyanet fetvaları, uygulanmayan yasalar ile daha da beslenerek her gün yeni bir kadın cinayeti işlenmesine yol açıyor”

SUSMAYACAĞIZ, KORKMAYACAĞIZ!

“Kadın kimsenin malı, mülkü değildir. Hükmedeceği, emredeceği, döveceği söveceği bir varlık değildir,  bunu herkes böyle bilmelidir. Tehditle, iftirayla, toplumsal baskı ile kadınları sindirmeye çalışmak topluma ve toplumun geleceğine verilen en korkunç zararlardan biridir. Kadınlar olarak bizler susmayacağız, korkmayacağız! Eşit yurttaşlık hakkı ve toplumsal eşitlik için mücadele eden bizler her türlü şiddete karşı da mücadele etmeyi görev biliyoruz” denildi.

KAYNAK: AJANS BAKIRÇAY

Editör: Haber Merkezi