UMUT KARAKOYUN - Bayraklı'da şaşkınlık uyandıran bir olay yaşandı. Bornova Belediyesi, Mansuroğlu mahallesinde bulunan ve Hacı Mehmet Özkan adına kayıtlı olan 927 metrekarelik arsayı, 1976 yılında kamulaştırdı. Tapuya da haciz şerhi konuldu. Daha sonra Mehmet Özkan 1983 yılında arsa üzerine cami inşa etti. Kaçak olarak yapılan camiye bir de imam atandı. Bayraklı’nın ilçe olmasının ardından bu ilçe sınırları içinde kalan ve İzmir Bayraklı Müftülüğü’nün tabelasının da asıldığı cami, şu anda imar planlarında yok. Planlarda yol ve yeşil alan olarak görülen bölgede yapılan kaçak camide yıllarca ibadetlerini yapan vatandaşlar, caminin yasal statüye kavuşturulması için uğraşırken, şok bir gelişme daha yaşandı. Cami avlusunda bulunan kadın ve erkek tuvaletlerinden Özkanlar Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği değil de 3. şahıs yani hayırsever Hacı Mehmet Özkan’ın oğlu Mehmet Özkan para alınca tuvaletler Bayraklı Belediyesi tarafından mühürlendi.

Özkanlar Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Mustafa Deniz, tuvaletlerin mühürlenmesinin sorumlusu olarak oğul Mehmet Özkan’ı gösterdi. 17 yıldır cami cemaati arasında yer alan, 10 yıldır da dernek başkanlığı yapan Deniz, ibadethanenin yasal statüye kavuşması için yıllardır mücadele ediyor. Ancak sesini yetkililere duyuramayan Deniz, İzmir İl Müftülüğü’ne de yazı yazarak durumu anlattı. Caminin, 637 Dinayet İşleri Yasası’na göre devredilmesi gerekirken hacizli arsa olduğu için devir işlemlerinin yasal olarak yapılamadığını anlatan Mustafa Deniz, “Tuvalet ve dükkan 2000 yılında dernek tarafından yapıldı. Parası da cemaatten toplandı. Ama Mehmet Özkan buranın kirasını şahsi olarak kendisi alıyor. Yasaya göre kamu malı olan cami ve tuvaletler üzerinde üçüncü bir hak sahibi olmaz. Ama Özkan buranın kirasını aldığı için iş ticarete giriyor. Ticarete girdiği için belediyeden ruhsat alması gerekiyor. Ruhsatsız olduğundan dolayı tuvalet mühürlendi” dedi.

Caminin, Mehmet Özkan’ın babası tarafından yaptırıldığını kaydeden Deniz, gerekli mercilere yazı yazarak caminin ya kapatılmasını ya yasal yollardan derneğe veya müftülüğe devredilmesini istediklerini söyledi. Tüm çabalara rağmen sonuç alamadıklarını ifade eden Deniz, “Devir işlemleri de yapılmadı. Burada bir hukuksuzluk var. Cemaat geliyor, tuvaletler mühürlü, ihtiyacını göremiyor. Yasaya göre de dinen de hayırsever işini yapar. Camiyi, mescidi, Kuran Kursu’nu yapar. İlgili mercilere devreder, ellerini çeker, insanlar da ellerini açar ve ona dua eder” açıklamasında bulundu.

Mustafa Deniz, İzmir İl Müftülüğü’ne de yazı yazarak durumu anlattı. Deniz, yazısında, kaçak camiye nasıl memur ataması yapılabildiğini sordu. Ayrıca, hacizli arsa üzerine yapılan camide namaz kılınmasının caiz olmadığını savunan Deniz, şu ifadelere yer verdi: “Resmi kayıtlı olmayan caminin, devir işlemleri yapılamıyor. Yasaya uymayan Mehmet Özkan hakkında neden bir yaptırım uygulanmıyor? Cami, anonim olarak yapıldı. Kimi insanlar kum, tuğla ve kireç gibi yardımlarda bulundu. Mehmet Özkan’ın hukuki olarak cami üzerinde bir hakkı yok, burayı babası yaptırdı.”

Eleştirilerin hedefindeki Mehmet Özkan ise şunları söyledi: “Cami bizim özel mülkümüz ve biz buradan gelen gelirleri, cami giderleri için harcıyoruz. Onun için de buradan para almak bizim en doğal hakkımız. Biz de tuvaletlerin mühürlenmesinden muzdaribiz ve sorunu çözmek için uğraşıyoruz. Belediyeye, tapuya ilgili tüm birimlere gittik. Caminin yasal statüye kavuşması için uğraşıyoruz.”

GAZETE DOKUZ EYLÜL

Editör: Haber Merkezi