Ömer Özsağlamlar/İz Gazete- Protesto öncesi pandemi döneminde geçinemediği için intihar eden müzisyenler ve patronları tarafından öldürülen müzisyen Zehra Bayır saygı duruşu ile anıldı. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinden sonra kadınların yaşam mücadelesinin daha da zorlaştığını belirten Grup Sözcüsü Melodi Zengin “İstanbul Sözleşmesi'nin fesih kararıyla birlikte kadınların yaşam güvencesinin tamamen ortadan kaldırıldığı bir süreçte 18 yaşında genç kadın bir müzisyen, Zehra Bayır katledildi. Aynı zamanda ülke genelinde evde sokakta ve nefes almaya çalıştığı her yerde hayatı zindan edilen kadınlar, çalıştıkları yerlerde de türlü mobbing ve ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Çifte sömürüye maruz bırakılan kadınlar aynı zamanda hayatlarıyla tehdit ediliyor. İstisnasız her gün bir kadın cinayeti haberiyle karşılaşıyoruz 24 Temmuz’da Muğla’nın Milas ilçesinde Zehra Bayır arkadaşımızı katleden tam da mafya düzeninin kendisidir” dedi.

"MÜZİSYENİ KAYIT DIŞI ÇALIŞTIRMAK SERBEST Mİ?"

Kayıt dışı çalıştırılan, özellikle pandemi sürecinde mekanların kapanması ile zor duruma düşen müzisyenler olduğunu belirten Zengin, “Pandemiyle geçen 2 yılı aşkın sürede, mekân kapatmalar ve canlı müzik yasakları sonucu müzik emekçilerinin birçoğu işsiz kaldı. Birçoğu farklı işlere girip çalışmak zorunda kaldı. Kimileri yıllarca çalışıp çabalayıp aldığı ve gözü gibi baktığı enstrümanları satmak zorunda kaldı. Pek çoğu kayıt dışı çalıştığı için devletin nazarında müzik emekçisi olarak sayılmayan müzisyenler -talep ettiği halde- geçim desteklerinden yararlanamadı. Kayıt dışı çalışma konusunda herhangi denetim ve kural getirmeye gerek duymayan devlet, müzik emekçilerini kendi kaderine terk etti Müzisyeni kayıt dışı çalıştırmak serbest mi? Çünkü müzik emekçilerinin büyük çoğunluğu kayıt dışı, sigortasız, iş güvencesiz çalışıyor. Çalışma ortamları işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden yetersiz ve sağlıksız. Binlerce müzisyenin çalıştığı bu işkolunda düzenleyici, koruyucu hiçbir önlem ve yasal düzenleme yok. Bundan anlıyoruz ki yönetenlerin ve patronların gözünde müzisyenlerin emeği en ucuz değerdir. Binlerce emekçinin sanat ve müzik üretimi yaptığı bu alanda, turizm patronlarını maddi teşvik ve turizm işkoluna ucuz işgücü sağlamak dışında yapılan emekten yana tek bir düzenleme yoktur. Müzisyenin emeğini böylesine değersiz saymanın yanında son dönemde bir de yasaklar ile katmerleşen bir ayrımcılık politikası sırtımıza bindirilmek isteniyor” diye konuştu.

"NE SUSACAĞIZ NE BİAT EDECEĞİZ"

Mafya düzenindeki işletme sahiplerinin gücünü İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden iktidardan aldığına vurgu yapan Zengin, “Biz müzisyenlere sigorta yapmayan, günde beş saat çalıştırıp zam istediğimizde yemeğimizi kesen, üzerimizden bir gecede binlerce, milyonlarca para kazanan fakat o paranın içinden bize hakkımızı vermeyi çok gören, gece yasaklarıyla ekmeğimize taş koyan, yaşamımızı ve geleceğimizi hiçbir şekilde güvenceye almayan bu sistem şimdi de bize 'hakkınızı isterseniz ve katledilirseniz susacaksınız' diyor. Öyle ki biz bunu, patronu tarafından hakkını istediği için katledilen müzisyen kadın arkadaşımızın katillerinden Özkul Gazino'nun sahibi Ömer İlter'in serbest bırakılışından görüyoruz. Ne susacağız ne biat edeceğiz. Artık emeğimizin hiçe sayılmasına, hayatımızın mafya bozuntusu mekân sahiplerinin insafına bırakılmasına izin vermeyeceğiz. Başta kadın müzisyenler olarak, tüm müzisyenlerin nazarında güvenceli, eşit çalışma koşulları istiyoruz. Bu mafyaların bu cüreti müzisyenlerin emeğini hiçe sayan ve İstanbul Sözleşmesini bir gecede fesheden iktidardan aldığını biliyoruz. Müzik emekçileri, emeklerinin değersiz ve görünmez kılınmasına, ayrımcılığa, yasaklara karşı insanca çalışma koşulları ve onurlu bir yaşam için dayanışmaya, seslerini birleştirmeye, örgütlenmeye çağırıyor” şeklinde konuştu.

Protestoya “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları ile son verildi.

Editör: Haber Merkezi