Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türkiye’de 2 yıldır süren pandeminin ardından normal sürece geçilmesiyle birlikte hastaneler dolup taşmaya başladı. Kontroller, tetkikler, rutin rahatsızlıklar gibi pek çok sebeple hastanelere başvurular arttı. Kamu hastanelerindeki hekim ve sağlık çalışanı yetersizliği, tetkik cihazlarının eksikliği nedeniyle yaşanan aksamalar hem vatandaşları hem sağlıkçıları mağdur ederken özellikle bilgisayarlı tomografi, MR, anjiyo, ultrason, endoskopi, kolonoskopi gibi tetkikler için aylar sonraya randevu verilmesi sağlıksızlık üreten bir sistemi gözler önüne serdi. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Süleyman Kaynak ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Başkanı Erkan Batmaz, İzmir’de kamu hastanelerinin durumunu özetledi.

‘RANDEVULAR UZADI’

Hastanelerde özellikle tetkik gerektiren işlemler için uzun vadelere randevu verilmesinin nedenlerine ilişkin açıklamalarda bulunan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Bütün tetkikler ile ilgili randevuların uzun vadeye verildiğine dair bilgiler geliyor. Özellikle radyolojik tetkikler, el işi gerektiren, maniplasyon gerektiren tetkiklere uzun süre sonraya randevular verildiği söyleniyor. Esasında bunun birkaç nedeni var. Bu nedenlerden bir tanesi; hekimler 5 dakikada bir hasta bakma baskısı altındalar. Çok yoğun bir hasta yüklenmesi var. Bir hekim endoskopi yapabilecekken poliklinikteki randevu sıkışıklığından dolayı poliklinikte çalışmaya yönlendiriliyor. Böyle olunca da daha spesifik işleri yapmaya daha az zaman kalıyor. Hastanelerde çok spesifik işleri yapan çalışan sayısı da giderek azalıyor. Bunun azalmasındaki en önemli etken de bu spesifik işleri yapan insanlar özlük hakları ile ilgili büyük zorluklar yaşadığı için kamu hastanelerinden çekilmeye başladılar. Bu insanlar özel hastanelere gidiyor ya da muayenehane açıyorlar. Bunların yanında pek çok hastane, maddi yetersizlik içerisinde… Hastanelerin tükettiği malzemelerin hemen hemen yüzde 85’i ithal edilir. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından hastanelere, Türk Lirası üzerinden ödeme yapılıyor ama hastane hizmetinin yürütülmesi için satın alınan malzemelerin hepsi döviz üzerinden alınıyor. Buna, enflasyonun da etkisini katacak olursak, hastaneler zarar ediyor. Dolayısıyla yeterli kalitede ve sayıda malzemeyi alınamıyor. Randevu sürelerinin uzamasının bir etkeni de bu…” açıklamalarında bulundu.

‘SAĞLIKSIZLIK SİSTEMİ’

Sağlıksızlık üreten bir sistem olduğunu söyleyen SES İzmir Şube Başkanı Erkan Katmaz, pek çok ilde olduğu gibi İzmir’de de insanların randevu almakta büyük sıkıntı yaşadığını belirtti. Özellikle, görüntüleme teknikleri; bilgisayarlı tomografi, MR, anjiyo, ultrason, endoskopi, kolonoskopi gibi tetkikler için aylar sonraya randevu verildiğine dikkat çeken Batmaz, “Hemen hemen tüm hastanelerimizde aynı sorun yaşanıyor. Parası olanın muayene olup tetkik yaptırdığı, parası olmayanın maalesef aylarca sıra beklediği, sağlıksızlığa mahkum edildiği bir süreci yaşıyoruz. Kamu hastanelerine ayrılan bütçe git gide azaldı. Sağlık çalışanları, yoksulluk sınırı altında çalışmaları nedeniyle yurt dışına göç etmeye devam ediyor. Pandemi döneminde süreç doğru yönetilemedi, temiz hastane-pandemi hastanesi ayrımı doğru bir yönetimle yapılamadı. Bu olmadığı için bugüne kadar hastalar birikti. Kovid dışı kontroller, tetkiler, hepsi birikti. Şimdi bir dağ gibi yığıldı. Şu anki sağlık sistemi, İzmir’de de pek çok ilde de başvuruları karşılayamaz oldu. Hem çalışan yetersizliği hem cihaz eksikliği hem de hasta başvurularında birikme var. İnsan özel hastanelere, özel görüntüleme merkezlerine mahkûm edilir hale geldi. Örneği bir MR çekilmeniz gerekiyor, bugün başvursanız en az 2-3 ay sonraya randevu veriliyor. Endoskopi de durum daha da kötü, 5-6 ay önceden randevu alamıyorsunuz. Belki kolon kanserisiniz teşhis konulması için endoskopi yapılması gerekiyor ama 6 ay beklemek zorundasınız. Bu canınıza mal olabilir” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi