İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, dün Adana'nın Aladağ ilçesinde yaşanan ve 11'i öğrenci 12 kişinin yaşamını yitirdiği yurt yangını ile basın açıklaması yaptı. Konak Eski Sümerbank önünde toplanan sendika, oda, siyasi parti ve kitler örgütlerinin temsilcileri, "Aladağ'da yaşanan katliamdır. Sorumlusu cemaat-tarikat düzenidir" yazılı pankart açtı. Sık sık "Tarikat yurtları kapatılsın", "Yanarak ölmek kader değildir", "Dernekleriniz batsın çocuklar yaşasın", "Nitelikli kamusal yurt istiyoruz" sloganları atıldı.

Açıklamada grup adına basın metnini okuyan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bahri Akkan, yaşanan olayın facia ya da kader değil katliam olduğunu söyledi. 

Aladağ'da yaşanan katliamın faillerinin kendi siyasi çıkarı için insan yaşamını hiçe sayan, tedbirsizlikten, vurdumduymazlıktan, gericiliğin önünü açma çabalarından vazgeçmeyen, öğrencilere kamusal barınma olanağı sağlamayan iktidar olduğunu vurgulayan Bahri Akkan, “Yaşananlar sadece tedbirsizlikten, denetimsizlikten kaynaklanmamaktadır. Bu ölümlerde gerici politikaların, gericiliğin tüm topluma empoze edilmesi çabalarının payı büyüktür. Aladağ’daki yurtta kalan bir öğrencinin velisinin ‘Burası Süleymancıların yurdu. Yurdu yıktılar, çocuklarımızı buraya yerleştirdiler’ şeklindeki sözleri aslında tüm yaşananların özetidir. İktidar, öğrencilerin barınma hizmetini kamusal bir hizmet olarak sunmayarak, özellikle yoksul ailelerin çocuklarını cemaatlerin, tarikatların kucağına itme politikası izlemektedir. Bu politika, bir bütün olarak toplumun gericileştirilmesi, yaşamın dini kurallar çerçevesinde şekillenmesi planının önemli bir parçasıdır" diye konuştu.

İktidarın toplumu muhafazakârlaştırma yönündeki adımlarına karşı mücadelenin, öğrencilerin kamusal, laik, bilimsel, anadilde parasız eğitim ve barınma mücadelesinden ayrı görülmemesi gerektiğinin dün akşam bir kez daha ortaya konduğunu ifade eden Bahri Akkan, şöyle konuştu: "Yetkililerin aklına öncelikle sorumluların değil, doğal bir şekilde yaşananlara tepki gösterme potansiyeli taşıyan sendikacıların, gerçekleri aktarma çabasındaki gazetecilerin gözaltına alınmasının gelmesi de, bir şeylerin üstünün örtülmeye çalışıldığına dair kaygımızın ne kadar haklı olduğunun göstergesidir. Yurtta kalan ve olayı bizzat yaşayan çocuklar, yangın merdivenine açılan kapının kilitli olduğunu söylerken, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın kapının kilitli olmadığını iddia etmesi, yetkililerin olayın neresinde durduğunu net olarak gözler önüne sermektedir.”

Yapılması gerekenlere de değinen Akkan, "Mevcut yurtların yönetmeliklere uygunluğunun detaylı bir şekilde incelenmesi, devletin mevcut yurt kapasitelerini arttırarak öğrenciler için daha güvenli, sağlıklı ve ekonomik barınmanın yolunu açması, vakıf, dernek görüntüsü altında cemaat ve tarikatlar tarafından işletilen yurtlar bir an önce kapatılmasıdır. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, bilimsel, laik, kamusal, parasız eğitim ve barınma hakkına sahip çıkmaya ve toplumun gericileştirilmesi çabalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz" ifadesini kullandı.

(EVRENSEL)

Editör: Haber Merkezi